MB; 1.Bölüm - Çok taşsın sevgili olabilir miyiz?

2.2K 31 8
                                    

Pekala hiçbir sorun yok. Şuan bu kabinde sıkışmış kalmış olabilirim, derin derin nefes alıyorum ve bir daha vermiyorum. Şuracıkta ölüyorum.

“ Ebrar iyi misin? “ dedi Kaan dışarıdan birkaç defa kapıyı tıklatarak. “Ayrıca neden kabinin içinden su sızıyor? “

Hah benim tatlı sevgilim bir sen eksiktin. İyiyim, aşkım. Yalnızca tişörtüm tuvaletin içine düştü ve tuvaleti tıkadı onun dışında yok bir problemim. Ayrıca senin kızlar tuvaletinde işin var a-salak sevgilim benim!

“ Ben iyiyim. Bence birisi içeri girmeden hemen buradan çıkmalısın. Yoksa yanlış anlayacaklar “ diyerek Kaan’ı kendimden uzaklaştırmayı başarmıştım.

Öncellikle olayın nasıl geliştiğini benim yada Kaan’ın kim olduğu hakkınızda en ufak bir fikriniz yoktur. O zaman her şeye baştan başlayalım. Benim adım Ebrar Alagöz. 16 yaşındayım ve lise 3 öğrencisiyim. -Tabi bu sıralar Kaan’ı tanımıyorum.- Sulu göz bir insanım ve çok da sakarımdır. Uykucuyumdur ve her daim açımdır. Diğer kızların aksine makyaj yapmayı sevmem aksine doğal takılırım. Rahatıma düşkünümdür. Ayrıca bir o kadar da utangaç.

Merhaba ben; Ebrar bu da benim absürd ve garip yaşantım.

1.Bölüm – Çok taşsın, sevgili olabilir miyiz?

Yaz tatili bitmişti ve ben hala o üzerimdeki uyuşukluğu atamamıştım. Her zaman kitaplarda okumuşumdur.

Güneşin ilk ışıkları pencereden süzülür ve sevgili esas kızın gözüne çarpar. Bu etkiyle sevgi pıtırcığı gibi uyanan kızımız hemen yataktan kalkar ve o küçük narin ayaklarıyla hemen banyoya girer, sıcak duşunu alır, kurulanır ve aşağıya iner. – Aşağıya iner diyorum çünkü esas kız öküz gibi zengin, bizim gibi apartmanda yaşayacak halleri yok ya?- Mutfağa girer hizmetçisi ona dörtlük dörtlük kahvaltı hazırlar ve o ise burun kıvırıp okula gider.

Ya ben?

Tarih öncesinden kalma bir alarm ile zorla uyanır. Yavaş ve uyuşuk adımlarla banyoya gider – bu sırada kıç kaşımayı ihmal etmem- aynaya bakarım bildiğin kurbağaya benziyorum, yüzüm şişmiş, ağzımdan salya akmış, saçlarım olmuş Frankenstein. Yemin ediyorum beni bu halimle gören bir ateist, imana gelirdi.

Abimin kapı vuruşlarına ve “ Hadi ama Ebrar tuvalete mi düştün yoksa orada yeni bir cumhuriyet mi kurdun? “

Tanıştırayım… Kubilay Alagöz. 19 yaşında üniversite öğrencisi. 65 kiloluk, patlamaya hazır sivilceli bir imha bombası.

“Ah o lanet olası çeneni kapat seni kuş beyinli! “ diye cevap verirken, abimin kapının arkasından benim taklidimi yaptığını biliyordum. Saçlarımı ördükten sonra yanımdan asla eksik etmediğim renksiz dudak nemlendiricisini de sürdükten sonra aynaya bakmıştım. Eh en azından kurbağaya benzemiyordum. Kapıyı açtığımda abim benim ensemden tuttuğu gibi kapı dışarı etmişti. Hızlıca banyoya girmişti. Ben ise mal mal kapıya baktıktan sonra annemin o öldürücü sesini duydum. “ Ebrar seni Allah’ın cezası! Çabuk okula geç kalacaksın yine!”

Hızlıca odama gittim ve bu sefer de çantama mal mal bakmaya başladım. Olum kaç yıldır okuyorum ama hala okulun ilk günü çanta götürülür mü götürülmez mi bilmiyordum. En sonunda pes edip hemen telefonum, biraz abiminden gizlice aldığım para ve anahtarımla hızlıca evden ayrılmıştım.  

Hala yazın sıcaklığını hissedebiliyordum.

“ Hey Ebrar! “ demişti o tanıdık ses. Yo yo olamaz! “ Ebrar dursana “

 Canını seviyorsan Ebrar, götüne füze takıp buradan uzaklaş!

 “ Haha! Şapşal Ebrar yine seni duymadım Samet şakası mı yapacaksın?” LAN ONLARIN HİÇBİRİ ŞAKA DEĞİL Kİ!   Evet, bu da Samet, dokuzuncu sınıftan beri bana âşık, aslında severim kendisini ama sadece arkadaş olarak.

Merhaba ben; Ebrar (ARAVERİLDİ)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin