2.bölüm-Uğursuz-

529 45 8
                                    

Bölüm ithafı baykussehri 'ne :) 1.bölüm yorumları arasından seçeceğimi belirtmiştim ^-^ 

Keyifli okumalar diliyorum :) 

Daha önce hiç gelmediğim bir mekanda arkadaşlarımı bulmak için ilerlerken sigaranın o keskin kokusu burnuma doluyordu. Arkamdan gelmeye devam ettiğini hissettiğim çocuğu kendimce yok saymaya çalışıyordum. İçerisi sabahın erken saatleri olmasına rağmen kalabalık sayılırdı ancak mekanın çok büyük olmaması olduğundan daha fazla kalabalık gösteriyordu.

Etrafta gözlerimi dolaştırırken bizimkileri görmeyi umuyordum. Bakınmaya devam ederken yanımdan geçen orta yaşlı bir adamın gözlerini bana diktiğini görünce bir an tedirgin olsam da henüz adını bile öğrenemediğim çocuğum kolumu tutup beni diğer tarafına geçirmesiyle kendime geldim. Şu ana kadar bana yardım etmiş ve iyi niyetli biri gibi görünmüştü ancak bundan sonra aynı şekilde devam edip etmeyeceğini bilemezdim. Bir an önce bizimkileri bulmalı ya da buradan çıkıp gitmeliydim.

"Teşekkürler," diye mırıldandığımda gülerek başını salladı.

"Sorun değil, dikkatli ol." Bana bakmaya devam ettiğinde ben de gözlerime ona diktim.

"Bir sorun mu var?" diye sorduğumda, "Niye buradasın?" diye sordu gülerek. "Yani... Burada olmaktan memnun gibi durmuyorsun."

"Arkadaşlarımla buluşacağım," dedikten sonra kaşlarımı çattım. "Hem bu seni ilgilendirmez."

"Haklısın ama..."

"İrem," diye seslenerek Barış'ın yanımıza gelmesiyle susup Barış'a doğru döndü. Aynı şekilde Barış da ona bakıyor ve meraklı bakışlarını gizleme gereği duymuyordu. "Ne oluyor burada?" diye sorarak karşımızdaki çocuğu işaret etti.

"Yok bir şey," dedim omuz silkerek. "Sadece burayı bulmam da yardım etti. Gidelim."

Her ne kadar içimden gelmesede kabalık etmemek için giderken çocuğa başımı salladım. O da aynı şekilde bana karşılık verdiğinde Barış'ın beni çekiştirmesine izin vererek onu takip ettim. Dönüp son bir kez daha ona baktığımda gülerek bizi izlediğini görmüştüm. Bu, iyice sinirlerimi zıplatırken boş vermeye çalışarak hemen ilerimizde oturan arkadaşlarıma verdim dikkatimi. Bu aralar kendimi çok gergin ve sinirli hissediyordum. Şimdi yapacağım anlamsız bir hareket benden çok Barış ve Can'ın başını belaya sokardı.

"Kimdi o herif?" diye soran Barış'a omuz silktim.

"Tanımıyorum Barış. Söyledim ya, burayı bulmam da yardım etti." Barış üstelemedi ve ben de başka bir şey söylemeden Asya'nın yanındaki boş sandalyeye geçtim hemen.

"Hoş geldin hayatımın anlamı," diyerek beni öpmeye çalışan Can'a gülerek hafifçe yanağına vurdum. Asya ve İlke'yi öptükten sonra, "Gel aşkım ben de öpeyim," demesiyle dudaklarına uzanıp elimle sıktım.

"Ah! Ne yapıyorsun kız? Canım acıdı." Yalandan kaşlarını çatarak bana bakmaya devam ediyordu. Her günümüz böyle geçiyordu zaten, diğerleri de alışmıştı ve kimse tepki vermiyordu artık. Liseye ilk başladığım yıl tanışmıştım Can ile. Daha sonra Asya, ben ve Can takılmıştık. Zaman geçtikçe aramızda İlke ve Barış da katılmıştı. Şimdi lise son sınıftaydık ve hala aynı grup devam ediyorduk. Ölene kadardı ne de olsa. Böyle söz vermiştik birbirimize.

"Canın mı sıkkın?" diyerek fısıldayan Asya'ya doğru döndüm. "Kim kızdırdı seni yine?"

"Kimse," diye mırıldanarak çevremi incelemeye başladım. Bizimkiler tekrar muhabbet etmeye dönmüşlerdi bile.

Deminki çocuğu görme umuduyla etrafıma bakınırken Asya'nın, "Ee ne yapacağız? Burası çok sıkıcı!" demesiyle ona doğru döndüm.

"Vallahi sizi bilmem gençler ama zaten ben çok kalamayacağım," dedi İlke gülerek. "Kuzenim gelip arabasıyla alacak beni ve gezeceğiz tüm gün."

Geride Kalanlar/Çakma RomeoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin