Extras x7

366 19 3
                                    


Ariana

Gözlerini bana dikti, sokağın ışığından gördüğüm kadarıyla sırıtıyordu. Daha fazla ona bakmaya devam etmeden perdeyi kapattım ve kapıyı üst üste defalarca kilitledim.

Korkuyordum.

Böyle durumlarda ne yapılır bilmiyordum, daha önce başıma böyle bir şey gelmemişti. Adrenalinin verdiği o garip hisle birlikte bütün vücudumda dolanan kanı parmak uçlarıma kadar hissedebiliyordum.

Hızla arkama döndüm ve merdivenlere yönelmek için bir adım attım fakat ayağıma batan sert cisim olduğum yerde kalmama sebep oldu.

Ah, lanet olsun.

Telefonum kırılmıştı ve parçaları ayağıma girmeye başlamıştı.
Işığı açamazdım, ama açmazsam ayağımın ne halde olduğunu göremezdim ve iltihap kapabilirdi, ki kapacaktı. Burada daha fazla bekleyemezdim, öyle değil mi?

Tek ayağım üzerinde, duvardan destek alarak ilerlemeye başladım. Ayağımın kanamaya başladığını fark ettiğimde elimle tıklayıp parçaları çıkarttım ve kan akmaması için elimi üzerine kapatıp sıktım. 

Dışarıdan ayak sesleri gelmeye başladığında, korkumdan güç alarak hızlandım ve merdivenleri -çok hızlı olmasa da- çıkmayı bitirdim.

Kapının kırıldığına dair bir gürültü koptu evde.

Şimdi ne yapacaktım?

Koridorda ilerledim ve saklanacak bir yer aramaya başladım. Ama lanet olası evde hiçbir yer yoktu.

Koridorun en sonunda gözüme çarpan derin dondurucuyu görünce duraksadım.

Hayır, bunu yapmayacaktım... Değil mi?

--

Yaklaşık 10 dakikadır buradaydım, daha az da olabilirdi fakat bildiğim bir gerçek vardı ki bu süre bana asırlar gibi gelmişti.

Ayağımdaki yaradan damlayan kan buzların üzerine damlamıştı ve -geçici bir süreliğine de olsa- büyük bir acıyla birlikte kanaması durmuştu.

Ama ben de durmuştum.

Uyuşmuştum, üşüyordum, titriyordum ve bu lanet şeyin ısısı nasıl düşürülür bilmiyordum. Fişi n nerede takılı olduğundan bile bir haberdim. Zamanında biraz fazla polisiye izlemenin faydaları mı yoksa zararları mı desem, emin değildim.

Ayak sesleri duymaya başladım ve nefesimi tuttum. Gerçi bu soğukta doğru düzgün nefes bile alamıyordum ya, neyse. Sesler git gide yaklaşırken kalın bir sesin konuştuğunu boğuk bir şekilde duydum.

"Joe, bu ev boş, gitsek mi?"

Joe olduğunu duyduğum diğer adamın sesi geldi sonra. "Ne diyorsun lan? Tris, aklın yerinde m-"

İki el silah sesi ve yere yığılan bedenin gümbürtüsü duyuldu sonra.

Adım sesleri yaklaştı, yaklaştı ve yaklaştı. Kapağın açıldığını gelen sıcaklıktan hissetmiştim. Gözlerimi aralamayı denedim fakat başaramadım ve her ne kadar sonunun kötü biteceği ihtimali daha baskın gelse de kendimi karanlığa teslim ettim.

~~~

Eveeet, işte bir diğer bölüm. Yazabileceğimin en uzunuydu, sıkmasını istemiyorum :3
Yeni bölümü geciktirebilirim çünkü bu hafta biraz yoğun geçecek gibi, ama fırsatını bulduğumda azar azar yazarak bitirebilirim diye düşünüyorum, bu yüzden kesin bir gün söylemem mümkün değil.

Bölüm nasıldı? 

Ne kadar çok yorum, o kadar erken yeni bölüm ;)
Bir sonraki bölüme kadar kendinize iyi bakıın ♥

Why Fall | Jariana // TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin