Karşı eve taşınan kızımızın ağzından :
"Mina kızım çabuk ol. Valizleri baban arabaya koydu bile. Seni bekliyoruz kuzum."
Annemin seslendiğini duyunca odamdan çıktım. Hadi ama ben bu şehri seviyorum ve buradan taşınmak istemiyorum. Şuan biz Ankara'da yaşıyoruz. Ancak annem ve babamın son bir haftadır verdikleri bir kararla İstanbul'da yaşayacakmışız artık. Çocukluğumdan beri Ankara'dayız. Ve bu şehiri ben çok seviyorum. Ankara denizi olmayan başkent , her bir caddesinde huzur bulurdum ben oysa. Denizi olmasaydı da deniz huzuru vardı burada. İstanbul'da yeni bir hayata başlayacaktım. Hemde lisemin son senesiydi. Allah'ın izniyle derslerimin bozulmamasını ve alışacabileceğimi umuyorum.
"Tamam annecim hemen geliyorum."
Ahh nasıl unuturum ikindi namazını kılmamıştım. Hemen kılmalıyım.
Namazımı kılıp selam verdikten sonra dua ettim Allah'a ,yeni ortama yeni bir şehire kolayca alışabilmek için.
Aşağı indiğimde annemi çok beklettiğim için mahçup bir suratla ellerimi birleştirip durdum. Annem bu halime gülümseyip pekte kızmadığını belirtti. Canım annem.. Ne çok severdim ben annem ile babamı. Rabbim beni onlarla sınamasın. Hep yanımda olsunlar.
Annemle birlikte kapıya yöneldik ,babam arabaya çoktan binmiş direksiyonu tutmuş bir vaziyette bizi bekliyordu. Oyalanmdan arabaya bindik ,yolumuz uzundu.
Gözlerimi açtığımda arabanın motor sesinden başka bir ses yoktu. Camdan dışarıya baktım. Gün doğmuştu. Şükürler olsun ki yeni bir güne daha uyanabilmiştik. Direksiyon başındaki bayağı bitkin görünen babama döndüm.
"Babacım çok yolumuz kaldı mı ? Bitkin görünüyorsun." deyip meraklı gözlerle vereceği cevabı bekledim.
"Az kaldı evladım birazdan varacağız, hem çokta yorulmadım merak etme sen." tamam dercesine gözlerimi yumdum.
Babamla konuşmamızdan yaklaşık bir saat sonra, taşınacağımız eve geldik. Büyük bir evdi eski evimize benziyordu. Arabadan inip eşyalarımızın eve taşınmasını izledik. Eşyaları bizden önce getirip yerleştirmeye başlamıştılar bile. Yan tarafımızda da neredeyse bizim evin büyüklügünde bir ev duruyordu.
Çok geçmeden eve çıktık. Odama gidip eşyalarımı düzenlemeye koyuldum. Uzun ve yorucu bir gündü. Kafamı pencereye çevirdiğimde karşı evinde penceresi karşımda duruyordu. Perdesi açıktı. Merakıma yenik düşüp içeriyi birazda olsa inceledim. Siyah, hemde simsiyah bir odaydı. Böylelikle bir erkeğe ait olduğu da ortadaydı. Hadi ama bu odanın sahibinin içi mi kararmıştı ?
Aşağı kata inip ailemle bir kaç lokma birşeyler yedik. Uzun yolculuk karnımı guruldatmaya yetmişti. Gerçekten uykum vardı. Odama çıkıp uykunun kollarına bıraktım kendimi.
Kerem'denn :
Dıt dıt dıt.. Ahh alarm sesleri bu kadar sinir bozucu olmak zorundamıydı ?Cumartesi, Pazar ne denli hızlı geçmişti böyle. Okula gitmek için geçerli bir nedenim yok. Gitmesem de, hatta sınava girmesemde önemli değildi. Meslek derdi yoktu. Anında başına geçebileceğim babamın şirketi beni bekliyordu. Nedense bugün okula gitmek geliyordu içimden, bu hissime bir türlü anlam veremesemde gidecektim okula.
