lan wattpad kullanan mı kaldı woskjqodhwjs
—
bu hikayeyi niye bıraktığımı hatırlamıyorum halbuki mükemmel bir ilgi gelmiş, sanırım telefondan yazmak çok yorucuydu ve üşenmiştim. neyse, eğer hâlâ orada birileri kaldıysa bu bölümün başını yıllar önce yazmışım ama hâlâ yayınlamamışım kullanan kaldıysa belki devam ederim, yorum atın:
—Öncelikle, bölümleri nasıl adlandıracağıma karar veremedim. Yoruma hangisi gibi olacağını yazar mısınız?
•1.Sezon 1.Bölüm / 3.Sezon 7.Bölüm vs.
-Böyle olursa kitabı siz istedikçe yazabilirim, sezon aralarında da Mabel ve Dipper eve dönmüş olur. Ben de birkaç hafta dinlenirim ve sonraki sezonun ilk bölümünde Mabel ve Dipper Esrarengiz Kasaba'ya geri döner. Hem de dizideki gibi uygun olur.
•1 Haziran / 2 Haziran / 7 Ağustos ...
-Böyle olursa bütün yaz için yazarım. Yani 100 bölüm falan olur ve olaylarda takvimi kullanabilirim.
•1.Bölüm / 2.Bölüm / 3.Bölüm
-Böyle olursa istediğim gibi yaparım ama bence böyle olacaksa sezonlu olsun daha iyi.•Bir de her bölümün sonunda sıra sıra Dipper ve Mabel bilinmeyeni yazacağım.
Kitaplığınıza eklemeyi, görüşlerinizi yorumlamayı ve beğendiyseniz oy vermeyi unutmayın.❤️ Umarım beğenirsiniz.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Yazın ilk günüydü. Dipper, yaz boyunca Esrarengiz Kasaba'da kalacağı için çok hoşnut görünmüyordu fakat Mabel'ın enerjisiyle bu fikre alışmış gibiydi. Otobüste yalnızlardı. Esrarengiz Kasaba'ya gelip giden fazla olmazdı. Mabel camdan etrafa bakıyor, yaz boyunca yapacaklarını düşünürken Dipper ise günlük yazıyordu. Günlüğünün ilk sayfasını açtı ve başlık attı: "1 Haziran" Otobüs sallandığı için çok güzel yazamıyordu fakat en azından yazabiliyordu. Yavaş yavaş şunları yazdı: "Sevgili Günlük, Mabel ile otobüsteyiz. Ben de Mabel kadar heyecanlıyım fakat belli etmemeye çalışıyorum. Mabel şuan camdan etrafı izliyor. Otobüs bomboş. Gideceğimiz yerin de böyle ıssız ve sıkıcı olmasından korkuyorum. Umarım güzel bir yaz geçiririm. Daha sonra yazacağım. Görüşürüz, Günlük." Otobüs gittikçe yavaşladı ve en sonunda durdu. Kapılar açılırken buhar ve siren sesinin karışımı bir ses çıktı. Mabel cam kenarında oturduğu için heyecanına yenik düşüp Dipper'ı beklemeden üstünden atlayarak geçti ve dışarı çıktı. Dipper günlüğünü ve eşyalarını çantasına koydu ve dışarı çıktı. Derin birer nefes aldılar. Amcaları Stan'i görmeyi umut ediyorlardı fakat kızıl saçlı bir kız duruyordu. Mabel söze başladı. "Merhaba. Biz California'dan geliyoruz. Bütün yaz burada olacağız. Amcamız Stan'in kulübesinde kalacağız. Benim adım Mabel. Bu da ikizim Dipper." Kızıl saçlı kız ikisini de süzüp gülümsedi ve konuşmaya başladı. "Merhaba. Benim adım da Wendy. Amcanızın kulübesinde çalışıyorum. Sizi karşılamaya geldim." Dipper hiç konuşmamıştı. Hep beraber kulübeye doğru yürüdüler. Amcaları otobüs durağına gelmediği için kulübenin başında beklediğini ummuşlardı ama orada da beklemiyordu. "Harika Amca Stan nerede?" dedi Dipper. Sesini ilk defa duyan Wendy, bir erkek çocuğu için ince bulmuştu. "Ah, 'Harika' demesek daha doğru olur." Hep beraber güldüler. Wendy'nin üstünde kareli yeşil gömlek, lacivert ile siyah arası bir pantalon ve her daim çamurlu olan botları vardı. Saçları güneş ışığında parlıyor, hafif esen rüzgârla dalgalanıyordu. Dipper, sorusuna cevap almamış olmaktan kırılmış gibiydi. Kulübenin yanında şişman bir çocuk bekliyordu. Üzerinde soru işareti olan koyu yeşil bir tişört giyiyordu. Kısa açık kahverengi şortu, uzun beyaz çorapları, kahverengi ayakkabısı ve ayakkabısıyla uyumlu olan kahverengi şapkasıyla dikkat çekiyordu. Öndeki tavşan dişleri, bağırmaya başlayınca belli oldu. Dilini ısırmış gibi konuşuyordu. Dipper ile Mabel'a kendini tanıtmak için heyecanlıydı. Hayatındaki yeni dostları severdi. "Merhaba! Ben Soos. Kulübede çalışıyorum. Sizi gördüğüm için çok heyecanlıyım. Sizin geleceğiniz haberini aldığımdan beri yerimde duramıyorum." Bağırışı; Dipper, Mabel ve Wendy yaklaştıkça konuşmaya dönüşüyordu. "Ne zaman öğrendin ki geleceğimizi?" dedi Mabel. Wendy güldü. "Bu sabah." dedi ve yine kıkırdadı. Dipper ve Mabel kulübenin girişinin önüne ulaşmıştı sonunda. "Size etrafı gezdireceğim." dedi Soos. "Amcam nerede ki?" Soos göz temasından kaçınarak cevap verdi. "İşi var, birazdan gelir. Siz geleceğiniz için hazırlık yapıyordu." Dipper iknâ olmuştu. "Hadi gezelim o zaman!" dedi Mabel heyecanlı ve tok bir ses tonuyla. Mabel'ın pembe bir bavulu ve yeşil bir el çantası; Dipper'ın ise kahverengi bir sırt çantası, koyu yeşil bir el çantası ve kahverengi bir bavulu vardı. Eşyalarını verendada bırakıp kulübeye girdiler. İçeride kasa, raflar, stoklar vs. vardı. Dipper'ın gözüne çarpan ilk şey, üzerinde çam ağacı sembolü olan mavi-beyaz şapka rafı oldu. Eski kahverengi şapkasını çıkarıp şapkalardan birini geçirdi kafasına. Tam o sırada Stan içeri girdi. "O şapkanın parasını ödeyeceksin evlat!" Hepsi aynı anda Stan'e baktı. Mabel ve Dipper "Harika Amca Staaaan!" nidalarıyla amcalarına koşup sarıldılar. "Seni çok özledik amca." dedi Mabel. Başlarını okşadı. "Ben de sizi... ben de sizi..." Dipper'ın kafasını ovuşturdu. "Evlat, ciddiyim.
—
burada bırakmışım, eğer birileri varsa belki devam ederim ses verin:
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Esrarengiz Kasaba Fanfiction
ПриключенияEsrarengiz Kasaba setting'ini kullanarak yazdığım fanfiction. Karakter Dipper ve Mabel ama yaşadıkları maceraları ben yazıyorum.