Aşk Kırıntıları

14 2 1
                                    


Kız her zaman ki gibi saçlarını yandan ördü ve ucuna mor bir kurdele bağladı. Dışarısı gerçekten çok sıcaktı. Sırt çantasını alıp kulaklığını takarak evden çıktı. Evinin önünde ki bisikletine binerek her zaman ki yerine gitmeye başladı. Küçüklüğünde keşfettiği özel bir yeri vardı genç kızın. Orayı ondan başka kimse bilmiyordu yada o öyle sanıyordu.

Çocuk her zaman ki gibi kırmızı şapkasını kafasına taktı. En sevdiği bileklerini de takarak evden çıktı. Dışarısı gerçekten çok sıcaktı. Her zaman gidip kafa dinlediği özel bir yeri vardı genç adamın. Evinin önünde ki motora binerek yola koyuldu. Orayı ondan başka kimse bilmiyordu yada o öyle sanıyordu.

Genç kız sonunda özel yerine geldiğinde tuhaf bir şeyle karşılaştı. Her zaman oturduğu bankta biri oturuyordu. Bu onu hayli şaşırtmıştı çünkü burası ormanın derinliklerinde kalan sessiz tenha bir yerdi.İnsanlar buraya cesaret edip gelmezdi ona göre. Bisikletini ağaca yaslayıp bankta oturan şapkalı çocuğun yanına gitmeye başladı. İki genç birbirini görünce büyük bir şoka uğramışlardı. Çünkü onlar 1 sene önce kızın taşınması üzerine ayrılmışlardı. Kız hiçbir şey demeden yavaşça onun yanına oturdu. İkisi de şaşkın ve ne yapacaklarını bilmiyorlardı. Onların arasında çok güçlü bir aşk vardı oysa. Neden sarılmak yerine öylece oturuyorlardı. Genç adam yavaşça kıza döndü ve saçının örgüsünde ki kurdeleye baktı. Bu kıza hediye ettiği kurdeleydi . Hafifçe gülümsedi. Kızsa bileğinde ki bilekleri gördü. Bu ona doğum günün de aldığı bilekliklerdi. Oda hafifçe gülümsedi. Genç adam büyük bir özlemle kızın yüzüne bakıyordu ama kız bir türlü cesaret edip onun yüzüne bakamıyordu çünkü ayrılıklarının onun yüzünden olduğu için suçluluk duygusu hissediyordu. Genç adam  yavaşça kızın çenesinden tutup kafasını kaldırdı. Kız uzun uzun baktı ona. Aralarında derin bir sessizlik vardı. Sadece bir birlerinin gözlerine bakıyorlardı. Sanki bakışarak anlaşıyor gibilerdi. Genç adam sonunda derin bir nefes alarak " cebinde biraz aşk kırıntısı kalmış mıdır?" diye sordu. Kızın kalbi ilk zaman ki gibi hızlı çarpmaya başladı ve kafasını sallayarak " o kırıtntılar hep orada seni bekliyordu" dedi. Ve büyük bir özlemle sarıldılar. Muhtaç kalmışlardı birbirlerine, tenlerine, kokularına...

O halde diyoruz ki yaşasın aşk kırıntıları.

ÇARESİZLİKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin