eyes

441 81 9
                                    

"Gözlerin kırmızı."

Anthony'nin bana baktığında söylediği ilk şey bu olmuştu.

"Ne?"

"Gözlerin diyorum," dedi bana biraz daha yaklaşarak. "Kırmızılar."

Kıkırdadım. "Evet, bilirsin kırmızı lensler şu sıralar çok moda ve ben de-"

"Hayır," Anthony bana daha da yaklaştı. Gözleri tam gözlerimin içine bakıyor, yavaş ve sıcak nefesleri boynuma çarpıyordu. "Gerçekten kırmızılar. Göz bebeklerin geniş, lens olsaydı böyle durmazdı. Neden kırmızılar?"

Yutkundum ve bir adım geri gittim ama çocuk gözlerime bakmaya devam etti. "Ö-önemli bir şey değil." dedim kekeleyerek. "Neyse, um, ben Steve. Sadece arkadaş olmak istiyordum."

Ona elimi uzattığımda bir anlığına duraksasa da elimi sıktı. "Pekala Steve, daha önce hiç kırmızı gözlü arkadaşım olmamıştı. Gerçi hiç arkadaşım da olmamıştı. Herneyse ben Tony."

"Tony," dedim ilk kez duymuş gibi. İsmi 'Anthony' olarak gözüküyordu. Belki kısaltmıştır diye pek üzerinde durmadım. "Güzel bir isim. Sanırım buralardan değilsin o zaman."

Tony arkasındaki binanın tuğla duvarına yaslandı ve kollarını göğsünde birleştirdi. O anda neden sokağın ortasında öyle amaçsızca dikilip konuştuğumuzu sorguladım. Tony küçümser bir tonda konuşmaya devam etti. "Sence bu gözlerle Asyalı olma ihtimalim var mı?" Kıstığı gözleri çikolata kahvesiydi ve bu garip ama güzeldi.

"Haklısın, özür dilerim."

Çocuk hafifçe kıkırdadı. "Özür dilemene gerek yok." Sağ bileğine taktığı siyah saate baktıktan sonra tekrardan bakışlarını bana çevirdi. "Yapacak hiçbir şeyim yok ve şu saatlerde etrafta fazla kimsenin olmayacağı bir park biliyorum. Sokakta konuşmaktan daha iyidir en azından, gitmek ister misin?"

Başıma sallayarak onayladıktan sonra onu takip etmeye başladım.

Hikaye benim değildir, izin alarak Stony halini yazıyorum. İzin verdiğin için teşekkürler, godofmuke

SHINIGAMI EYES. STONYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin