Ölüm bazen öyle bir zamansız gelir ki ; zamanı gelmiş olsa bile bize göre hep zamansızdır,bizim en değerli gördüklerimizi alır götürür.Bazen isyan ederiz bağırır çağırırız ama nafile giden gitmiştir çoktan . Bazen sükût eder razı oluruz ilahi taktire . Bu hikayem de babasını erken kaybedenlerin neler çektiğini ,ne acılar yaşadığını anlatmaya çalıştım dilim döndüğünce . Babasını doyamadan erken kaybedenler beni daha iyi anlayacağını sanıyorum. Veeee babası hayatta olanlar ; dargın olsanız bile gidin babanıza sıkı sıkı sarılın çünkü dünyaya bir kere geliyoruz ve yarına çıkacağımızın hiç mi hiç garantisi yok. Hikayem sonuna kadar okurken sıkılmayacağınızı düşünüyorum. Umarım beğenirsiniz
Kaybedilen babalar ve geride kalan çocuklar
Hiç bir zaman unutulmayacak olanların en başında babalar vardır . Baba bir çınardır bölgesi bile huzur verir, bir karlı dağdır arkamızda duran
Beni bırakıp gittiğinde tam onyedi yaşındaydım baba. Sana bazen o kadar çok kızıyorum ama her seferinde de affediyorum. O kadar kolaydı senin için öylece bırakıp gitmek...
Bir kerecik gözlerime baksaydın da öyle gitseydin baba. O son bakışın gözlerime değseydi inan ölümün bu kadar ağır gelmezdi. Şimdi öyle bir yük var ki omuzlarım da hissetmiyor,o kadar acı ki gidişin bana artık ağır gelmiyor, yüreğim de acım o kadar ağır ki hiçbir şey hafifletmiyor.
Tam onyedi yaşındaydım beni bıraktığında ve onyedi değil tam yirmi yedi yıl geçti aradan sensiz.Yirmi yedi yıl nasıl nasıl geçti bilmiyorum ama baba, benim yüreğimde ne senin sevgin ne de acın hala geçmedi.
Doyamadım sana baba ben daha çocuk sayılırdım senin gözünde , öyleyse niye bıraktın ki beni, annemi, kardeşlerimi ve hayatın bütün yükünü niye bıraktın ki baba!
Sorularıma soru ekliyor cevabını duyamıyordum. Neden duymuyorsun beni baba!
Herkes babasını böyle mi sever benim gibi yoksa ben sana doyamadığım için mi böyleyim.Yok yok sen hayatta olsaydın yine ben seni böyle severdim.
Evde en son içtiğin küllükte ki sigara izmaritini bile hala saklıyorum, ceketin astığın yerde öyle duruyor hiç kimseye dokundurmadım, ayakkabılarını sen her gün giyecekmişsin gibi boyuyor her gün tozunu alıyorum.
Arabanı sorma baba onu satmak zorunda kaldık , malum sen gittikten sonra ne yapacaktık biz. Ama adının yazdığı anahtarlık hala duruyor ve onu ben kullanıyorum.
Her akşam eve dönecekmişsin gibi umutla pencerede beklediğim zamanlar oldu.Anladım sen gelmeyecektin alıştım zamanla.
Ahh bir gelsen baba ben her akşam pencerede bekler , kapıyı ben açarım sana .
Ben seni çok seviyordum baba, korkma hemen gittin diye tükenmedi sevgim hala seviyorum. Annem de seviyor bir görsen annemi, aslında görmesen daha iyi . Perişan oldu sen gittikten sonra o da belli etmiyor ama hala pencerede sen gelecekmişsin gibi bekliyor.
Kardeşlerimde en az benim kadar özlüyorlar seni, en az benim kadar diyorum , aslında seni en fazla ben seviyorum en çok ben bekliyorum.
Biliyorum sende en çok beni severdin ya da ben öyle zannederdim. Bir şeyle söyle baba ne olur susma öyle.
Bu kadar yıldır sustuğun yetmedi mi?
Çocukken bir hata yaptığımda bana göre hata sayılmazdı beni cezalandırmak için hiç konuşmaz susardın yaptığımın yanlış olduğunu anlayayım diye beni cezalandırdın . Ben üzülürdüm sonra üzüldüğümü görür affeder barışır konuşurdun.
Şimdi söyle baba çocukluğumdaki hatalarım yok hangi yanlışım ve hatalarımdan ötürü benimle konuşmuyor beni böyle yalnız ve sessiz bırakıyorsun.
Ne olur konuş benimle baba!
Mezarına hergün gelmiyorum ama buraya her gün gelirsem bir daha hiç geri dönemem baba.
Unuttun mu bilmiyorum ama bu gün benim doğum günüm senin öldüğün yaştayım . Senden bir farkım olsun ,ben çocuklarımı bırakmayacağım .
Babasız geçen ömrün ne kadar acı olduğunu ben bilirim baba .
Yokluğunda ne acılar çektim .Oylarınızı ve yorumlarınızı eksik etmeyin arkadaşlar