Jacob bana fısıldayarak yemekten sonra konuşalım dedi.çok sitres altındaydım. Ve yemeğimiz bitti kalktık beni arka bahçelerine götürdü. Ve bana kendinden bahset dedi. Onun çok büyük bir hayranı olduğumu söylemem için bekliyor gibiydi ve bende ona senin çok büyük bir hayranınım dedim. Oda keşke daha önceden söyleseydin dedi. Bunu neden dediği belliydi hayranları onun çok üstüne gidiyor çünkü. Bende ona belki büyük bir hayranın olabilirim ama lütfen ben senin hayranınmışım gibi değilde arkadaşmışız gibi davranalım dedim. Bu onu gerçekten hoşuna gitti . Bana gülümsedi. Sonra evin kapısının önündeyken bana saat kaç dedi. Bende telefonun ekranını açıp ona uzattım. Ama unuttuğum birşey vardı.ekran kağıdım Jacob'du ama bu sefer rezil olmadım bana bakıp güldü.işte dünyanın en güzel gülüşü.
