Sabah kalktım. Kahvaltı yaptıkdan sonra tüm odayı tertemiz yaptım. Sonra müzik dinliyordum ki televizyonda +3 kan qrupunda olanlardan kan vermesi rica olunur duydum. Benim de kanım +3 dü. Hastanede yakındı. Gidip kan vermek istedim.
Artık hastanedeydim. Hemşire kan almak için beni bi odaya saldı. İçimde büyük endişe vardı. - Bu kan kimin için?
- 16 yaşında bi kız için
- İsmi ne peki?
- İsmi... sanırım A harfi ile başlıyordu. Eee...
- Yoksa Adrianamı?
- Evet. Nasıl bildiniz?
- Hayır olamaz. Hayır. Hemşire bu ne zaman biter?
- Bitdi bile.
- Şimdi kızı nerede göre bilirim?
- Benimle gelin lütfen.
Evet oydu. Orda. Ameliyat odasında.
- Hemşire kıza noldu?
- O kalbinden bıçaklandı.
- Bıçağı göre bilirmiyim?
- Evet.
Bana bıçağı gösterdi. Frederik yaptı bunu. Onun bıçağıydı. Ama neden yaptı ki? Zaten bi defa kıza dokunmak istedi. Bi defa beni öldürmek istedi. Kızdan ne istiyor ki. Beni öldürsün ama ona dokunmasın. O daha çok zayıf. Frederik!!!
Onu aramaya gitdim. İlk önce evlerine vardım. Kapıyı kırıp içeriye girdim. Evi bütünlüke aradım. Burda yoktu. Sonra bi kaç kafeye baktım. Yine yoktu. Nerde ola bilirki? Onun eğlence merkezi olan bara gitdim:
- Sonunda buldum seni. Ne yapmak istiyorsun sen? Neden kıza bunu yaptın? Sen onu nereden bıçaklamışdın? Kalbindenmiydi yoksa? Buraya gel sen!!!
Dedim. Son derece sinirliydim. O kıpırdamıyordu bile. Onu kolundan tutup duvara sıktım. Gülmeye başladı. Ceketimin cebinden bıçağı çıkardıkdan sonra:
- Ro.. rod... Rodrik. Napıyosun kardeşim? Çek o bıçağı. Bunu bana yapamazsın.
- Yaparım
Bıçağı tam kalbinden soktum. Sonra düz hastaneye gitdim. Adriananın ameliyatı bitmek üzereydi. Tüm ellerim kandı. Orda babasınl gördüm. Babası beni tanıdı:
- Nasıl oldu bu?
- O yerdeydi. Bıçakta kalbinde. Bi erkeyin koşarak ordan ayrıldığını gördüm.
Telefonumda Frederikin fotoğrafını ona gösterdim.
- Evet o. Kızımı öldüren o.
Babası ağlıyordu.
- Ağlamayın bayım. Onun işi bitdi. Bi daha kızınıza dokunamıycak.
- Nasıl yani? Sen... sen onu. Onu kızım için öldü..
- Evet öyle yaptım. Ona daha fazla dokunmasına izin veremezdim.
- Yani sen kızımla çoktan birliktesin öylemi?
- 2-3 hafta olur.
- Sen onu seviyorsun oda seni öylemi?
- Eee evet. Olmazmı?
- Hayır oğlum. Sen iyi birisin. Onun yanından hiç ayrılma. Bu arada nasıl tanıştınız?
Başımıza gelenlerin hepsini ona söyledim. Son dakikamıza kadar!
- Şimdi kızımı bıçaklayan şu erkem nerde?
- O artık öldü. Prensesime zarar veremez.
Demiştimki doktor ameliyyat odasından çıktı.
- Doktor. Prensesim iyimi?
- Evet. Ameliyat çok iyi geçti.
Sevindiğimden doktora sarılıp Adriananın yanına koştum.
Hala narkozun etkisi altındaydı!
Bembeyazdı. Akşam olduğu için suratı siyah içinde beyaz gibi görünüyordu. Elinden tutdum. Soğuktu. Babası elinden tutduğumu görüp odadan çıktı. Yanında oturup tam 2 saat bekledikden sonra uykuya dalmışım. Ben uyandığımda saat akşam 9 du. Onun artık uyanmak istediyini gördüm. Dimdik durdum. Başını kaldırıp dudaklarından öptüm. Gözünü açıb bana baktığında korktu.
- Napıyorsun burda?
- Hiiç. Nasıl çirkin olduğuna bakıyordum.
- Ama Rodrik şaka yok
- İyi olsun. Nasıl oldu bu?
- Ben yataktan yeni kalkmıştım. Üstümü değişiyordum. Aşağıda ayak sesleri duydum. Saat 12 ydi. Yani babam olamazdı. Kotktum. Banyoya girip kapıyı kilitledim. Sonra kimse kapıyı kırmaya çalıştı. Korkudan sesimi çıkartamıyordum. Kapı kırıldı. Frederik içeri girdi. Beni duvara itdi. Kollarımı iyiçe sıkı bağladı. Sonra yaklaşmak isterken telefonu çaldı. Banyodan çıkıp konuşmaya başladı. Bende onun bıçağını sakladığım yerden alıp ellerimi açtım. Tamda üstüne gidiyordumki geri dönüp elimi tutdu. Bıçağı aldı. Yere atda. Yine üstüme geldi. Bende biyerlerine ayağımla çok kötü vurdum..
- Oouuu. Bana öyle vurmazsın dime?
- Hayır tabikide!
- Hadi konuş devamını
- O sinirlenip bıçağı aldı ve yüreyime soktu.
- Adriana
- Evet Rodrik
- Hangi şarkıyı daha çok seviyorsun?
- Bide desem şarkı okuycakmış sanki?!
- Evet okurum. Ne var ki bunda!
- Gerçekdenmi?
- Tabii
- O zaman "Little do you know".
- Olsun amma sende okuycaksın!
- İyi tamam...
(Yukarıdakı şarkı Adrananın istediyi şarkı oluyor. Ayrıca nightcorenin) Evet iyice şarkı okuduk. Seside kendisi gibi şirindi. Benim sesim kız gibi diye biraz komik oldu ama iyidi.
3 gün sonra hastaneden çıkdık. Ona koşmak zıplamal ağır şeyler kaldırmak yasaktı. Evet hastaneden çıkar çıkmaz onu şehrin en yüksek binasının üstüne çıkardım. Kendim tam kenarda oturmuşdum.
- Beni ne kadar seviyorsun?
- O kadar çok ki söyleyemem
- Hadi bi deniyelim
- Nasıl?
Tam kenara geçtim. 200 metre hündürlükdeydim.
- Atıyimmi kendimi?
- Şaka yapıyorsun herhalde?!
- Hayır
Bi ayağımı kaldırdım
- Rodrik?
- Nee?
- İn ordan aşağı!
- Burdanmı?
- Hayııır. Lütfen Rodrik. Yapma
Artık ağlıyordu
- Yapma lütfen.
Bana yaklaşdı.
- Yaklaşırsan giderim.
- Ama Rodrik. Lütfen yapma.
Derken çocuk gibi yerinde zıplayıp durdu. Ben ona bakarken ayağım kaydı. Koşup yanıma geldi. Ordan ucuz kurtuldum. O bana bağırıyordu.
Ben de gülüyordum:
- Neden yaptın ki? Çok korktum ama. Deli etmekmi istiyorsun beni?
Ben durmadan gülüyordum.
Birden elini kalbinin üstüne koydu.
- Çokmu acıyor? Adriana? Bişey söylesene!! Prenses bana bak. Hadi kızım. Dur bakiyim neyin var.
Dikişlerine bakmak isterken koymadı.
- Kızım izin ver bakiyim
- Ayıp ama
- Zaten seni çıplak gördüm
Ellerini tutub baktım. Azacık kanıyordu.
- Bişeyin yok! Ağlama artık.
- Neden yaptın ki onu?
- Beni ne kadar sevdiyini öyrenmek istedim.
- Bu arada beni ne zaman çıplak gördün?
- Bizde gecelediyin o gece.
- Nasıl ama
- Yanlışlıkla.
- Ben yoruldum eve gidelimmi?
- Hadi kalk
Odasına kadar kucağımda taşıdım onu!
- Ben gitdim
- Bi daha öyle şey yapma
- İyi görüşmek üzere.
Eve döndüm. Döner dönmez uyudum.Arkadaşlar yalnız bu kadar romantik ola biliyom. Ne isterseniz yorumlarda yaza bilirsiniz. Ve bu arada karakterler barede ne düşünüyorsunuz?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İkiz sevgi
RomanceBu animelerle bağlı hikaye yani fotağraf olarak animeleri kullanacağım ve erkeyin yerine kendim yazıcağım. Hikaye sadece tesadüfi arkadaşlıkla başlayıp ortada sevgiyle sonuçlanıp sonra kardeşlikle biticek Size iyi okular