-BÖLÜM 2-

107 20 14
                                    

Akşam olmuştu kızlar bize geldi o sırada kardeşimle yemek yiyorduk,

Sıla benimle dalga geçercesine"Bugün eniştemle nasıl geçti yürüyüş."
Diyerek boğazımda ki bütün yemekleri dizmişti.

"Ona bir daha enişte dersen bu terlikleri yersin kafana anladın mı?"
diyerek sofradan kalkıp terliklerimi çıkarıp arkasına bile bakmayarak kaçan kardeşime fırlattım.

Aramızdaki buzlar gün geçtikçe eriyordu ve bu beni mutlu ediyordu.
Aslında Rüzgarla benim hakkımda dalga geçmesi de beni o kadar fazla sinir etmiyordu. Yinede unutmamalıydım ki beni en yakın arkadaşım Gizem ile aldatmıştı.
Aslında onun neyine baktı güzellik olarak mı yoksa,

Daha cümlem bitmeden kapı çalmıştı Rüzgar geldi sanıp kapıya koşarak,

"Bu sefer evime giremezsin hem sen neden geldin ordan söyle..."

Meğer gelen kızlarmış ama napiym her dakika benim yanımda. Endişelenerek kapıyı yarılayarak,

"Sizmiydiniz kızlar? Bende Rüzgar sandım neyse içeri gelin."
dedim ve o sırada tanımadığım bir numara beni arıyordu.

"Alo"

"Alo"

"Siz kimsiniz acaba? "

Biraz sustuktan sonra,

" Gizli Hayranınım bu arada birde yan komşun."
diyerek Rüzgar olduğunu belli ettirmişti.

"Ama numaramı nasıl buldunnn ." diyerek gözlerimi belirttim.
Kızlar birbirlerine bakarak kıkırdaşıyorlardı.

"Artık bu kadarı da fazla ama yaaaa..." diyerek telefonu üstüne kapattım ve kızları evin dört bir yanında koşturdum. Şeytan üçlü Sıla'nın yardımıyla Sıla' nın odasına girip kapıyı üstüme kapattılar.

" Benimle bu kadar neden ugraşıyorsunuz ya?" diyerek Sıla'nın odası' nın kapısını kıracak şekilde yumrukladım. Sinirimi azda olsa azaltmıştı.
Neyse bir türlü odadan çıkmak bilmediler ve benim onları çıkarmam için bir şeytanlık yapmam lazımdı. Nasıl olsa başka türlü çıkmıyorlardı.
Simge'nin bir tane köpeği vardı ve köpeğini kendi çocuğu olarak görüyordu. Ve durmadan ayağımın dibinde dolaşıyordu.
Tabi yaaa aklıma dankkkk demişti.
Hemen Simge'nin köpeğini kucağıma alınca köpek benden korktu galiba ve

"Haw Haw " diyerek Simge'nin ilgisini çekmeyi başarmıştı.

Simge " O köpüşümün sesi mi? " diyerek onu çıldırtmıştım çünkü dünyada tek varlığı oydu ona birşey olsa yaşayamazdı.

Ben " Ah tüylerin de çok güzelmiş ama artık kel gibi geziceksin çok yazık ama ben artık bu tüyleri kendime takma saç yapabilirim." diyerek köpeği ve Simgeyi endişelendire bilmişim.

Simge kapıyı açıp koşarak köpeğini kucağımdan alıp onu öperek endişesini yendi ama yine de bana pörtlek gözlerle,

"Alıcağın olsun Arzu bunun intikamını senden çok kötü alacağım beni en hassas yerimden vurdun görürsün sen." diyerek beni korkutmuştu .

Neyse yapacak birşey yoktu ve bizde oturmak için terasa çıkmıştık. Birlikte terastaki yerlerimize oturup gökyüzünü izlemeye başladık. Yıldız kaydığını fark edince "Yıldız kaydı!" diye bağırdım. Kızlar "Hani? Nerede?" derken bende tam dileğimi dileyecekken kapı çaldı. Kızlar bakar diye düşünüp dileğimi dilemeye çalıştım. Fakat kızlar yerinden bile kıpırdamamıştı ve kapı sesi de susmamıştı. Sinirle kapıyı açtım. Karşımdaki Rüzgar olmasına rağmen umursamamıştım. Öfkeyle "Ne istiyorsun ya? Dilek bile diletmedin!" dedim. Kendi eviymişcesine içeri geçerek "Belki de beni dilemişsindir" deyip göz kırptı. "Nasıl bu kadar rahat olabiliyorsun? Ya evde biri olsaydı?" diye sordum. Her zamanki ukala tavrıyla "Ama yok" deyince gözlerimi devirdim. Ardından onu takmadan kapıyı kapatıp terasa gidip yerime geçtim. O da arkamdan gelmişti. Kızlar mal mal yine gülüyorlardı ama aldırmamıştım.
Yıldızlar çok güzel gözüküyorlardı yıldızlara bakarken yıldız kaymıştı ama kızlar fark edememişti bende o heyecanla,

Rüzgar ve Ben " Yıldız kaydı..." diyerek ikimizde heyecanla bağırmıştık.

"Sende mi gördün?" diyerek heyecan çığlıklarımı atıyordum.

Rüzgar" Evet" diyerek hemen dilek dilemeye başladı. Bende dilek diledim ve Rüzgar bana "Ne dileğin?" diyerek meraklndı.

"Dileğimi söylersem gerçekleşmez ama..." diyerek onun sorusunu yanıtladım.

Rüzgar kızlara bakarak benim duyacağım ses tonuyla ukala bir tavırla,
"Kesin beni diledi." diyerek gözlerini devirdi.

Ben ise " Alakası yok ben bikere senin ile ilgili dilek dilesem önce yok olmanı dilerim." diyerek aşağıya mutfağa birşeyler yemek için inmiştim. Lakin dolaptaki patates kızartması' nın hepsini kardeşim yemiş nolucak aç kardeşi olunca bir insan'nın normal yemesi. Yapacak birşey yoktu ki benim yapmam gerekiyordu ki canım kıymalı börek istemişti içine konulacak bütün malzemeleri masaya koymuştum. Neyse bir kaba un koydum. O sırada içeriye Rüzgar manyağı daldı.
"Kolay gelsin."
Ben ise,
" Kolaysa basına gelsin."
Rüzgar,
" Benden güzel yapamıyacağın kesin." diyerek bana evde kalmış kız kurusu bakışlarıyla güldü...
" Hahaha çok komik bu kadar kendine güveniyorsan hadi yapta görelim."diyerek yüzüne kaptaki unların bir kısmını onun yüzüne fırlattım. Tabi o yapmazsa ölürdü. Üstümüz başımız maf olmuştu. Neyse tabi benim hamarat ellerimle tabi birazcık Rüzgar' ın yardımıyla böregimiz hazırdı nefis görünüyordu. Yeme zamanı gelmişti ve sunum tabaklarına börekleri keserek yemeye başlamıştık müthiş görünüyordu.
Terasa çıkıp kızlara da götürmüştüm ve çok beğenmişlerdi.

Kızlar " Çok güzel olmuş eline sağlık Arzu. " dediler.
Ben ise Rüzgar ile yaptık o olmasaydı belki zor gelip yapmıycaktım.Ama onun yardımıyla çok güzel oldu."diyerek teşekkür ettim.

Rüzgar ise tatlı bir dil ile,
" Saçmalama Arzu asıl sen olmasaydın bu kadar lezzetli olamazdı."diyerek beni güldürmeyi başarmıştı.
Kızlar ise yine başlamışlardı.
Bize bakıp ,
"Ooo birliktemi yaptınız diyerek ." sadece yapmak istedikleri şey beni sinir etmek ama bu sefer onları kaale bile almamıştım.
Benim onlara cevabım ise,
"Evet birlikte yaptık bunda ne var ki birde Simgecim köpeğinin kaşıntısı var galiba."diyerek onu korkutmuştum buda benim hoşuma gidiyordu o köpeği bu yüzden sevmeye başlamıştım.
Simge ise bu cevabıma bozularak sesini kesip önüne dönmüştü bu arada bizde Rüzgar ile kıkırdaşdaşıyorduk.

Herkes böreğini yedikten sonra Rüzgar bize dönüp "Geç oldu sanırım ben kalkayım" deyince kızlarda "olur, görüşürüz" dedi. Kapıya kadar eşlik etmiştim Rüzgar'a. Çıkmadan önce bana dönerek "Bugün için teşekkürler" deyip yanağıma bir buse kondurunca kalakaldım. Sadece gülümsemekle yetinmiştim. Neyse onları düşünecek değildim ve odama gidip yatmıştım zaten yattığım gibi uyumuşum. Öbür gün olmuştu.
Ohaaa saat 14:00 olmuştu. Hemen banyoluğa gidip elimi yüzümü yıkamıştım ama düşünüyordum da nasıl olur da beni uyandırmamışlardı. Amannn boşver böylesi daha iyiydi ya işte. Kahvaltıyı hazırlamak için mutfağa gidip omlet falan yapıp afiyetle yedim. Sıla'da uyuya kalmıştı galiba ortalıklarda görünmüyordu. Neyse odası'nın kapısını çaldığımda ses yoktu. Odasına girdiğimde yatağında değildi birde yatağının üzerinde bir kısa not vardı notta şunlar yazıyordu.

İKİNCİ ŞANSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin