45.BÖLÜM

60 4 0
                                    

ÖZET


"Beni neden sevmediğini anladım biliyor musun?"
-
"Senin baban ben değilim"
-
"Benim baba diyecek başka kimsem yok ki"

Ali başını iki yana sallayarak beyninde yankılanan sesleri durdurmaya çalıştı. Ellerini yüzüne getirdi ve yüzünü sıvazlayıp iç çekti. Bakışlarını yorgun düşmüş ve bu nedenle derin bir uykuda olan Selin'e çevirdi. Ona yalan söylemek çok zor olsa bile bu onun iyiliği içindi. Ali biliyordu ki eğer Selin herşeyi öğrenirse onu bırakacağını ve kendisinin yıkılacağını. Ali'yi bu seferki düşüncelerinden arındıran şey çalan telefon oluyor. Ali bakışlarını Selin'den çekip diğer yanında duran telefona yönlendiriyor. Halasının aradığını görünce kaşları çatılıyor. Yerinde biraz daha dik pozisyona geliyor. İçini o korku esir alırken boğazını temizleyip telefonu açıyor. "Efendim Hala?"Diyor sesinin tonunu belli etmeyecek şekilde. "Ali, hastaneye gel hemen" Halasının ağlamaklı sesi ile birlikte gözleri önündeki boş duvara sabitleniyor. "N-neden?"Diyor yutkunarak zorlukla. "Baban," Halasının karşıdan derin bir nefes alıp verdiğini işitiyor. "Baban uyandı Ali" Ali gözlerini kapatıp rahatladığının kanıtı olarak tutmuş olduğu nefesini dışarı bırakıyor. İçini esir almış korkuyu def ederken bakışlarını duvardan çekip ayağa kalkıyor. "Tamam hemen geliyoruz" Ali, Halasının cevap vermesini beklemeden telefonu kapatıyor.

Emre gülümseyerek bakışlarını Peri'ye çevirdi ve yanağından makas aldı. "Hadi gidelim biz" Tuğçe, Emre'nin arabasına yol alırken, Peri annesine dönüp el salladı ve Emre'nin açtığı kapıdan arabaya bindi. Ardından da Tuğçe ve Emre. Onlar gözden kaybolunca Güneş yolun kenarında taksi beklemeye başladı. Rana onu da arayıp haber vermişti. Güneş gözlerini yola sabitlemişken geç kalmamak için dua ediyordu. Biraz daha bekledikten sonra yürümenin daha mantıklı olduğunu anladı ve arkasını dönüp adımlarını atmaya başladı. En azından bir taksi bulana kadar yürüyebilirdi. Arkadan korna sesi duyduğunda korkuyla irkildi Güneş ve arkasına baktı. "Anne" Selin arabadan indi ve kapının yanından annesine bakmaya başladı. Güneş, Selin'in yanına ilerledi.

Can kapıyı açtığında Peri'yi gördü. Tabii ablası ve Emre abide vardı. Kapının önünden çekilip ablasının ve Emre abisinin geçmesine izin verdi. Peri'de ağır bir adım ile içeri girdi ve Can'a döndü. "Peri, nasılsın" dedi Can kapıyı kapatıp tekrardan ona dönerken. Peri içinden bir nefes bırakarak başını hafifçe iki yana salladı. "Ne biliyim kötü galiba, ama Haluk Amca uyanmış. Bunu duyunca mutlu oldum gibi" Can kırık, ufak bir tebessüm ederek Peri'ye sarıldı. Peri gülümsemeye başlarken o da sarıldı Can'a. "Can, nerdesiniz?!" Tuğçe'nin sesi yankı yaparak onlara ulaştığında Can, Peri'den ayrıldı. "Hadi gel içeri girelim" Peri başını salladı yukarı aşağı. "Tamam" Beraber salona girdiler.

REKLAMLAR...

45.BÖLÜM


Nazlı dudaklarını aralarken Savaş yanına gelip elini destek olmak istermişçesine sıktı. Nazlı bakışların yere sabitledi ve sert bir şekilde yutkundu. "Nazlı'yı mı?" Selin bir adım öne gelip Doktor ve Nazlı arasında bakışlarını gezdirdi. "Evet" Doktor kısa ve öz bir cevap verdi Selin'e. "Hadi git Nazlı" Savaş, Nazlı'nın gözlerine bakarken elini bıraktı yavaşça. Nazlı hızlı bir şekilde doktoru geçip odaya girdi. Kapıyı sesli bir şekilde kapattığında gözlerini yumdu ve içinde dışarı gitmeyi bekleyen nefesini saldı. "Nazlı?" Haluk'un güçsüz çıkan sesini duyan Nazlı ağır adımlarla onun yanına ilerledi. "Kızım" Nazlı gözlerini yumdu ve duvara yaslandı. "Ben senin kızın falan değilim"dedi soğuk ve düz çıkan sesiyle Nazlı. Ona bakmamak için çaba gösteriyordu ama bu Haluk'un söylediği şeyle bozuldu. Nazlı hızla bakışlarını ona çevirirken dudakları aralandı. "Sen ne kadar aşağılık, şerefsiz bir adamsın ya?!" Haluk zorla sağ elini havaya kaldırdı. "Sakin ol" Nazlı'nın dolan gözlerinden yaşlar dökülmeye başlarken ona bir adım yaklaştı. "Sakin falan olmuyorum! Sen nasıl bu kadar rahat olabiliyorsun ya?!" "Ben ömrüm boyunca vicdan azabı çektim" "O yüzden mi böyle rahatsın?!" "Sesini yükseltme" "Neden beni istedin yanına?! Bunları söylemek için mi?!" "Bağırma!" Haluk'un ani çıkışına karşılık hareketsiz, sessiz bir şekilde durdu Nazlı, bir heykel misali. "Gerçekler acıdır kızım, değiştiremezsin" Nazlı gözlerini hızla birkaç kez kırptı ve onun tam dibinde durdu. "Ben. Senin. Kızın. Falan. Değilim! Bunu o aklına sok! Az önce söylediğin şey bile benim bu düşüncemi değiştiremez" Nazlı arkasını dönüp gidecekken kolunun tutulmasıyla bu engellenmiş oldu. "Bırak beni"dedi tıslayarak. Sert bir şekilde kolunu Haluk'tan kurtardı Nazlı ve odadan çıktı.

BATMAYAN GÜNEŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin