5&Gökkuşağı

975 106 14
                                    

Kapının önüne geldiğinde anahtarı açıp zaman kaybetmek yerine kapıyı çalmayı tercih etti Ömer.Kapı açıldığında önüne çıkan bakıcıya döndü ve;

"Yukarıda değil mi?"

Onayı aldıktan sonra merdivenlerden çıkıp devam etti Ömer konuşmasına;

"Ateşi kaç?"

Kadın tereddütlü bir şekilde;

"40.6'ydı en son."

Ömer çatık kaşlarıyla kadına döndü.Merdivenin basamağında;

"Ne!?Bu zamana kadar neredeydiniz?

Dediğinde üst kata varmıştı.Hızlıca yatak odasına girdiğinde yorgana yapışmış,titreyen ve yüzünün neredeyse tamamını kaplamış bir Defne görmüştü. Yine sinirli bir şekilde döndü kadına;

"Hankendi bari şu yorganı hadi onu geçtim hırkasını-"

Sözünü bölen Defne'nin sayıklamasıydı.

"Ömer..Bırakma,ne olur bırakma beni.."

Ömer dolu gözler ile Defne 'nin yanına gelip alnını öptü;

"Burdayım. Bırakmam seni.."

Deyip Defne 'nin üstündeki yorganı çekmeye çalıştı.Ama o kadar güçlü tutuyordu ki Ömer için yorganı çekmek bir hayli zor olmuştu.Defne elleri ile vücudunu sarıp bacaklarını kendine doğru çektiğinde Ömer;

"En son ne zaman yemek yedi,yüzü kireç gibi olmuş."

Dediğinde Defne'yi kendine çekip üzerindeki hırkayı çıkarttı;

"Şey sabah yediğini ve ilaçlarını içtiğini söyledi.Sonra da bir şey yediremedim."

Ömer sinirle soludu ve Defne'nin hırkasını fırlattı.Omzuna düşen başına bir öpücük kondurdu ve ardından Süreyya'ya baktı;

"Gelmenize gerek yokmuş.Varlığınız ile yokluğunuz gerçekten bitmiş de o yüzden söylüyorum.Çıkabilirsiniz!"

Dediğinde kaşla göz arası ortadan kayboldu Süreyya .Ömer ise Defne'yi kucakladı ve duşakabinin içine soktu.Suyu açtığında birden ona yapışmıştı Defne.Ömer gülümsedi bu duruma karşılık elinde olmayan bir şekilde;

"Kapatsana ya şu suyu.C-çok soğuk."

Deyip biraz daha yapıştı Ömer 'e.Ömer de suyu kapattı ve Defne'yi ıçeri taşıdı.Üstünü giydirdikten sonra eline aldığı yatak ile saçlarına dokundu Defne 'nin.Önce kokladı her bir santimini daha sonra da Defne'nin kulağına fısıldadı;

"Bu.Bu koku..Bazen bu kokuda boğulmak istiyorum.Hiç çırpınmazdım biliyor musun?"

Dedi ve tarağı yavaş ve oldukça nazik bir biçimde dolaştırdı Defne 'nin saçlarının üzerinde.Yanağına bir öpücük kondurduğunda Defne Ömer 'in elini tuttu;

"Sende büyülüyorsun beni..Bir gün gelecek ve sen gideceksin,bu büyü bozulacak diye öyle korkuyorum ki.."

Dedi yorgun sesiyle.Ömer tarağı bir kez daha sürttü yavaşça.Ardından Defne'nin elini aldı ve kalbine götürdü;

"Ben seni bıraksam bile sen hep burada kalıyorsun.Olmayacak bir şey için kendini bu kadar yıpratma Defne'm.."

Dedi ve boynuna bir öpücük kondurdu Defne'nin.Defne zor da olsa gülümsedi ve;

"Şimdi sen beni öpüyorsun ya sanki hiç derdim yokmuş gibi geliyor.Sanki seninleyken tadılan her bir sert hüzün değil de bir mutluluk,yaşam sebebi."

