Altair Tapınaktan kaçmıştır. Sonra Üstad'a döner.
Üstat (Al Muallim): Bana görevinden bahset.
Altair: Bazı sorunlarla karşılaştık. Robert De Sable tek başına değildi.
Üstat: Ne demek istiyorsun?
Altair: Başarısız oldum.
Üstat: Hazine?
Altair: Maalesef...
Üstat: Peki ya Robert?
Altair: Kaçtı.
Üstat: Ben sizi, en iyi adamlarımı, daha önceki tüm görevlerden daha ciddi bir görevi tamamlayın diye yolladım. Ancak sen bana bahanelerden başka bir şey söylemiyorsun. Malik ve Kadar nerede?
Altair: Öldüler.
Malik: Hayır, ölmedim. En azından ben hala hayattayım.
Üstat. Kardeşin?
Malik: Öldü, Altair yüzünden.
Altair: Robert beni odadan attı. Geri dönüp yardım edemedim.
Malik: Çünkü uyarılarımı dikkate almadın. Eğer dikkate alsaydın bunların hiçbiri yaşanmayabilirdi. Kibirliliğin neredeyse zaferimize engel oluyordu. Gözdenizin getiremediği şeyi getirdim. Alın!
O sırada bir suikastçı, Robert'ın kaleyi kuşatıp kasabaya saldırdığını söyler.
Üstat: Altair! Seninle olan görüşmemiz biraz bekleyecek.
Altair, kasabaya inip bazı tapınakçıları öldürür. Ardından, Al Muallim'in atağı sonlandırıp kaleye dönme çağrısını duyar ve hemen kaleye gider.Altair ve iki suikastçı kalenin surlarından birinin tepesine çıkar. Al Muallim, Robert'a gözdağı vermek için Altair ve diğer iki suikastçıyı ölmüş gibi gösterir. Altair ve diğer iki suikastçı, kulenin tepesinden samanlığa atlar. Ancak biri samanlığın hemen dışına düşüp ayağını kırar. Diğer suikastçı, yaralıyla ilgileneceğinden Altair görevi tek başına tamamlamak zorundadır. Altair tahtalardan geçerek bir kulenin tepesine varar. Buradan Robert ve adamlarının üstüne ağaç gövdeleri yağdırır. Robert kuşatmayı kaldırır ve Altair bu görevi başarılı bir şekilde yerine getirir.
Altair - Al Muallim görüşmesinin devamı
Al Muallim: Robert buradan yollamakla iyi iş başardın. Söyle! Sence neden başarılı olduk? ... Çünkü emirleri dinledin. Eğer tapınakta da dinlemiş olsaydın bunların hiçbiri yaşanmazdı. Malik bana kibirinden, öğretileri nasıl çiğnediğinden bahsetti.
Arkadaki iki suikastçı Altair'i kollarından tutarlar.
Altair: Ne yapıyorsunuz?
Al Muallim: Unuttuğun üç öğretiyi hatırlatayım. Bir; masum...
Altair: Masum birini öldürme. Biliyorum
Al Muallim, Altair'e bir tokat atar: "Diline hakim ol. İstenmediği sürece konuşma! İki; Sakın kendini belli etme! Ancak saldırmadan önce kendini belli etmişsin! Üçüncü; ihanetlerin en kötüsü: kardeşliğii tehlikeye atma. Ama senin bencil hareketin hepimizi tehlikeye attı. Hatta düşmanları evimize kadar sürükledi. Bugün can veren herkes senin yüzünden öldü. Üzgünüm! Ancak bir haine tahammül edemem.
Al Muallim elindeki bıçağı Altair'e saplar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Assassin's Creed Günlükleri
Fanfiction"Hiç kimse geri dönüp yeni bir başlangıç yapamaz,ancak herkes bugüne başlayarak yeni sonlar yaratabilir." Büyük Usta Assasin Altair Ib'n La-Ahad