Ormanda kaybolma

444 50 25
                                    

Gray gözüne akın eden güneş ışınlarından korunmak istercesine eliyle güneş ışığını engellemeye çalıştı.
Başarısız olunca yatakta huzursuzca döndü durdu. Ardından yenilgisini kabul edip gözlerini açtığında bir kızla karşılaştı. İlk önce uykulu olduğundan olayı farketmedi ama sonradan olayı anladığında hızla gözlerini açtı genç adam.
Karşısında masum bir yüz ifadesiyle Juvia duruyordu. Yüzüne gelen güneş ışınları, kızın mavi saçlarını daha da güzelleştiriyordu. Uyurken o kadar tatlı görünüyordu ki Gray uzun süre gözlerini ondan alamamıştı. Yutkundu. Biraz da kızarmıştı.
Hızla yataktan kalktı ve üstüne bir şeyler geçirdi. Arada göz ucuyla Juvia'ya bakıyordu.
Uykusunda bir şeyler mırıldanıyordu. Gray merakına yenik düşüp yanına gitti ve ona doğru eğildi.
" Kafanı... Koparıcam... Senin..." Gray Juvia'nın bu haline güldü. " Nasıl bir psikopatla evliyim ben ? " diye söylendi. Dikkatini yeniden Juviaya verdi. Elini Juvianın yanağına götürdü. Eli kızın yanağında gezerken ister istemez gülümsedi. Büyülenmişcesine onu izliyordu. Juvia yeniden uykusunda mırıldanmaya başladı. Bu sefer Grayin elini de tutmuştu.
" Lütfen bana o elbiseyi giydirmeyin... "
Gray ilk önce güldü. Sonra gözü eline kaydığında kızardığını hissetti. Şu an Juvianın bir bebekten farkı yoktu. Grayin eline sımsıkı sarılmıştı. Gray elini almak istese de başarısız olmuştu. Uyurken nasıl bu kadar güçlü olabiliyordu bu kız...
Gray en sonunda pes edip elini kendi haline bıraktı. Onu kaldırmaya çalışacaktı. Ama tam da o anda Juvia boşta kalan elini Grayin boynuna atıp Grayin yatağa düşmesini sağladı. Gray bu sefer iyice kızarmıştı. Çünkü Juvia ile dip dibe gelmişlerdi. Onun yüzüne bu kadar yakından bakacağını hiç düşünmezdi.
" Çok güzel... " diye mırıldandı. Hala büyülenmişcesine ona bakıyordu.
Bir anda ne yaptığının farkına vardığında gözlerini sımsıkı kapatıp açtı. Juvianın elinden kurtulup hızla yatakta doğruldu.
" Tanrım ne yapıyorum ben ? " elini sertçe alnına geçirdi
" Fiona beni bekliyordu dün gece aklımdan çıkmış olmalı. " Hemen ayağa kalktı ve hazırlandı. Tam kapıdan çıkacakken gözü Juvia ile buluştu. Gidip gitmemekte kararsız kalmıştı.
Kaşlarını çattı. Bu deliliğe son vermesi gerektiğini düşünüyordu.
Aşık mı olacaktı? Saçmalık diye düşündü. O asla aşık olmazdı. Kapıyı çarparak dışarı çıktığından dolayı Juvia bu sese uyanmıştı. Gözlerini hafif araladı. Ardından kendine geldiğinde dün gece yaptığı şey aklına geldi ve kızardı. Yatağa baktı. Gray yoktu. Onu farketmiş miydi ? Farkettiyse ne yapmıştı ? Bu sorularla mücadele ediyordu. Ayağa kalktı ve üstüne bir şeyler geçirdi hızla. Sonra aşağıya indi ve etrafa göz gezdirdi. Gray yok gibiydi.
Nadiayı görünce hemen onun yanına gitti.
" E..Eh... Nadia... Grayi gördün mü ? "
" Dışarı çıktılar efendim. Nereye gittiklerini söylemediler."
" T..teşekkürler... "
Nadia oradan ayrıldıktan sonra Juvianın yüzü düştü. Aklından binlerce senaryo geçiyordu. Gece aslında Gray uyumuyordu da Juvianın ne yaptığını farkettikten sonra oradan ayrılmış mıydı ? Yoksa Juvia yanında uyuduğu için sinirlenip dışarı mı çıkmıştı ? Veya İşi vardı da o yüzden mi çıktı ? Ya da .. Başka bir kıza mı gitmişti ?
Son söylediği biraz daha uygun geliyordu ona. Yumruğunu sıktı genç kız. Hırkasını alıp Nadia'ya döndü.
" Biraz dolaşacağım. " deyip kapıdan dışarı çıktı. Nereye gittiği hakkında bir fikri yoktu. Sadece hava almak istiyordu. Yanağında bir ıslaklık hissedince şaşırdı. Neden ağlıyordu ki?
Ellerini cebine soktu. Ardından ormana doğru yürümeye başladı. Sadece buradan uzaklaşmak istiyordu. Bu ona iyi gelecek gibiydi.
Hava aydınlık nasıl olsa kaybolmam herhalde diye düşündü. Gözlerini kapattı. Yavaş adımlarla ormana doğru gidiyordu.
" Sadece dolaşacağım. "
__________

Gece olduğunda Gray saraya gelmişti. Nadia hızla kapıya doğru koştu. Gelenin Gray olduğunu görünce gözlerini kaçırdı dudağını ısırdı. Juvia geç kalmıştı.
" Bir sorun mu var Nadia ?" dedi Gray, hırkasını bir köşeye attı.
" Ş... şey... Prenses Juvia sabahtan dışarı çıkmıştı. Ama hala gelmedi... " Gray kaşlarını çattı. " Ne ? Nereye gitti peki ? "
" Bir şey söylemeden gittiler... "
Gray yumruğunu sıktı.
" Nereye doğru gittiğini gördün mü peki ? "
" En son ormana girdiğini görmüştüm. "
" Tamam. " kenara attığı hırkasını yeniden alarak hızla dışarı çıktı.
________
" Juvia! " ormanda gezinirken bir yandan bağırıyordu.
" JUVİA ?! "
Gray hiç durmadan bağırıyordu. Ululamalar dışında hiçbir şey duyulmuyordu.
" NERDESİN SENİ MAVİ BALIK ?! "
Hala ses seda yoktu.
" JUVİA ! BAK BU BİR ŞAKAYSA HİÇ KOMİK DEĞİL. ÇIK ARTIK ORTAYA. "
Hala ses yoktu. Grayin kalbi her zamankinden daha hızlı atıyordu. Korkudan mıydı?
" GRAY?! " sesi duyar duymaz Grayin kalp atışları daha da hızlandı. Bu Juvia olmalıydı. Son hızıyla sesin geldiği tarafa koştu Gray. Sonra ağaca yaslanan birini görünce ona doğru koştu. Hızlıca o korkmuş kıza sarıldı. Ağlama seslerini duydu. Korkmuş olmalıydı. Gray daha da sıkı sarıldı Juviaya. Onun da yanaklarından bir kaç damla gözyaşı düştü. Neden ağlıyordu ?
İkisi de tek kelime etmeden birbirlerine sıkıca sarılıyorlardı.
" Amacın neydi de tek başına ormanda dolaşıyordun ? " dedi Gray sessizliği bozarak. Juvia bir şey demedi. Kollarını Grayden ayırdı. Gray hala Juviaya sıkıca sarılıyordu. Juvia kollarını indirince daha da sıkı sarıldı hatta.
" B... Ben i... İyiyim... Gerçekten... " dedi juvia bir yandan burnunu çekiyordu.
Gray bir süre öyle kaldıktan sonra kollarını ayırdı ve gözlerini Juvianınkilerle buluşturdu. " Daha fazla ağlama artık sulugöz " dedi ve gülümsedi.
" Bana diyene bak. " dedi juvia ve o da gülümsedi.
Juvia kalbinin boğazında attığını hissediyordu artık. Neden bu kadar heyecanlanmıştı...? Sürekli yutkunuyordu. Terlemişti. Konuşurken kekelememek için kendini zor tutuyordu.
Bu his de neyin nesiydi böyle ?
Yoksa... Aşk mıydı bunun adı... ?

Zoraki Aşk -Gruvia-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin