Selaaam. Burada yapacak birkaç küçük açıklamam var, maksadım onları yapıp kaçmak ama hadi bakalım. Dünya Başladığı İşi Yarıda Bırakma Olimpiyatlarında altın madalyayı hak etsem de evet yine yeni kurgu ;( Şimdi bu kurgu üç beş bölümden oluşacak, her bölümü farklı bir yüzyılda, farklı bir hayatta geçen bir şey olacak. Kısaca Louis ve Harry'nin birbirlerine kavuştukları, çoğunlukla da kavuşamadıkları hayatlar serisi. Soulmate! au, haliyle de reenkarnasyon? İyi okumalar!
Bazı tanımlar:
*Dominus (erkek) / Domina (kadın): Antik Roma'da bir evin ve eve hizmet eden kölelerin sahibi/sahibesi
*Domus: hizmet edilen evin kendisi
*Venus filium: latincede "Venüs'ün Oğlu"1
14 Eylül, MÖ 700Nefes al.
Etrafındaki bütün sesler su tarafından emilip giderken gözlerini sıkıca yumdu. Masmavi okyanusun en derinlerinde olduğunu hayal etti, henüz Neptün'ün bile keşfetmediği derinliklerde kendini suda süzülen bir ceset mishali bıraktığını ve buna rağmen aynı derinlikte kalabildiğini. Bacaklarını ve kollarını sıyırıp geçiren derin dalgaları hissedebilirdi, akıntıya kapılıp Neptün'ün onu dilediği yere götürmesi için kendini rahat bırakması yeterdi.
Nefes ver.
Bu kadar zor olmamalıydı. Nefes ver, diye hatırlattı kendi kendine. Ciğerleri bu kadar süre dolu kalmayı kaldıramazdı, artık nefes vermeli ve ağzından çıkan hava, su altında kabarcıklara dönüşürken yüzeye doğru izledikleri yolu takip etmeliydi. Yüzeye geri dönmeliydi. Tek yapması gereken sakin kalmak ve şey- ee... belki de başını artık sudan çıkarmaktı? Çıplak kolunu dürten tahta fırçayı hissettiğinde ağzından son bir nefes vererek başını sudan çıkardı ve kulaklarını anında dolduran kısık sesli konuşmaların kendisine yöneltildiğini anladığında gözlerini tek bir defa kırptı.
"Louis," diyordu Eleanor ona. Az önce onu dürtmekte kullandığı tahtadan fırçayı elinde bekletiyor, bir cevap beklercesine Louis'ye bakıyordu. "Dediklerimin tek kelimesini işittin mi?"
Louis kirpiklerinden aşağı damlayan suyu kovmak için ikinci defa gözlerini kırptı ve küvetin iki tarafına tutundu. "Üzgünüm," dedi yalnızca.
Eleanor çikolata rengi gözlerini umursamazca devirirken Domina'nın ondan özellikle kullanmasını istediği lavanta kokulu sabunu eline aldı. Louis'nin ikinci kez sormasına, hatta konuşmasına bile gerek yoktu, Eleanor'un nasılsa söylediklerini tekrar edeceğini biliyordu. Bu ikisinin arasında oluşmuş sessiz bir anlaşmaydı artık; Eleanor konuşurdu, Louis ise dinlerdi.
"Domina," dedi Eleanor, sesine az önce söylediklerini tekrar ettiğini açıkça belirten bir tını hakimdi. "Domina seni bugün alıcılara sunacakmış."
Louis dudağını ısırdı. Bu bilmediği bir şey değildi, Domina'nın özellikle pahalı sabunlar ve yağlar ile yıkanmasını istiyor olması alıcıların karşısına çıkarılacağından başka bir şeyin göstergesi olamazdı. Ve işin doğrusu- Louis biliyordu, bugünün elbet bir gün geleceğini çok iyi biliyordu ama biraz daha beklese olmaz mıydı? Domina, Dominus'un aksine Louis'nin alıcıların karşısına çıkmadan önce görgü ve etiket adına birkaç şey öğrenmesini gerek görmüş ve onu köle evine geldiği ilk birkaç ay boyunca hiçbir satıcının karşısına çıkarmamıştı. Louis, Domina'nın onun eğitilmesi emrini verdiği andan beri alıcıların karşısına ebediyen çıkmamanın bir seçenek olmadığını biliyordu ama o- o gerçekten de gitmek istemiyordu. Doğuda bazı kölelere nasıl davranıldığını, ne tür işkencelere maruz kaldıklarını duymuştu o bir kere, ve Batı'da da salgın olduğunu biliyordu. Bir süre daha burada, Eleanor ile kalsa olmaz mıydı sanki?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
aeonian || larry stylinson
Fanfiction"Louis gözlerini yumdu ve diledi. Kendinden kilometrelerce uzaktaki yıldızlardan birinin onu duymasını, bir gün, belki de başka bir hayatta Harry'yi yeniden görebilmeyi diledi." soulmate! au.