Bir zarftı. Elvin merak edip hemen aldı fakat az kalsın zarfı yırtıyordu. Zarfı açtı, içinde bir kağıt vardı. Kağıdı çıkardı ve yazıyı sesli olarak okudu.
-'İyi ki doğmuşsun.' Kızım bu ne ya. Ben daha uzun ve güzel birşey beklerdim. Dur bir dakika. Burda bir tane daha kağıt var! 'Uzun mesajlar aradım fakat senin kadar güzel ve hoş yoktu maalesef ki.' Tamam anlaşıldı bu sana çıkma teklifi ediyor şuan.
-Hayır ya, neden böyle bir şey yapsın ki? Hem nereden anlaşılıyor bana çıkma teklifi ettiği?
-İkinci mesajı duydun mu sen! Tamam boşver. Hadi çikolataları yiyelim ve film izleyelim.
-Tamam.
***
Film bittikten sonra annesi Elvin'i aradı. Telefonu ben açtım ve Elvin'in annesinden bende kalması için izin istedim. Çok zor da olsa izin almayı başardım. Biraz oyalandıktan sonra ikimizde acıktığımız için mutfağa girdik.
-Ne yapalım?
-Birimiz tatlı yapsın birimiz de makarna?
-Ben çok güzel tatlı yaparım o yüzden ben tatlı yapayım.
-Ama dikkat et. En son sen tatlı yaptığında çikolatadan yiyememiştik.
-Yoo hiç de bile. Çok güzel yapmıştım ve ben yedim zaten.
-Tamam tamam da bari çikolatayı az koy.
-1 paket yeter mi?
-Oha yani ya. Yarım paket koy.
-Ama sonra çikolatası az oluyor.
Dedim ve suratımı astım. Elvin buna dayanamayıp:
-1 paket koy hadi.
Dedi. Hemen işe giriştik ve fazla zaman geçmeden bitirebildik. Makarnayı soslu sevdiği için Elvin sos da hazırladı ve tabaklarımızı süsledi. Ben tatlının üstünü süslemeye başladığımda Elvin gidip masayı hazırladı. Tatlıyı tezgahın üstüne bırakıp ikimize de meyve suyu döktüm ve masaya gittim.
-Bence sen bunu bana hazırlamadın. Kim geliyor acaba?
-Kimi çağırayım ya? Ben Yusuf'uma daha güzelini yaparım hem Yusuf'um her şeyin en güzeline layık.
-Hıhı tamam.
Makarnalarımızı yedikten sonra masayı topladık ve Elvin'e bulaşığı yıkattım.
-Ya benim bulaşık yıkamayı sevmediğimi biliyorsun.
-Yusuf'unu kir içinde mi bırakacaksın?
-Ay hayır tabiki de. Yusuf'la sen aynı değilsin bir kere tamam mı?
-Ben neyim o zaman?
-Sen farklısın canım. Seni de seviyorum.
Saat 10'u gösteriyordu. Annemi merak ediyordum. normalde en geç 9'da gelirdi. İkimizin de uykusu olmadığı için filmlere baktık. Çok uzun olmayan bir film bulup izlemeye başladık. Filmi izlerken annemi düşündüm. Film bitti ve başka bir film arayışına girdik. Tam filmi başlatacak iken anahtar sesleri geldi, ardın da ayak sesleri. Kapıda annem belirdi.
-Anne saat kaç olmuş merak ettim seni.
Güldü ve:
-Benim sana bunları demem gerekirdi. Sen neden hep evdesin? Biraz gez, toz, eğlen yani. Ben yatmaya gidiyorum. İyi geceler. Elvin kızım hoşgeldin. Eylül yatmadan önce süt için ve dün yaptığımız kurabiyeden yiyin.
dedi. Ben daha 'tamam anne sana da iyi geceler' diyemeden annem yatak odasına gitmişti bile. Elvin'le birbirimize baktık bir an. Sonra ikimizde ders çalışmaya başladık ama kısa sürede sıkıldık ve telefonlarımıza baktık. Sosyal medyada biraz takıldıktan sonra yattık.
***
Uyandığımızda saat 7.30'du. Yarım saat oyalandık kalan zamanda da hazırlandık. 8.45 sularında evden çıktık. Yolda bir kedi yavsusu görünce dayanamayıp sevdim.
Elvin "Ya hadi derse geç kalacağız." diyince kediyi sevmeyi bırakıp yola devam ettim.
-Bugün ilk ders ne?
-Bilmiyorum.
-Sende birşey bilmiyorsun her zaman.
-Senin doğum gününü biliyorum en azından!
-Tamam abla kızma.
Dediğinde ikimiz birden gülmeye başladık. Sonunda okula gelmiştik. Okula girdiğimizde birden midem bulandı. Kusma isteği de gelince tuvalete koştum. Elvin de arkamdan koşmaya başladı. Ben kusunca Elvin daha da meraklandı. -N'oldu birden böyle ya? Kesin dün yediğin çikolatalardandır.
-Bilmiyorum ki. Hiç böyle olmazdı. Tamam şimdi iyiyim. Hadi derse geç kaldık.
Sınıfa girdiğimizde hoca derse başlamak üzereydi. Durumumuzu anlattık ve yerlerimize geçtik.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Eylül #Wattys2016
ChickLitBazen en ufak bir hatamızda darmadağın olur hayatımız. Bazende o hatalar sürükler bizi mutluluğa.