Eylül 1

71 4 1
                                    

Eylül 1 dışarda yağmurun gürültüsü
Tabiat ananın aynasında sararmış görüntüsün.
Ağaçların her bu mevsim kaybettiği senken,
Benim olmamanın yaşamak kadar çok değil üzüntüsü!

Yine de yağmura denk üzüntümün bedeli
Bu bedele karşılık bir kış ayı güzüntümü ödenir?
Suyun yer yüzünden alınıp bir ihanet seferi düşün.
Böyle birşey var olsa tüm yapraklarımı dökerim.

İnancım, bitmiyecek yağmurların kokusu.
Kalbimin üstünde ondan dahada hisli dokusun.
Bacaklarımı ellerimle destekleyip beş şişenin
Yardımıyla çıkıyorum aşk denen şu yokuşu�

Zafer benim olduğunda, ödülüm sen ol�
Eylül'ün başlangıcıyla, önüme sel o
Bacamda tüten duman, penceremde rüzgar
Bu rüzgardan daha şevkatli daha serin eser ol.

Seni ona buna değilde sana anlatabilsem.
Güneş bir parça daha sen damlatabilse!
Tam karşıma düşsen konuşsak söylesem ve dinlesen.
Yahut ben susup kalsam sen anlatabilsen.

Eylül bereketiyle geldi yapraklarımı döktü!
Her harfin toprağın altında milyonlarca köktür.
Sonunda çocukluğumu kaybetmekten ürküp,
Papatya bahçesinden salıncağımı söktüm.

Bu dağlar seninle ilgili hiç birşey bilmiyor.
Bununla doğru orantıda hiç bir ağacın ilmi yok!
Orman oksijen yangının tehditindeki alâsın.
Malesef hiç bir adıma oksijen dikilmiyor.

Ormanları yok etmeden seni gerçekten sevemem.
Bir ağaç yüzlerce kalem 20 şiir senede
İlkokuldan liseye hatta sonrasında bi sene boyu
Karşılaştığım her işlemin sonucu sen eder

Tütünüm olmalıydı basmalıydı yarama
Emin olsam varolduğuna sıkıntıları aramam
İnşallah beni hiç bir mühitte birkez bile bulama
Yinede birgün vazgeçersem eğer yıkıntıları arala

Hayır efendim ona ihanet derler zira gurur buna
Bir kadın yok hiç olmadı bakmayın siz kuruntuma
Islanan her mendil gibi inan birgün kurur buda
Kıskanıyorum dudaklarını içtiğin her yudum sudan

Direncim tükenmeyecek mürekkepler şöleni
Sevgi imparatorluğunda bu en parlak dönemim
İyice hantallaştım, haricen bide şuvar
Elim bir kagıda bir kaleme bir başıma birde sana yönelir.

Aşksa eğer aşka hicvin en üst perdesindeyim
Bu ödül sel suyun en derin mertebesinde mi?
Bunu kendime bilerek yapıyorum ve memnun halim
Derdin artık derdi var o benim çünkü dert elimdesin .

Yazmak değil yaşamak için muhakkaktır bilgi.
En zor yamaçlardan al bu kucaklarca bitki.
Ölümün kucagındayken neyi degiştirebilirsin ki?
Nasılsa tüm mutluluklar kucaklarda bitti

Beni sefalet hücrelerine tıktı 5 kuruşluk ismin
Bu hücre istanbulun gecelerinden pistir
Hala anlamış degilim sıra benim hakkımken
Nasıl oldu da başka birine bırakabildim pisti.

Sırtımda lastik izleri ve acı firen sesleri
Ben kazanın kurbanıyım haykırışımı resmedin
Bagırıyorum duymuyolar ses yerini bulmuyoda
Yine de sen hayalimden bi anlık vazgeçmedim

Bu devrin hiçbir şairi benimle yarışamaz
Beni sevmiyo olman hariç hiçbişeyine karışamam
Sensizlige alışamam, sensizlige barışamam
Yaşamda herkes hak verir de bir kısmını tanısalar

Rüyalarıma aşık oldum gücünden ötürü
Sana aglamak zevki sefa gülürsem ölürüm
İlk işim seni bulmak olacak görünce günümü
Çünkü bana bi tek sen yaşatabilirsin gülünecek ölümü.

Gülmek ne haddime zifte döndü ciğerlerim
Umrunda olduğum sürece umrumda değil diğerleri
Bir yer verin,ayda geçse beklerim sıkılmadan
Sen canım, cicim, anam, babam, balım, biraderim

Canfeza Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin