[-.........- olan konuşmalar Deniz'in iç sesidir.]
* kısımlılar bölüm sonunda açıklanacaktır.
İyi okumalar...
''Hayat nedir? Yaşam mıdır? Aşk mıdır? Sevgi midir? Şefkat mıdır?Su markası mıdır?-Kısa bir gülüşme-Hayat bunlardan hiçbiri değildir.Anlamı yoktur,açıklayamazsınız;kanıtlayamazsınız.'Kanıt benim.' demeyin.Siz de kimsiniz?'' Takım elbiseli ve siyah sivri burunlu ayakkabılı adam 25 metre uzunluğunda ve 10 metre genişliğinde sahnede el parmaklarını 5 saniyede bir birleştirip bırakarak konuşuyordu.Tabi ki buna ileri geri yürüme de dahildi.
''Ölüm ile hayat arasındaki kısa çizgide kimi zaman yalpalayarak gittik,savrulduk,yıprandık.Ama hiçbir zaman ölüm diye bir şey nedir,tatmadık.-İşte buradan sonra bozuyor,hazır mısınız?- Lakin hayatınızı tatmak sizin elinizde.Hemen Axa Sigorta'ya gelin. AXA Grubu, finansal koruma ve fon yönetimi alanında dünya lideri konumundadır ve--'' Tamam yeter,bu kadar üniversite reklam söyleşisi.
Arkamdaki,'Deniz Hanım,nereye gidiyorsunuz?' sorusuna cevap vermeden,hızlı adımlarla ortasında yuvarlak aynası olan uzun kahverengi kapıyı açtım.Yine istikrarımı bozmadan otoparkın yolunu tuttum.Beyaz fayansları temizleyen rahibe görünümlü çalışana 'Kolay gelsin.' demeyi düşünsem de demedim.Kibarlık işim değildir.Sessiz ve kabayımdır.
Üniversitenin yeraltı otoparkına geldiğimde Volvo 440'ıma* bindim.Emekli orgeneralimin amortisörü* kendisi gibi yaşlanmış olmalıydı ki tökezleye tökezleye evime geldim.1 oda 1 salon değildi.1 salondu.Bir de tuvaleti vardı.Salonum aynı zamanda yatak odam,mutfağa bağlanmış bir şekilde bütün pasaklılığıyla bana bakıyordu. Friends dizisindeki apartman dairesi gibi düşünün ya da...Düşünmeseniz daha iyi olur.Yatağımın karşısındaki televizyonumun iki yanında DVD kitaplığı duruyordu.15 tane yabancı dizi ve 100 tane film bulabilirsiniz ve her geçen gün artmaya devam ediyor.Buzdolabından soğuk su aldım ve su bardağına boşalttım.Bir de 2 dilim hindi salam çıkardım.Böyle saçma fantezilerim olduğu doğrudur.
Breaking Bad 3.Sezon DVD'sini oynatıcıya koydum ve ev telefonu çalmaya başladı.Çömeldiğim yerden kalktım ve ahizeyi omzumla kulağım arasına sıkıştırdım sol elimle de kumandadan sesini açıyordum.Bu sezon başlangıcı yerde sürünerek giden bir çiftçiyle başladı.Her seferinde böyle birbirinden bağımsız başlangıçlar olur ve sezon finalinde de o bağımsız başlangıçların anlamını çıkarırsınız.Benim hayatım da böyle değil miydi zaten?Fakat benim bağımsız başlangıçlarımdan anlamlı bir şey çıktığı söylenemezdi.
Karşı hattaki kişi konuşmaya çok meraklı olmamalıydı.Çok nadir yaptığım şeylerden birini yaptım.Konuşmayı ben başlattım.Keşke başlatmasaydım.
-Alo?
Sessizlik,dizideki adamın sürünme sesleri ve yukarıdaki lambanın içinde dolaşan sinek vızıltısı.
-Alo?
Karşıdakinin telefonu kulağına götürdüğünü tahmin ettim.Nefes aldı ve gayet otoriteli bir ses tonuyla konuşmaya başladı.
-Merhaba Deniz Doğan.3 ay 4 saat 5 dakika içinde İzmir'in dört bir yanında patlama olacak ve bunun sorumlulularından biri sensin.
Sessizlik,dizideki insanlar çoğaldı.Artık daha fazla insan yerlerde dizlerinin üstünde sürünüyor.Sinek inadına kanat çırpmaya devam ediyor.
Artık ben de yerde sürünenlerdendim.Ancak onların bir rotası vardı.Benim rotam yoktu.Ama anladım ki bu diyalogdan sonra hayatım değişti.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
*Volvo deyince aklınıza çok lüks bir şey getirmişsinizdir muhtemelen.Getirmeyin :D.Budur emekli orgeneral.
*Amortisör:Arabalarda çalışma sırasında meydana gelen sarsıntı ve titreşimlerin şiddetini ve etkisini azaltmak için kullanılan elemanlar.
Bu daha başlangıçtır.Bir sonraki bölümde çok daha farklı şeyler göreceksiniz.
