Uzaylı/2

18 3 0
                                    

Ertesi gün ilk dersin öğretmeninin gelmeyeceği açıklandı. Okulun ilk dersinin boş geçmesi kadar berbat birşey yoktur. Tüm sınıf boş boş duruyordu. Bu arada derslerim açık havada çimlerin üstünde yapıldığından bahsetmiş miydim? Bu sırada Ozan yanıma geldi.
"Dünkü davranışlarım için özür dilerim."
"Hangi biri için?"
"Hepsi için."
"Tamam."
"Kendimi affettirmek için seni bugün akşam saat 20.00'da yemeğe davet ediyorum."
Önce daha yeni tanıştığım (doğru dürüst tanışmadığım) ve tüm kampın gizemli çocuk olarak bahsettiği biri ile akşam yemeği yemenin ne kadar doğru olduğunu düşündüm. Ama sonra hatalarını telafi etmek etmeye çalıştığını düşündüm ve teklifini kabul ettim. O an çocuğun yüzünü ve fiziğini iyice inceleme fırsatı buldum. Bu çocuk gerçekten sevimli ve oldukça yakışıklıydı. Ama tipi ondan hala nefret ettirmemi değiştirmezdi. Gerçi yaptığı incelikten sonra ona olan nefretim az da olsa gitmişti. Öğle yemeğinde sıraya girdim. Tabaklarda pizza ve ıspanak vardı ve ben tabisi pizzayı tercih etmiştim. Sonra Ozan'ın hızla bana doğru yaklaştığını farkettim. Ve aramızda 10 santim varken ayakkabılarının bağcıklarına takılıp elindeki ıspanağı olduğu gibi ayakkabılarımın üstüne düşürdü. En güzel ayakkabılarım mahvolurken herkes bana bakıp gülüyordu. Ayakkabı berbat olduğu için akşam yemeğine farklı bir ayakkabı ile gidecektim. Saatler 20.00'ı gösterdiğinde Ozan odamın kapısında belirdi. Üstünde buz mavisi bir takım elbise vardı. Ben de bordo bir mini elbise giymiştim. Son model lüks arabasına bindim ve Ozan motoru çalıştırdı. Tüm yol boyunca  özür diledi. En sonunda şık bir restorana girdik. Ozan orada tanınıyor gibiydi. Arabanın arka koltuğundan bir poşet alıp restorana girdik. Poşetin içinde ne olduğunu çok merak ediyordum ama ses çıkarmıyordum. Yemeklerimizi söyledik. Ozan:
"Yaşın 18 oldu mu ?"
"Birkaç gün sonra 18'e gireceğim."
"O Zaman bir kırmızı şarap alabiliriz değil mi?"
"Benim için sorun olmaz."
Garsondan bir kırmızı şarap istedi ve pembe poşeti bana uzattı.
"Bu sana."
Poşeti açtım. Bir ayakkabı kutusu vardı. Hemen açtım ve dünyanın en ponçik ayakkabısı ile karşılaştım.
"Bunu bir özür olarak kabul et lütfen." dedi Ozan
Ben de teşekkür ettim. Yemek boyunca sohbet ettik. Restorandan çıktığımızda saat 22.30'a geliyordu.
Kampa geri geldiğimizde ona herşey için teşekkür ettim ve odama geçtim. Güzel bir akşam olmuştu. Bu akşam yemeği bana Ozan'ın iyi ama gizemli bir çocuk olduğunu gösterdi. Çünkü ona sorduğum çoğu soruya kaçamak cevaplar veriyor veya duymamamış gibi yapıyordu. Mavi beni yüzünden de onun olağanüstüsü bir yaratık olduğunu düşündüm ama sonra böyle şeylerin ancak fantastik bilimkurgu film ve kitaplarında olduğunu hatırladım. Sonra böyle bişeyi alkolün etkisi ile düşündüğümü ve bunu hemen aklımdan çıkarmam gerektiğini söyledim kendime... Ama bu çocuğun kim olduğunu bulacağıma inanıyor ve Ozan'ın bana kim olduğumu bulmam konusunda yardımcı olacağını düşünüyordum. Neden mi? Çünkü benim de sırtımda küçük mavi bir ben var.

Yazarın notu: Arkadaşlar lütfen beni takip etmeyi düşüncelerinizi yorum kısmına yazmayı ve emeğime karşılık oy vermeyi unutmayın. Okuduğunuz için teşekkür ederim. Ben güzel bir bölüm olduğuna inanıyorum umarım siz de beğenmişsinizdir. Bölümler beğeni sayısına göre gelecek. Bu arada uzaylılar ile ilgili sevimli fotoğraflar bulmak için de hikayemi takip edebilirsiniz çünkü her bölüm fotoğrafı kısmına hoşuma giden uzaylı resimlerini yerleştiriyorum.👽

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 17, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

UzaylıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin