-A pardon.
Güzel bir kız oldugum için neredeyse içime düşecekti.
Aslında kendimi güzel bulmuyordum ama güzel oldugumu söylerlerdi.
- özür dilerim bey efendi.
- Deniz.
-Anlamadım?
-Deniz benim adım.
-Memnun oldum da acelem var.
Peki deyip kitapları verdi.
Gözlerimin içine bakışı rahatsız etmedi degil.Aksine o sıcaktan kızarmış suratına bir tekme atmak isterdim.
Koşarak okuldan ayrıldım ve işe bir hayli geç kalmıştım.
Okulun önünden iş yerine giden bir otobüse bindim ve akbil bastım.
Her yer doluydu.
Gözüm yaşlı bir kadına çarpmıştı.üzerinde giyecek elbisesi dahi olmamasına ragmen kedilere ekmegini veriyordu. İçim acımıştı.
Tam o kadın ile meşgul ken aklım, birden bire iş yerine geldigimi fark etmiştim.
Tam arabadan inecek iken birden bire araba hareket etti.
Düşmekten son anda kurtuldum fakat işe bir hayli geç kaldım.
İş yerinden iki durak ilerde inmiştim. Ve bunun vermiş oldugu sinirde cabasıydı.
Acıkmıştım ve yine o teyzeye gözüm çarpmıştı.
Yanına yanaşıp onunla konuşmak istiyordum.
Cesaretimi topladım ve yavaş yavaş adımlarla yanına yaklaştım.
-Hanım efendi eger yanlış anlamazsanız sizinle bir şey konuşmak istiyorum da.Biraz şaşırmış ifadelerle beni baştan ayaga süzüyor ve gözlerini hiç ayırmıyordu .
Sanki çok karanlık bir yerden gelip aydınlık yayıyordu.
-Buyrun .dedi .
-Sizi kedilere yemek verirken görmüştüm .
Gözlerime anlamıyormuş ama anlamaya çalışıyormuş gibi bakmaya devam etti.
O konuşmadıkça beni daha çok karanlıgına çekiyor gibiydi.
-Bakın hanfendi niyetim sizi rahatsız etmek degil sadece o kedileri sizin eviniz de de görmek isterim.ben kedileri çok severim de.
Saçmalamıştım.
Ama niyetim onun evini ögrenmekti.
Bu yaşlı ve yoksul kadının yaşantısını merak ediyordum.
O sadece yaşlı bir kadın degildi.
Çok farklı bir histi garipti ama sanki diger yarım ona aitti.
Ve ben de hazey isem hislerimin peşinden gitmeliydim.
Zaten işe de bir hayli geç kalmıştım.
Biraz daha geç kalabilirdim.
Zaten azar işitecektim.
-Bir şey demeyecek misiniz?-peki küçük hanım.dedi ve ekledi.
Gel bakalım! Ama kaybolursan karışmam.
Gülmüştüm.
Başımı tamam anlamında salladım ve onu takip ediyordum.Bayaa uzak bir yer olmalıydı sanırım. Şehirden baya uzaklaşmıştık.
Etrafta o kadar çok kedi vardı ki dikkatim onlara kaymıştı.
Ve sonunda yaşlı kadının evine gelmiştik.
Hislerim hep aynıydı.
Yıkık dökük viran olmuş bir ev di burası.
-istersen içeri gel bir çayımı iç dedi ısrarlı bakışlarla.
-Tamam
Hiç hayır demek aklımdan geçmemişti.
İki katlı olan dubleks evine iyice göz gezdirmiştim.
Fakat sadece bir oda kilitliydi.
İçerden garip sesler geliyor ve bu korkmamı gerektirirken tam tersi daha çok merak uyandırıyordu.Artık anlamıştım bu eve sık sık gelecektim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIĞIN SESİ (Hazey)
Teen FictionO karanlıktı. Oydu işte, kimseye benzemeyen tavrı vardı. Karanlıkları olan biri nasıl olurdu da bu kadar aydınlık kokardı. Gel . Kokunu koklamadım 3 yıldır. Ben Hazey. Sen ise karanlıgın sesi. Bak gel ki açılsın, açılsın aydınlıkta ki kör gözlerim...