Size başıma gelen hadiseyi konuşucağım
Okuldan çıkıyordum. Morelim beni kendime garip hissetdiriyordu. Öylece gidiyordum. Müzik dinliyordum. Arkadan bi kız "yavaş! dur" diye bağırdı. Arkama döndüm. Yana bakdığımda araba bana doğru geliyordu. Gözlerimi yumdum. Açdığımda hastanedeydim. Başımda sargı vardı ve çok arıyordu. Gözümün biri bağlanmıştı. Şaşkın halde o taraf bu tarafa bakmaya başladım. Bi kız gördüm başımın üstünde. Düz gözümün içine bakıyordu. Sanırım uyanmamı bekliyordu. Amma neden? Onu tanımıyordum bile. Göz göze kalmışdık. Güzel kızdı. Gözleride saçlarıda siyahdı. Kız bana 1 kaç dakika bakdıkdan sonra ağlamağa başladı.
- Neden ağlıyorsun? İsmin ne? Noldu bana?
- Hii..iiç. ismim Adriana. Sana araba çarptı nerdeyse 5-6 metre aralıkta bi yere düştün. Bende seni hastaneye getirdim.
- Niye? Neden? - sinirlenip bağırdım.
- Şeey. Özür dilerim.
Adriana koşarak ağlaya ağlaya gitdi. Sanırım korktu. Yerimden kalkdım ve bende dışarı çıkdım. Arkasınca gitmek istedim. Amma hemşireler gelip:
- Ayağa kalkamazsınız. Bayım içeri girin lütfen.
- Bırak.- dedim. Kolumu tutdu. Sonra başka doktorlar gelip beni yatağa uzatmaya çalışdılar. Sonra iğnenin bedenime nasıl gecdiğini hiss etdim. 1 kaç dakika sonra sakindim. Uyuyordum. Gözlerimi açamıyordum. Nerdeyse 15 dakika boyunca uyudum. Kalkdığımda ellerimi bağlamıştılar. Ne kadar çalışdıysam açamadım. Bir gün boyunca öyle kaldım. Biri kapını açdı. İçeri girdiğinde yine onun olduğunu gördüm. Ellerime bakdı. Bağlandığını gördüyünde iyice yaklaşdı. Ellerimi açtı. Yine dimdik yanımda durup gözlerimin içine bakıyordu. Aynı şeyi bende yapıyordum. El uzatıp görüşmek istedim.
- Teşekkür ederim. Ben Rodrik. Beni orada bırakmak yerine neden buraya getirdin?
Adriana kızardı. Yine ağladı.
- Neden ağlıyorsun?
- Hi..iç
- Bu cevap diğil.
Ona yaklaşıp göz yaşlarını sildim. Sarılıp sakince:
- Ağlama artık hadi gidelim - dedim.
- Amma sen...
- Hayıııır böyle daha iyi.
Gidiyorduk. Elimi sıkıca tutmuşdu. Kış ayları olduğundan elleri buz gibiydi. Üşüdüyünü fark etdim. Siyah ceketimi ona verdim. Kabul etmedi. Omuzlarının üstüne atdım ceketi ve Adrianayı kucağıma alıp bi de kapılarının yanında düşürdüm. Kızarmıştı. İnce sesle
- Teşekkür ederim.
- Bişey diyil. Her zaman
Sonra ordan uzaklaşıp eve gitdim. Evde sadece annemle yaşıyoduk. 40 yaşındaydı. Annemin söylediğine göre benim bi de ikiz kız kardeşim varmış.
Biz doğuldukdan bi kaç gün sonra babam ablamı almış ve gitmiş. O yüzden babama nefret ediyorum. Amma onu hep görmek istedim.
Eve döner dönmez anneme dedim:
- Bi arkadaş var onu evine bırakıyordum.
- Arkadaşın kendisi gidemiyormu?
- Hayır anne anlamıyorsun. Arkadaşım kızdı.
Annem bişey demeden başını sallayıp uyumaya gitdi. Bende televizyon karşısında uyudum...Nasıl gidiyor?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İkiz sevgi
RomanceBu animelerle bağlı hikaye yani fotağraf olarak animeleri kullanacağım ve erkeyin yerine kendim yazıcağım. Hikaye sadece tesadüfi arkadaşlıkla başlayıp ortada sevgiyle sonuçlanıp sonra kardeşlikle biticek Size iyi okular