1.bölüm / GİRİŞ.
BÖLÜM ŞARKISI: Gülşen Tütüncü- yine mi hazan vakti.
"Alya, yemek hazır bitanem."
"Geliyorum anneciğim!"Yattığım yerden doğrulurken tek umudum babamın, Azra'nın doğum günü partisine izin vermesiydi. Şifonyerin üzerindeki telefonumu alarak, odanın çıkışına doğru yöneldim. Merdivenlerden aşağıya indim ve seri adımlarla yemek odasına doğru ilerledim. Yerime oturur oturmaz tabağıma gömülürken, uzun süren sessizliği annemin neşeli sesi bozmuştu.
"Eee nasılsın bakalım. Oturduğundan beridir bir çift laf etmiyorsun."
"Birincisi yemeğimi yemek ile meşguldüm. Ikincisi iyiyim. Üçüncüsü ise annelerin en güzeli senden ve babamdan birsey için izin alacağım."
"Anlat bakalım derdini Alya Hanım."
"Ya şey," bakışlarımı yere sabitleyerek konuşmaya devam ettim. "Bugün Azra'nın doğum günü, ve onu yalnız bırakamam..."
"O nasıl bir soru Alya? Gideceksin tabi. Ama bir şartım var."
"Ne!" diye cırladım heycanla.
"Şu sevgilin denen bırakacak seni. Yoksa akşam akşam hiç bir yere gidemezsin."
"Çok teşekkür birtanem!" oturduğum yerden hızlaca kalkıp anneme doğru koştum.
"Cemil, Yemekleri beğenmedin mi? Hiç birşey yememişsin."
Babam yemeğin başından beridir adeta bir ergen gibi kafasını kaldırmadığı telefonundan bakışlarını çekerek anneme doğrulttu.
"Benim bir kaç işim çıktı. Size afiyet olsun. Sana da iyi eğlenceler güzel kızım."
Babam annemin anlından benimse yanağımdan öpüp öyle gitti. Ben de annemi öpüp odama çıktım. Dolabımdan parti için aldığım elbisemi çıkarırken telefonuma mesaj geldi. Mesajın sahibi Cenk'ti.
"Aşkım kusura bakma ben gelemiyorum. Biliyosun bizimkileri. İşi kitlediler yine bana. Seni çok öptüm. En kısa zamanda telafi edicem."
Ne yani tek başıma mı kaldım ben şimdi. Şöföre de izin vermiştim. Off çağıramam da şimdi. Anneme söylesem zaten Cenk"i sevmiyor. Artık iyice soğur ondan. Kendim taksiyle gidicem artık."Beni hep böyle aksatmandan nefret ediyorum. Lütfen bu son olsun."
Dolabımdan çıkartdığım elbisemi üstüme geçirdim. Saçımı at kuyruğu bağlayıp makyajımı yapmaya başladım. Makyajımıda yaptıtan sonra topuklularımı giyip merdivenlerde aşşağıya indim. Anneme öpücük atıp evde çıktım. Bir iki adım gittikten sonra kapı sesi duymuştum.
Ve o an; dünya başıma yıkılmıştı.
"Hayatım, sanırım seni özleyeceğim." tiz bir kadın sesi, kulağıma irişirken hala şoktan çıkamamış bunun bir rüya olmasını diliyordum. Buradan gitmenin bilincindeyken iki adım gerileyip, ağcın arkasına yaslandım.
"Bende seni özleyeceğim."
Daha sonra ise, adım sesleri git gide uzaklaşmış, geriye çaresiz küçük bir kız bırakmıştı. Kriz geçirmemeyi umarak hıçkırmaya başladım. Ve bu ağlayacağımın habercisiydi. Hıçkırıklarım git gide artmış, boş sokakta tok bir ses bırakmıştım. O an yanımda beliren, o an yanımda beliren kara bir siluet dikkatimi çekerken bir hışımla arkamı döndüm.
"Ki-kimsin sen?"
"Kimsesizim ben..."
"Pekala Kimsesiz Bayım. Geldiğin gibi, cehennem ol git."
"Bak kızım benim canımı sıkma. Laflarına dikkat et."
Bir hışımla ayağa kalktım ve "Sen kimi tehtid ediyosun be. Senin karşında kim duruyo biliyor musun?" dedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ben Prenses Değilim
Teen FictionHer küçük kız, buz mavisi elbisenin içindeki prenses olmanın hayalini kurmuştur elbet. Hatta her geçen gün bu istek artmış, hayalini kurarak uyumuştur o gece. Fakat o küçük kız ben değildim. Ben; kıyafetinden utanarak, geride sadece bir ayakkabı bı...