Arkadaşlar bu yayınladığım ilk bölüm ve benim için manevi değeri gerçekten var. Bu benim kendi hikayem ve kendi hissettikklerim, sadece 6 gün önce olan bir şey. Yorumlarınızı dile getirirseniz çok sevinirim ve yoruma açık bir insanım bilin lütfen, iyi okumalar.
Küçükken Andy'nin Nesi Var? adlı çizgifilmi izleyenler bilir, Andy olayın sonunda olan zaman diliminden çıkar ve 'Durun! Size olayın başını anlatayım' diye bir giriş yapar. Bende öyle muzip bir giriş yapmak isterdim ama içimde oluşan ve uzun süre benimle birlikte olacak olan yumru malesef böyle bir girişe engel. Her ne kadar engel olsada, her ne kadar muzip olamasamda yinede böyle bir giriş yapmak isterim. Hatta durun, size olayların başını anlatayım.
Beden dersindeydik. Mia'nın spor parasını yediğimiz için nasıl toparlayacağımızı düşünürken telefonum çaldı. Numarayı tanımıyordum.
'Efendim.'
'H.P ile görüşebilir miyim?' (Babamın adı ve soyadı)
'Buyrun ben kızıyım ben yardımcı olayım?'
'H.P'nin babasının adı Halit miydi?' Hattım babamın üzerine kayıtlı olduğundan ciddi birşey sanmıştım ve ciddi konuşuyordum.
'Hayır, dedemin adı Hasan.'
'Peki H. Bey'in doğum tarihini alabilir miyiz?'
'6 Haziran' Bu tür konuşmalar beni her zaman gererdi ve daha önceden de olan sinirim yüzünden yanlış tarih vermiştim.
'Peki yıl?'
'Açıkçası bilmiyorum gerçekten kusura bakmayın.'
'İsim karışıklığı oldu o zaman kusura bakmayın.'
'İyi günler.'
'Aslında baksana, sen kaç yaşındasın ya?'
'17?' Şimdi sormaktaki amaç neydiki?
'17 yaşında bir kız babasının doğum yılını bilmez mi ya? Zeka yaşının daha büyük olması gerekirdi.' Bilmek zorunda mıyımki? Kan beynime sıçradı o anda. Babamı 1 senedir görmüyorum, konuşmuyorum ve aniden gelen bir telefonda olanlara bak.
'Sana amına koyıyım ya!' diye gürledim bahçenin ortasında. Smk sınıfından duymuş olucakki bana baktı, kızlar bana baktı, beden hocamız baktı.
'Bana bak küçük sürtük, senin o boğazını sıkarım!' Şimdide sürtük dedi. Bu kız kimdi ya? Kim oluyoduda bana bu zamana kadar kimsenin demeye cesaret edemediği şeyleri diyordu? Hayatımda bu denli sinirlendiğim sayılıdır. Parmak uçlarıma kadar hissetsemde herşeyi sakin tepki verebilmiştim.
'Gel sık bekliyorum?' Daha sonrasında bir kaç kişinin gülüşme sesleri ve telefon kapandı. Kanın beynime sıçraması yetmiyormuş gibi telefon kapandıktan sonra gözlerim dolmuştu. Bu huyuma bir kez daha lanet ederek hızlı hızlı kantine doğru yürümeye başladım. Neden kantine doğru gidiyorum, orada ne yapacağım bir fikrim dahi olmamasına rağmen koşar adımlarla kantine gittim. Yan tarafından içeri girerek bir üst kata çıktım. Sınıfa doğru yürürken biraz sakinleşmeye çalıştım ve derin derin nefes almaya başladım. Girdiğim gibi kapıyı hızla arkamdan çarptım. Sıramın üstüne çıkıp oturdum, sanırım arayan kişi ya da kişiler benimle dalga geçiyorlardı.
Bir yandan ayaklarım titriyor diğer yandansa ellerim durmuyor, çenemde yanaklarımda gidip geliyordu. Babam benim en hassas noktamdır, konusunu açmak istemediğim sayılı şeylerdendir. Orta sıranın üstünde sınıfın ek prizi duruyordu ve benim sinirim atmam için bir şeylere ihtiyacım vardı. Hiç düşünmeden yerimden fırlarcasına kalktım, prizi elime aldım. Elimdeyken tereddütle geriye doğru bir iki adım atsamda hemen sonrasına duvarda hedefimi belirlemiş ve prizi fırlatmış olarak buldum kendimi. Priz paramparça olurken hızlı hareketlerle sınıftan çıktım ve kapıyı çarparak kapattım. Geldiğim yerden geri döndüm ve bahçeye çıktım yoklama için. Mia kantinin kapısında bekliyordu beni,