2 YIL SONRA...
Babamla her zamanki gibi küçük tartışmalarımızdan birini yaşıyorduk.
''Baba Bora'yı koleje yazdırırsan anlarım da,bırak ben devlet okuluna devam edeyim.Oradaki tipleri çekemem '' diye sitem ettim.Beni niye yolluyordu ki koleje.Zaten annemin ölümünden sonra tüm yükü kendi üstüne alımış,bir de beni koleje yollamak için gece gündüz demeden çalışıyordu.Ben memnundum ki devlet okulundan
''İtiraz istemiyorum istemiyorum küçük hanım.Şimdi derhal hazırlanıyorsun ve hemen mutfağa iniyorsun''dedi babam aşağıdan,kızgın çıkmayan bir ses tonuyla.Peki baba seni kırmayacağım
Merdivenlerde dikilmeyi bırakıp Bora'nın odasına gittim.Hala uyuyordu.Yanına gidip yorganı üzerindençektim.Gözlerini mırın kırın ederek açtı.Umurumda değildi.İlk günden okula geç kalmak istemiyorsa erken kalkmalıydı.
''Of.Tamam abla git başımdan kalkıyorum''dedi boğuk sesiyle.''Sanada günaydın'' dedim ve odasından çıkıp kendi odama girdim.
İlk başta yatağımı topladım.Hiç vakit kaybetmeden banyoya gittim.Tam yüzümü yıkayacakken aynaya bakmak için tekrar kafamı kaldırdım.Ne kadar büyümüştüm ben böyle. Artık anneme çok benziyordu yüz hatlarım.Onu o kadar çok özlemiştim ki.Acaba ne yapıyordur şimdi.Bu aylarda çok üşüyecektir kesin.O soğuğu sevmezdi çünkü.Göz yaşlarım yanağımdan,arkasından soğukluk bırakacak şekilde akıyordu gözlerimden.Tam 2 yıl olmuştu.Neden bırakmıştı ki bizi.O güçlüydü.Neden gittin anne...
''Abla beni kaldırıyorsun ama hala hazırlanmamşsın.Geç kalacağız.Hadi ama''diye sitem etti Bora kapının önünden.Aynadan kendime bakmayı kesip elimi yüzümü güzelce yıkadım.Yüzümü kurulayıp banyodan çıktım.Dün ütüleyip masamın üzerine koyduğum formalarımı alıp giyindim.Aynanın karşısına geçip eteğimin boyunu ne uzun ne de kısa olacak şekilde ayarladım.Saçlarımı da tarayıp önlerini maşayla bukle haline getirttim.Çantama da gerekli olan bi kaç defter ve kalem koydum.Telefonumu da alıp aşağı indim.Mutfaktan çok hoş kokular geliyordu.''Günaydın baba''dedim babamın yanağından öperken.
''Hadi git kahvaltını yap birtanem''dedi bana sıcacık gülümsemesini yollarken.Malesef o gülüşüne karşılık verememiştim.Ben iki yıl önce gülmeyi unutmuştum.Tam babama sende kahvaltı etmeyecek misin? diye soracakken ''Ben kahvaltımı çoktan ettim''dedi aklımı okurcasına.Bu özelliğini seviyordum babamın.Bora masaya oturmuş hızlıca kahvaltı yapıyordu.''Yavaş yesene boğulacaksın''dedim şaşkınlıkla onu izlerken.Bu kadar hızlı yemeyi nasıl beceriyordu hayret.Bende masaya oturup Bora'nın aksine daha sakin bir şekilde kahvaltımı yapmaya başladım.Telefonuma mesaj gelince cebimden çıkardım.Kuzenim Yağmurdan gelen bir mesajdı açıp baktım
KİMDEN:Yağmur
Aynı sınıftayız kuzen benden çekeceğin var
Ah Yağmur.Mesaja cevap vermeden tekrar cebime koydum.Kahvaltım bitince banyoya gidip dişlerimi fırçaladım.Ayakkabılarımı giyindiğimde evden çıktım.Bugun babam bırakacaktı bizi.Hatta diğer günlerde...
İlk Bora'yı bırakmıştı.Ne yazık ki Borayla aynı kolejlerde okuyamıyorduk sınıf farkından dolayı.Babam bu sefer arabayı benim okulumun önünde durdurunca yanağından kocaman öptüm.Babam da alnımdan öpünce kocaman sarıldım ona.Beni kollarıyla sıkıca sarıp ''Herşey güzel olacak birtanem''dedi.Babamdan ayrılıp ''Umarım'' diye mırıldandım.Arabadan inerken babam,''Seni çıkışta alamıyabilirim işim çıkarsa,Bora'yı da alıp eve gidersiniz tamam mı?'' dedi.Tamam anlamında başımı salladığımda evin anahtarını verdi babam.Ona el sallayıp arabanın kapısını kapattım ve yeni okuluma ilerlemeye başladım.''Her şey güzel olacak.Her şey güzel olacak...''mırıldanırken biri kollarını sıkıca bana sardı.''Kızım seni çok özledim''diye bağırdı kulağımın dibinde Yağmur.''Bende özledim de kollarını gevşetmessen öleceğim birazdan''diye yakındım
''Pekala.hadi gel seni arkadaşlarımla tanıştırayım''dedi.Yüzündeki mutluluk okulun en ücra köşesinde bulunan biri tarafından bile görülebilirdi.''Hayır Yağmur sınıfa çıkalım aynı sınıftayız değil mi?''Onu kırmayı istemezdim ama yeni arkadaşlıklar kurmayı istemediğimi biliyordu.''Evet aynı sınıftayız''dedi. Cevap vermedim.Yakınımda duran bir kızın annesiyle konuşmasını dinliyordum.Benimde böyle tatlı tatlı konuşabileceğim bir annem olsaydı keşke.Ama yoktu.Bizi bırakmıştı.Yağmur'un beni dürtmesiyle kıza bakmayı kestim ''Mısra iyi misin güzelliğim''diye sordu benim baktığım tarafa bakarken. O da duymuş olmalıydı yüz ifadesinden belli oluyordu.
Sınıfa gelmiştik.Nasıl geldiğimiz hakkında herhangi bir fiktim yoktu.En arka sıra boştu hemen oraya geçtim.Belki daha sonra otururdum Yağmurla.Kafamı sıraya koydum ve zilin çalmasını bekledim.Kimseyle tanışmak dahi istemiyordum.Yalnızdım ve bundan rahatsız değildim.Kolumu biri dürtünce kafamı sıradan kaldırdım boş gözlerle karşımda dikilen çocuğa baktım. Ne var anlamından kafamı salladım ''Orası benim yerim''deyince çantamı da alıp kalktım.Yağmurun yanını boş görünce yanına oturdum.Bana şaşkın şaşkın baksa da umursamadım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ACI IZDIRAP
Romance-Kuşları anlat bana -Ne? -Şarkıcı kuşlar. Sabahları ne için ötüyorlardı? -Her gün yeniden yaşadıklarını fark ettikleri için şarkı söylüyorlar. -Seninle tanıştığım günden beri her sabah şarkı söylüyorum.