Azrail canını almaya geldiğinde Hz.İbrahim, canını kolay teslim etmez. Azrail'e:
- Yürü git, Sultana arzet, halilinden can istemesin artık, der.
Yüce Allah buyurur ki:
"Eğer Halil'imsen haliline canını feda et! Halbuki sen canını vermemeye uğraşıyorsun. Başka kim böyle dostundan canını esirger?"
Yanında bulunanlardan biriside Hz.İbrahim'e
-Ey alemin nuru, neden Azrail'e can vermiyorsun? Aşıklar bu yola canlarını koyarlar; sen ise bir canını esirgiyorsun diyiince:
Halillullah derki.
- Ben hemen canımı verecektim ama araya Azrail girdi. Halbuki ateşe atılırken Cebrail gelmiş, "Ey Halil, benden bir şey iste" demişti. O zaman ben Cebraile bakmadım ben. Çünkü yolumu kesiyor, beni Rabbimden alıkoyuyordu. Cebrail'e bile baş eğmemişken ben, nasıl olur da Azrail'e can veriririm?
Allah'tan "Canını feda et" sesini duymadıkça can veremem ben. Fakat O can vermemi emrederse, bütün can ülkesi yarım arpa bile etmez bence. O emretmedikçe iki alemde de canımı başka birisine teslim edemem ben. Diyeceğim bundan ibaret.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DİNİ HİKAYELER
RandomAbdestsiz Nöbet Tutmam Sultan İkinci Abdülhamid Han zamanında, Sarayda gece gündüz nöbet tutan hassa askerleri vardı. Bu nöbetçilerin geleneksel olarak geceleyin bir seslenişleri yankılanırdı etrafta: - Kimdir o? - Kim var orda?.. Hiç kimse yoktur...