Hazırlanıp evden çıkmıştım bile. Arabama atlayıp hemen okula vardım. Dışarda oyalanmadan sınıfa girip her zamanki yerime son sıraya yerleştim. Kamuran da oradaydı. Tokalaşıp oturmuştuk bile. Ders tam başlayacakken kapı tıklandı. Hocanın gelmesini beklerken kapıya döndüğümde karşımda tanıdık bir yüzü gördüm. Yeni taşınan feraceli kız bizim sınıfta mı kalacaktı yani ?
Sınıfta bir göz gezdirip,seçtiği boş bir sıraya yöneldi. Ne yani bu kız onca boş sıra varken Cemre ve gurubunun sırasına mı oturacaktı ? İlk günden çok şanssızdı. Cemre'nin yeni kızın sırasına oturduğunu görünce, yüzündeki ukala sözde sinirli tavırlarını tahmin edebiliyordum. Cemre okulun namı diğer belalı kızlarından biriydi. Bir bana hayır diyemiyordu. Başka da herkese ukala tavırlarını sergiliyordu.
Vee beklenen o an. Cemre sınıfa varla yok arası mini eteğiyle, beline kadar uzanan kumral saçlarıyla içeri girdi. Tahmin ettiğim gibi bakışlarını yeni kıza yöneltti. Hiç beklemeden kızın yanına gidip konuşmaya başladı. Sesi çok net bir şekilde geliyordu. Çünkü bağırıyordu.
"Kalk sıramdan !" yeni kız fazlasıyla şaşırmış olmalıki gözlerini kocaman açmıştı. Yeni kızında bağırmasını beklerken o konuşmadı bile , kalkıp başka bir sıraya oturdu.
Aslında konuşsaydı bile Cemre bu kadar mort kalmazdı. Evet Cemre fazlasıyla mort kalmıştı. Birkaç kişide kızın Cemre'yi takmadığını söyleyip kıkırdamaya başlamıştı ki hoca içeriye girdi. O kadar emindimki Cemre bu olanları yeni kıza ödetecekti.
Ders saati bitmişti. Dağılırken Cemre'nin yandaşlarından Aslı' nın yeni kıza yaklaştığını gördüm. Artık her ne dediyse kızın yüzü bayağı bir bozuldu. Yoklama sırasında yeni kızın adını öğrenmiştim Mina.
Eve giderken Mina'nın da eve gideceğini tahmin edebiliyordum. Ki zaten öyle. Nedense bu kızı tanımak istiyordum. Beni reddetmeyeceğini düşünüp ona doğru yürüdüm.
"Merhaba yeni kız." dedim tabii iplemez gülüşümü eksik etmeden.
"Merhaba" o kadar kısık sesle söylemişti ki ağzını okuyarak ne dediğini anladım. Bu kız dilsiz miydi ? Yoklamada da sadece elini kaldırıyordu. Yoksa fazla mı edepliydi ? Yok daha neler. Nasıl bana düzgün cevap vermezdi ? Reddedemeyeceği bir şey söylemeliydim.
"Evine bırakabilirim. Yan tarafımıza taşınmışsınız." dedim kendinden emin bir tavırla.
"Hayır, ben giderim. Sağolun"
Hayır mı ? Beni , Kerem Soydan'ın eve bırakma teklifini reddeden ilk kız. Şaka mıydı bu kız ? Kör müydü ? Beni nasıl reddebiliyordu ? Ne sanıyordu kendini böyle. Başka bir şey söylemeden uzaklaştım. Zoru mu oynuyordu bu kız ? Bu ağır tavırları fazla süremezdi eğer söz konusu bensem. Hadi bakalım zor kızı oynayan Mina hanım bana ne kadar dayanabileceksin ? Eminim karşı koyamayacaksın. Görüşeceğiz seninle..
Merhaba 3. bölümle karşınızdayım eğer beğendiyseniz yorum ve oylarınızı bekliyorum. Açıkçası umudumu kaybetmiştim hatta yazmamayı düşünüyordum. Ama düşündümde her kitap bir şansı hak eder ve yazmaya karar verdim lütfenn destek olunn <3 <3

ŞİMDİ OKUDUĞUN
HELALİM
Teen FictionOmzuna düşen şalını sevmiştim ben onun. Siyah feracesinin olağanüstü bir şekilde ona yakışması. Siyah bir insana bu kadar yakışabilir miydi? Evet ona öyle yakışıyordu ki. Siyaha bir çok anlam yükleyendi o. Haramdan sakındığı simsiyah kocaman gözleri...