1.BÖLÜM

3.3K 61 40
                                    

Bugün günlerden pazartesi ama ben kalkmak istemiyorum, koskoca şirketim var ama ben hâlâ erken kalkmak zorundayım, öğrencilik hayatımda da her zaman erken kalkmaktan nefret etmiştim,herneyse Ben Yuşa 24 yaşında genç bir şirket sahibiyim, bütün servetim ailemden kaldı, babam ve annem yatırım yapmak için Kazakistan'a giderken uçak kazasında hayatını kaybetmişti. Aslında hiçbir zaman şımarık bir zengin çocuk olmadım. Küçüklüğümden beri bende babamla şirkete gelip onu izlerdim, zaten üniversiteyi bitirdiğimden beri babamın danışmanlığını yapıyordum şu yaşadığımız talihsiz olaydan sonra şirketin başına ben geçtim.

Aynı zamanda yeni evliyim eşim daha önce benim sekreterimdi, şimdi mutlu bir evliliğimiz var dünyanın en mutlu adamı benim diyebilirim. İşte canım karım şimdi gelip beni uyandırıyor.

Sevgül, beni dürtmeye başladı ama ben asla beni öpmeden uyanmazdım bilerek yapıyordum. Nemli dudaklarını hissediyordum, bende hemen karşılık verdim, onu yanıma yatırdım.

" Ya pis serseri böyle yapacağını biliyordum."

" öyle mi güzel kız "

" Hadi Kalk yoksa işine geç kalacaksın "

" Emredersiniz, prenses, Bugün bana güzel bir kahvaltı hazırladın mı?"

" Aaa birde kahvaltı mı hazırlayacağım, evin hanımıyım ben, "

" Ya aşkım ben senin kocanım ne olur sanki bir gün ellerinle hazırlasan bana kahvaltı "

" Ay neden hazırlayayım Ayşe para alıyor bunun için "

" Ayşe Hanım demek istedin herhalde,"

" Hayır yani ne fark eder? "

" Çok şey fark eder Ayşe abla 30 yıldır ailemle beraber ben bile onun ellerinde büyüdüm, rica ediyorum biraz saygı "

" Hizmetçi bozuntusunu da tepemize çıkar bakalım, yakında evde at koştururlar "

" Hayatım Ayşe abla bizim hizmetçimiz değil o bizim yardımcımız, okey"

Yuşa tam aşağı inerken, Sevgül " Hop böyle lafını söyleyip de arkanı dönüp gidemezsin "

Yuşa arkasına döndü " Tamam Sevgül, tamam söyle sende lafını söyle gideyim "

" Hayır yani sabah sabah bu ne böyle ya, kendini ne sanıyorsun sen? "

" Asıl sne kendini ne sanıyorsun, kimin evinde kime laf söylüyorsun, seni kenar mahallelerden çıkarıp getirdim, asla nerden geldiğini unutma benle evlenmesen açlıktan nefesin kokuyordu. Yani yazıklar olsun, bana bu lafları söylettin ya pes diyorum başka da birşey demiyorum sana."

Yuşa aşağı indi, Ayşe Hanım " Günaydın efendim, çayınızı ve gazetenizi hemen getiriyorum"

" Yok ayşe abla yok, ben sabah sabah o kadar lezzetli laflar yedim ki midemde boş yer kalmadı, " bunları söylerken Sevgül'ün gözlerine bakıyordu.

Sevgül " Sen ne sanıyorsun kendini ya bu tipe bu ego fazla, bence kendine gel "

" Kızım sen neyine güveniyorsun? Ha söyle bana "

" Senden nefret ediyorum nefret " işi çirkefliğe çevirmeye başlamıştı, Yemek masasını devirdi, Ayşe hanım korkmuştu, Yuşa sinirden gözünü kapatıp açtı. Sevgül hâlâ konuşmaya devam ediyordu.

Yuşa " Eee yeter lan yeter, kes sesini bu ne ya sabah sabah, Ayşe abla bu dağınıklığı sakın toplamıyorsun, toplarsan bozuşuruz ciddiyim bak sakın! Bu rezaleti Sevgül sen toplayacaksın, akşam eve geldiğimde bu rezalet burada durarsa seninle bozuşuruz" dedi kapıyı çarptı gitti.

Sevgül " Ne bakıyorsun Ayşe toplasan burayı!"

" Ama efendim Yuşa bey "

" Başlatmayın Yuşanızdan"

" Ef- Efendim toplayamam, üzgünüm "

Sevgül gülerek yaklaştı, Ayşeye sert bir tokat attı, sonrada saçından tutup boynunu yere eğdi " Bana bak, Ayşe bozuntusu, burayı topluyorsun, heryeri tertemiz yapıyorsun, sonrada bana güzel bir sade Türk kahvesi yapıyorsun akşama Yuşa gelince Sevgül temizledi diyorsun, yoksa ellerimle gebertirim seni anladın mı?

" Anladım efendim lü- lütfen nefes alamıyorum "

Sevgül bıraktı, " E hadi hallet ben yukardayım "

Kiralık Beden #Wattys2016Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin