Bir ve ikinci bölümler düzenlenmiştir lütfen tekrar okuyun!
Saate baktım, saat 20.45'tü beş dakika sonra şirket kapanacaktı. Herkez teker teker teker mesaisini bitirip çıkmaya başlamıştı bile. Bartu'ya elimle hadi dedim, o da bunu beklermişcesine oturduğu sandalyeden kalktı ve birlikte ofisimizden çıkıp asansöre bindik. Bartu 1. kata bastı ve asansörün 1. kata varmasını beklemeye başladık. Sonunda asansör durup kapılar açıldığında ikimizde asansörden indik ve çıkışa doğru ilerledik, kartlarımızı cihaza okutup çıktık. Arabaya bindik ve Bartu eve doğru sürmeye başladı.
Ailemiz zengindi, çok zengindi ama biz bu zenginliği sadece ihtiyacımız olduğunda kullanıyoruz. Annem ve babam öldüğü için evde sadece Bartu ve ben yaşıyoruz.
Bu arada benim adım Burçak ve Bartu'da benim ikizim, biz çift yumurta ikiziyiz. Birbirimize çok önem veririz ve birbirimizden sakladığımız sırrımız olmaz. Ailemizden miras olarak bolca para, bir villa,bir araba (Bartu'yla birlikte kullanıyoruz), iki motor ve şirket kaldı.
Bartu- Burçak, geldik.
- Ha? Tamam.
Arabadan inip eve doğru yürüdüm. Kapıyı açmamla Hera'ın üstüme atlaması bir oldu. Ben onu üstünden çekip kalınca Bartu'nun da Ares tarafından yeri boyladığını gördüm ve gülümsedim.
B- Tamam oğlum hadi kalk üstümden.
Ares Bartu'nun üstünden kalktı ve herkez odalarına geçti. Bordo kapımı açıp Hera'nın girmesini bekledim soluma baktığımda Bartu'nun da siyah kapısını açıp Ares'in girmesini beklediğini gördüm Hera'nın girdiğini fark edince bende arkasından girdim. Odamı çok seviyorum kocaman ve içerde benim isteyebileceğim herşey var. Yani bir takım evin içinde küçük bir ev gibi! Bartu'nun odasında benimkinden aşağı kalır yanı yok tabi. Odaya girip siyah-bordo gecelik takımımı giydim ve yatağıma yattım, Hera'da yerdeki yatağına yattı.
•••
Sabah alarmın sesiyle kalktım, bugün okul vardı. İlk banyoya girdim sonrada dolabın karşısına geçtim ve giyecek birşeyler aramaya başladım.
Sonunda multi seçtim ve giyindim, saçımı salınık bırakıp aşağıya indim.Bartu hazırlanmış, çantasını kapının yanına koymuş kahvaltı hazırlıyordu. Bende çantamı onunkinin yanına koyup yardım etmeye başladım. Kahvaltımızı ettiğimizde motorların anahtarını aldık ve binip okula doğru sürmeye başladık.
Az sonra okula geldiğimizde kapıdan birlikte girdik. Sonunda 8 ay sonra tekrar okul, açıkcası baya özlemişim okulu! Bartu'yla sınıfımızı öğrenip sınıfa geçtik, neyseki aynı sınıftayız. Aynı sıraya geçip öğretmeni beklemeye başladık ama ne göriyim! O sırada sınıfın kapısından Ezgi girdi. Ezgi benim on yıllık arkadaşım ve ilk okuldan beri aynı sınıftayız ayrıca Bartu'da olduğu gibi onunlada birbirimizden gizlediğimiz hiç sırrımız yoktur, yani bir nevi ikinci kardeşim gibidir kendisi. Ben yerimden kalkıp ona doğru gitmeye başladım o da beni görür görmez koşarak gelmeye başladı, sonunda ortada buluşunca birbirimize sımsıkı sarıldık ve 8 ayın hasretini giderdik.
Ezgi- Kızım çok özledim yaaa!!
- Aynen kızım yaa!! Hadi gel oturalım.
Ben Bartu'nun yanına geri otururken Ezgi'de Bartu'yla merhabalaşıp önümüzdeki sıraya oturdu. Biz yerlerimize yerleşirken bu seferde kapıdan Sarper girdi. Sarper'de Bartu'nun 9 yıllık arkadaşı ve onlarda her sene aynı sınıftalar ve dördümüz hep birlikte takılırız. Aynı zamanda onlarında aralarında gizlediği sır yoktur. Ama Bartu'yla aramızdaki özel sırları söylemeyiz o başka. Bartu ayağa kalkarken Sarper de yanımıza gelmişti. Onlar erkekçe selamlaştılar sonrada Sarper bana dönüp elimi öptü ve her zamanki yalaka halleriyle
Sarper- naber prenses? Her zamanki gibi çok güzelsiniz, dedi.
- Sağol canım, sende her zamanki gibisin, ama dikkat et Arın görmesin, dedim ve göz kırptı.
Arın benim sevgilim. Bir aydır görmüyorum onu, çünkü ailesiyle tatile gitmişlerdi. Bizide davet etmişti aslında ama bizim şirkette işlerimiz olduğu için gidememiştik.
Güldü ve Ezgi'ye döndü. Her zaman uğraşırdı zaten onunla, yine uğraştı.
S- Sen hâlâ kaçmadın mı kocaya çirkin?
E- Sensin çirkin! Hem ne kocası be! Ben daha gencim birkere ne kocası!?
B- Tamam artık, yeter hoca gelcek şimdi.
Bartu'nun sözüyle Sarper de Ezgi'nin yanındaki yerini aldı. Az sonrada hoca geldi zaten. Daha ilk ders olduğu için ders programını bilmiyoruz bunun için kimse hiç birşey getirmedi ve muhtemelen üçüncü veya dördüncü derse açıklanır. Ve tabii kitaplarımızda olmayınca bugün derste işlemeyiz bence.
•••
Aynı dediğim gibi oldu ve bugün ders işlemedik sayılır. Evet sayılır dedim, çünkü bazı acımasız hocalar ders işladi!
Okul bitip herkez evlerine giderken bizimkiler biryerlere gidelim diye teklif sundular ama biz şirkete gitmemiz gerektiğini söyledik ve vedalaşıp eve gittik. Evde geldiğimizde ikimizde odalarımıza geçtik. Banyo yapıp dolabın yanına geçtim.Dolaptan multi aldım ve giyinip bordo çantamı elime alarak aşşağıya indim saçımı salınık bırakmıştım. Ben aşağıya indiğimde Bartu'da yeni iniyordu. Birlikte anahtarları alıp motorlara bindik ve şirkete gittik şirkete herkez bize hoşgeldiniz diyordu ve baş selamı veriyordu. Bu şekilde odamıza kadar gittik ve odaya girdik. Odanın içinde masalarımız karşılıklı kapının iki tarafına koyulmuş bir şekilde yerleştirilmiş ve kapının hemen karşısında da ikili pencere var. İkimizde masalarımıza geçtik ve ben evraklarla uğraşmaya başladım, Bartu ise işlerini dünden bitirdiği için telefon da oyun oynuyordu. Tabi az sonra onada yığınla iş gelince havası söndü beyfendinin! Biz böyle oyalanıp giderken ben işlerimi bitirdim ve öğlen molası için aşağı kata kafeteryaya indim. Bir kahve alıp masalardan birine oturdum. Yanındaki sandalye hareket edince o tarafa baktım, baktım bakmasına da ne göriyim!?
Ben küçük çaplı bir şok geçirirken o konuşmaya başladı.A- Ne o özlemedin mi beni yoksa?
Bölümün kısalığı için üzgünüm ama sabrım kalmadı ve bölümü hemencecik yayınlamak istedim. Bu arada diğer bölümlerde belki kısa olabilir. Lütfen bana kızmayın çünkü mümkün oldukça çok bölüm yazmak istiyorum ama size söz veriyorum en az 800-900 cümle olucak.
Sizce bu gizemli kişi kim?
Peki bölüm nasıldı? Beğendiniz mi?
Öpücüklerimle size bolca ponçik günler. ;-) :-) Diğer bölümde görüşmek üzere. O:-)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Veliaht (Beklemede)
Teen FictionÇift yumurta ikizi olan Burçak ve Bartu... Anne-babaları öldü ve onlara miras olarak ev ve bolca para ve şirketi bıraktılar... Ama onlar normal ihtiyaçları için paralarını kendileri kazanmayı tercih ettiler ve veliahtı oldukları şirkette çalıştılar...