Ömer ötekilerden daha hızlı bir şekilde taramaya başladı Defne'nin saçlarını;

"Benim tek yaşam kaynağım var o da sensin.Defne'm,Ömer'in Defne'si."

Defne biraz daha fazla sıkmaya başladı Ömer 'in elini..Çok daha zor çıkarttığı ses ile;

"Ömer.."

Ömer gülümsedi ve Defne'nin saçına bir öpücük bıraktı;

"Efendim,tatlı Defne'm"

Defne acıtacak bir şekilde yutkundu ve çok daha fazla sıktı Omer'in elini;

"Ben kendimi hiç iyi hissetmiyorum."

Dediğinde elleri gevşemiş,başı da Ömer'in omzuna düşmüştü.Ömer ise saniyelerin şaşkınlığını üstünden attığında Defne 'nin yüzünü avuçladı ve;

"Defne..Defne..Duyuyor musun beni!Defne aç gözlerini. "

Karşılık alamayınca kucakladı Defne'sini.Kulağına da belki duyar diye"Dayan bitanem,hiçbir şey olmayacak sana."diye fısıldadı.

***

Hastane kapısının önündeki morcivert renkteki sandalyeye oturmuş, kötü düşünceleri kendisinden uzak tutmaya çabalıyordu.Defne ıçeri gireli yirmi dakika olmuş ve sanki yirmi dakika değilde adeta yirmi ay geçmiş gibi bir hava vardı üzerinde.Ofladı ve gözlerinden taşan yaşları sildi.Kendisini suçluyordu,neden Defne'yi onca saat yalnız bırakmıştı ki veya neden onu yanlış kişilere emanet etmişti.Odaya girmeyi düşündüğü sırada çıkan doktor ile ayağa kalktı.Doktor gülümsedi ve;

"Enfeksiyon kapmış.Şu an iyi.Yalnız bünyesi ve değerleri oldukça düşük.Beslenmesine dikkat etsin.Bir kaç vitamin yazdım zaten ,ilaçlarını  da aksatmasın.Bu gece sizi burada misafir edeceğiz.İçeri girebilirsiniz."

Dediğinde teşekkür edip içeri girdi Ömer.Yatakta yatan bitkin Defne 'sine baktı.Onu bu hale getiren kişinin kendisi olduğunu bilmek canını bir hayli yakıyordu .Çektiği sandalyeye oturdu ve elinu tuttu Defne'nin;

"Biz neler atlatmadık ki bu da geçer.Tam not alamasak da elbet bu sınav da bitecek."

***

"Ömer bak ben valla doydum."

Ömer kaşlarını çattı ve gülümsedi;

"Siz onu yemek yedim diye yalan söylemeden önce düşünecektiniz Defne Hanım.Bitecek bu tabak"

Defne tatlı tatlı gülümsemeye çalışarak;

"Canım o pembe yalandı.Hem Ömer bunun ikinci tabak olduğunu da unutmazsak.."

Ömer muzip bir şekilde gülümsedi ve Defne'nin burnunu yavaşça öptü;

"Valla ben yalanın kaçışının,sarısının,pembesinin falan olduğunu bilmiyordum."

"Yaa o zaman sen önümden şu hastane kokan tabağı çekde bende sana anlatayım.Hem ben sıkıldım buradan,gitsek ya artık.Gerçi eve gitsem de yatmaktan başka bir şey yapamayacağım."

Ömer 'in de Defne 'nin de gülen yüzleri düşmüştü.Ömer Defne'nin elini avuçladı ve;

"Şöyle düşün şimdi biz  çok kuvvetli bir fırtınada kaybolduk.Ama sonra.."

"Sonra güneş açacak değil mi?"

Ömer gülümsedi ve onayladı Defne'yi;

"Açacak.Ardından da gökkuşağı..Ve gökkuşaklarının-"

"Ve gökkuşaklarının sonu yoktur."

Deyip sarıldı Ömer 'e Defne.Devam etti;

"Ikimiz.Hiçbir fırtınada yalnız bırakmayalım birbirimizi."

***

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Mar 19, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

BENİ AL KUCAĞINAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin