17.Bölüm:Gizli numara

358 17 55
                                    

Bölüm şarkıları : Sana bir sır vereceğim-Düşüncelerimi oku ( Bunu Açelya'nın ağladığı tarafta ve Aras ile konuşmalarında dinleyebilirsiniz )
Kiraz mevsimi-ifade ( Bunu ise Demet'in Aras' a yaptığı işkence de dinleyebilirsiniz)
Güneşin kızları-İtiraf (Bunu Yağız ve Ayaz'ın Demet ve Açelya'nın yanına geldiği zaman dinleyebilirsiniz)
Kırgın çiçekler-takip (Bunu Açelya ve Demet'in kızlara mesajı açıkladıkları zaman dinleyebilirsiniz.
Kırgın çiçekler-tansiyon (Bunu ise erkeklerin kızları lavabodan aldıktan sonrasından sonuna kadar dinleyebilirsiniz)

Tabii isterseniz dinleyebilirsiniz istemezseniz boş verin brolar.

İyi okumalar...

Deniz:

Berk'in anneannesini huzur evine ziyarete gelmiştik. Onun ailesinden birine yakın olacak olmak beni heyecanlandırmıştı. Bildiğim kadarıyla anneannesi çok güçlü bir kadınmış. Ama yaşlandığı için burada yaşamanın daha doğru olacağını düşündüğünden ailesine uygun bir dilde danışmış ve mantık yönünden burada kalmaya ikna etmiş. Ailesi sık sık ziyarete geliyormuş zaten. Huzur evinin kapısından geçerken Berk yine manyaklığını yaptı ve bağırdı:

"HEY MILLET BEN GELDIM BEN BERK UNUTTUNUZMU ALINDIM BAK TI TI"Diye sahte bir sitemle konuştu. Pardon bağırdı. Harbi bağırmıştı ulan.

"Aa Berk oğlum biz seni unuturmuyuz hiç seni çok özledik hoşgeldin"dedi bir tane yaşlı teyze.

"Bende sizi çok özledim bunaklarım benim anam pardon tontonlarım benim"diyerek bir teyzenin yanaklarını yavaşça sıktı. Harbi yanakları çok tontondu. Ama çok tatlı ulan. Ben sanırım daha genç olduğumdan ve zayıf olduğumdan Yanaklarım pek şişkin değil.

"Berk teyzeyi rahat bıraksana ya"diye koluna vurdum Berk'in.

"Ama Deniz'im şu yanakların tontişliğine bak yav"dedi ve bütün nine ve dedelerin ellerini öpüp başımıza koyduk. Berk'in bu hallerini çok seviyordum. Her ne kadar çocuk gibi yaramaz olsa da çok saygılıydı. Daha sonra görevliden izin alıp anneannesinin odasına giriş yaptık. Odanın duvarları bembeyazdı. Etrafta kuş bibloları vardı. Hemde rengarenk. Florasanlar tavanda ard arda dizilmişti. Vallaha gerisini anlatmaya acayip üşendim. Vallaha hiç yalan söyleyemeyeceğim ben cidden üşengecimdir. Yani tamam bazı konularda herkes üşengeç olabilir ama ben genelde üşengecimdir.

Anneannesi Zarife hanım bize baktığında gözleri florasan ışığı görmüş gibi parladı. Ulan harbi çok seviyor Berk'i. İçimden bir nebze olsa da geçirdim keşke benim anneannem'de yaşasaydı diye. Ama ben güçlü bir kızdım. Duygularımı hiç bir zaman dışa yansıtmadım. Ama Berk sevgi duygumu o derinde ki aşk duygusunu çıkardı ortaya. Ama ben sulu göz değildim. Ağladığı mı annem babam dışında kimse görmemiştir. Çünkü ben on yaşında ağlamaktan vazgeçtim.

"Tontişim"diyerek elini öpüp başına koydu Berk ve sarıldı. İçimdeki keşkeleri bir kenara fırlatarak Yanlarına yaklaştım ve bende elini öpüp başıma koyarak ona sarıldım.

"Yaramazım bu tatlı kız o kız mı?"dediğinde zonk ettim. Berk benden bahsetmiş miydi yani?

"Evet anneanniş o kız vallaha bu kız beni yedi yedi"dediğinde Berk'in hafifçe koluna vurdum. Şapşal ya harbi katıksız şapşal bu çocuk.

"Berk senden çok bahsetti kızım seni çok seviyor. Bana anlatmakla kalmadı burada kalan diğer kişilere de anlattı. Herkes seni tanıyor utanma kızım benim"dedi ve kolumu sıvazladı. Gerçekten çok güçlü ve çok sıcak kanlı bir kadın dı.

"Ee tonton beni özledin mi?"Ulan Berk şapşik olmana rağmen nasıl bu kadar yakışıklısın.

"Evladım tabikide özledim."dedi ve yanaklarını öptü. Ardından aldığımız baklavayı çıkardım ve masaya koydum.

2 BELA 2 ŞEBEK (ASKIYA ALINDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin