Yine bir pazar sabahıydı.Yataktan kalkmak bana zulum gibi geliyordu adetâ.Kalkmayı düşünmüyordum da.Lakin babam aşağıdan seslene denk
-Eylül artık uyan!tanışman gereken biri var.!Şaşırmıştım.Sabah saatin 7disiydi.Bu saatte kimle,neden tanışacaktım?.Pijamalarımı cıkartıp aşşağı indim.Elinde kocaman çantası olan,kirli sakallı,hafif bi tombul adam babamla oturuyordu.Babam soğuk bir ses tonuyla
-İsmet amcana merhaba de eylül!
Biraz şaşkınlık ve tedirgin bir şekilde
-Merhaba İsmet amca
Merak dolu gözlerle babama bakıyordum.Yüzü bembeyaz olmuştu adeta.Kekeleyerek lafa başladı
-Bak Eylül!annen bizi terk ettiginden beri sana ben bakıyorum.Ama artık gücüm yetmiyor.İşler hiç iyi değil.Bu adam senin kalacağın yurdun yöneticisi..
"Yurd"kelimesinden sonra babamın dediği hiç bişeyi duymadım.İstemsizce gözyaşlarım gözümden aktı.Hiçbirşey demeden odama çıktım.
Nasıl yani artık yurttamı kalacaktım?
Annesizlige alışamadan birde babasızlığamı alışacaktım..??
Bu sorularla akşamı etmiştim.Kapı çaldi.Babamdı....Sessiz bir ses tonuyla
-Girebilirmiyim?
Kelimeler cıkmıyordu ağzimdan.Kafamı sallayarak cevap verdim.
Saçlarımı okşayarak başladı lafa
-Kızım..Eylülüm.Sen bana annenden kalan tek mirassın.Ama mecburum.Eminim benden daha iyi bakıcaklar orda sana.Hadi şimdi uyu yarın erken kalkıp yurda gidicez"
Saçımı öpüp gitti.Annemem mi kızmalıydım yoksa babama mı?
Sabah olmuştu.Babam telaşlı bir ses tonuyla
-Eylüll!!!hayla uyuyomusun sen.Sana erken kalkmamiz gerektiğini söylemiştim
diyerek bagırıyodu.Hazırlanıp aşşaği indim.
Yurdun yolunu tutmuştuk.Yol boyu hiç konuşmadık.Yurdun önüne geldigimizde üstümü düzeltip gülmem gerektiğini söyledi.
İçeri girdiğimizde İsmet amca karşılamıştı bizi
-Hoşgeldiniz cem bey ve küçük hanım
Gayet içten bir şekilde karşılanmıştık.
-Sana bundan sonra kalacağın yurdu gezdirmemi istermisin?
diye amaçsız bir soru sormuştu (sanki hayır desem bişey fark edicekti)
-Olur.! diye sıkılgan bir ses tonuyla cevap verdim
Babam bizimle gelmemeyi tercih etti.
İçeri girdiğimizde bütün gözler üzerimdeydi.Kalabalık bi grup vardi önümde.İsmet amca yüksek bir sesle
-Bu yeni arkadaşınız Eylül.Haydi!ona eşlik edin..
diyip beni orada tek bıraktı.
Her kafadan ayrı bi ses geliyordu.Arkadan bir kadın sesi..
-Hey!!siz veletleerr rahat bırakın kızı!!!
dedikten sonra ortalıkta benden başka kimse kalmamıştı.
-Hey sen beni takip et!!
Hiçbişey demeden dediğini yaptım.Pembe bir odaya girdik.Karşısına oturmamı istedi ve
-Sana birkaç soru sorucam yeni gelen herkese sorduğum gibi...
Her zamanki gibi kafami sallayarak cevap verdim.
-Soru1:Neden burdasın??
-Nedenini bende bilmiyorum.
Diyerek yanıtladım.Şaşırmış bir bakış atmıştı
-Soru2:Burası kimin tercihiydi??
Babam demeye utaniyordum.Akıllarda "hangi baba bir kizini yurda bırakir ki" sorusunu bırakmak istemiyordum.Uzun süre sustum.
Yüksek ve şiddetli ses tonuyla
-SANA SORU SORDUM!!!!
kelimeler ağzımdan zar zor cıkıyordu. En sonunda kısık bir sesle
-BABAM.
diyebildim..
-Şimdilik bu kadar.Yurda hoşgeldin Eylül.
Dedi ve odadan cıktı.Babamın yanına gidiyordum.Elinde bir valiz,gözleri yaşlı beni bekliyordu.Yanına yaklaştığimda
-Buraya kadardı kızım.Gidiyorum.Kendine dikkat et.Seni seviyorum
Dedi ve GİTTİ.....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir küçük Eylül meselesi
Roman d'amourSelam arkadaşlar.Bu yolda çok çok yeniyim.İlk adim ilk hikaye.Bu yola sizinle çıkıcam iyi veya kötü.Heycanliyim.Biraz yanlışlarim olabilir.Kusura bakmayın.İyi okumalar.Beğenmeniz dileğiyle...