Multimedya:Beren ve Kerim
Ediz'in gülmesiyle enerji depolayıp arabaya bindim ve eve doğru sürmeye başladım. Bu arada Beren beni sinir etmeyi ihmal etmemişti tabiki. "Bence bu Ediz sana aşık' 'Çok taş çocuk sende ona aşıksın' 'Bakışların gözümden kaçmadı" vs. vs. Hepsine Yav he he. deyip geçiştidim. O.Çocuk.Bana.Aşık? Hah! BOK Çocuk daş ben... ben... ben neyim lan? Evet ben çirkinim malesef.
Eve geldiğimzde anneme türlü yalakalıklar yaparak evin anahtarını aldık. Annem dekorasyonla ilgilendiği için ona evi dizayn etmesini söyledim. Ertesi gün evi temizlettireceğini,sonraki gün ise eşyaları yerleştireceğini bizim 2 güne kadar toparlanıp eşyalarımızı yerşeltirmemiz gerektiğini söyledi.3 gün sonra taşıncaz. Wow. Hemen sonra Beren'in ailesine gittik ve onlardanda izin alarak yeni bekar evine doğru yol aldık.
(Ev)
Bu evi dedem ablama almıştı.Ev çok güzel dublex bi villa.Beren'le içeri girdik ve etrafa baktık gerçekten çok güzel görünüyordu."Eslemm bebeğimmm çok çok çok vahşet güzel bu evv" Beğeneceğini biliyordum. "Evet yellozum 3 gün sonra burdayız" Evde biraz daha dolaştıktan sonra ikimizde evlerimize gittik.
Eve gelip odama girdiğide etrafa göz gezdirdim.Ne çok anılarım vardı bu odada. Küçükken ne zaman ağlasam camdan dışarı bakarak ağlardım. Ne zaman gece uyurken korksam önce ışığı açar etrafa bakıp bişeyin olmadığını kesinleştirirdim sonra ise tekrar yatağıma girip bataniyeyi kafama çekip uyurdum.
Ölen kardeşim...Ne zaman odama gelse mutlaka bir şeylerimi karıştırırdı ve kavga ederdik.Henüz 8 yaşındaydı.Küçüktü daha ama babamın iğrenç ötesi davranışlarından,anneme uyguladığı şiddetlerden oda payını almıştı.Ben alışkındım belki ama o... O daha küçüktü.
-Geçmiş-
Okuldan geldiğimde direk odama çıktım.Annem ve babam 2 yıldır hep kavga ederlerdi ilk başta vahşet gibi gelsede alışmıştım...Daha doğrusu alışmak zorunda bırakılmıştım. Çınar...Kardeşime hiçbir şey belli etmiyorlar ama elbet birgün oda anlıycak.Onun odası 1. katta çünkü 2. katta olsaydı oda kavga seslerini duyardı.O gün yine kavga sesleri gelmeye başlamıştı.Ama son 1aydır daha farklı sesler geliyor. Bir şeyler kırılıyor ve sanki biri odamın duvarına çarpıyor.Babamın anneme şiddet uygulayacağı gerçeğini gözden geçirmemek istiyorum.Ama sürekli bir yerleri yarılan ve kardeşimi ve beni çeşitli yalanlara inandırmak isteyen annemi göze alırsam...O cani babam anneme şiddet uyguluyor!Bunları aklımdan geçirirken birden kapı çaldı.İçeri kardeşim yani Çınar girdi."Abla ben annemi kurtarıcam" Ne?Çınar bu durumu anlamışmıydı yani kahretsin!. "Hayır ablacım anneme bir şey olmuyor gel beraber oyun oynayalım" İnşallah şiddet uyguladığını öğrenmemiştir."Hayır abla ben gidiyorum"Kapıyı çarpıp çıktı arkasından bağırdım ama o çoktan odaya girmişti bile kahretsin! Ardından gittim ama onları sessizce izlemeye başladım babam annemin burnunu kanatmıştı bu görüntüyü görünce gözlerim doldu. Çınar annemin önüne geçti ve "Dövme baba yalvarırım"Zor tuttuğum gözyaşlarım sessizce yanağıma süzülmüştü bile.. Annem panikle "Çınar çık odadan bir şey yok hadi oğlum"demişti ama Çınar yine çıkmadı.Babam "Çekil lan velet"dedi.Kendi çocuğuna velet diyebilecek kadar aciz bir adam..Çınar ısrarla çekilmedi o sırada dolap annemin ve Çınar'ın hareketlenmelerine karşı biraz sallandı babam tekrar Çınar'a "Çık lan odadan küçücük bok benim işime karışıyor!" diye kükredi adeta ve dolaba bi tekme attı.Ve o an.. Dolap annem ve Çınar'ın üstüne düşmüştü hemen dolabı zor bela kaldırdım ve hıçkırıklarla ağlamaya başladım. Anneme bir şey olmamıştı sadece ufak yaraları vardı ama Çınar'ın heryerinden kanlar akıyordu sanırım dolabın sivri köşeleri denk gelmişti Çınarı baygın bi halde evden çıkardık ve hemen hastaneye götürdük.Hemen Çınar'ı ameliyata aldılar. Annem ve babam perişan haldeydiler.Babam dediğim cani...O kadar sinirliydim ki bir hışımla kalkıp göğsünü yumruklamaya başladım "Sen benim kardeşimi hastanelik ettin cani! Baba kelimesini haketmiyorsun bile!" O anda içeriden doktor çıktı ve...Çınar'ın doktorun bi hatasıyla öldüğünü söyledi.. İşte o an.Tam o an zaman durdu.Ameliyathane'den Çınar'ın cansız bedenini çıkardılar.O küçük bedenine beyaz bi örtü örtmüşlerdi.Sonrası karanlık...
-Şimdiki Zaman-
Bundan 5 sene önce gitmişti Çınar.Hatırladıkça kötü oluyorum.Babam o günden sonra annemle kavga etmeyi bıraktı.O dönemler fazla içki içiyormuş arkadaşları dolduruyorlarmış falan filan..Yalanlar. Babamla o günden sonra mecbur kalmadıkça konuşmadım.Tam 3 sene boyunca konuşmadım nerdeyse ama son 2 senedir tekrar sevmeye çalışıyorum.Bir şey olmamış gibi davranmaya.. Ah be Çınar Şimdi 13 yaşında olcaktın ablacım neden bırakıp gittin seni çok özlüyorum.
Uzun süredir daldığımı farkettim ve hemen kıyafetlerimi toparlamaya başladım.
...
Sabah kalktığımda duş aldım ve üzerime siyah büstiyer altıma ise kısa siyah deri etek giydim.Aşşağıya kahvaltı yapmak için indim ama annem ve babamın evde olmadığını gördüm masaya "Biz babanla dışarıdayız sonrada evinize eşya bakıcam" notu bırakmışlardı. Keşke kahvaltı hazırlayıp gitseydin be Esra Sultan.Kahvaltı hazırlamaya üşenip Beren'i arayıp kahvaltıya gidelimmi diye sordum ve tabi oda evet dedi gideceğimiz kafeyi söyleyip kapattı.
Hemen arabama bindim ve kafeye doğru gittim.Kafeye girdiğimde Beren telefonla konuşuyordu.Hemen yanına gittim ve selam verip oturdum oda telefonla nasıl selam verebilirse verdi.Konuşmalarından Kerim'le konuştuklarını anladım buraya gelmesini istiyordu.Beren konuşmasını bitirdikten sonra 4adet kahvaltı tabağı istedi.Ben Beren'e 3 kişiyiz niye 4 istedin derken kapıdan giren Kerim ve Ediz'i gördüm. Kerim önce Beren'e sonra bana sarıldı. Ediz'de Beren'e sarıldı ve bana gelince duraksadım. "Hoşgeldin"dedim. Çok çok güzel kokusu vardı sanırım baya uzun sarıldık ki Beren'in diline düştük ama sanki bana 1 saniye gibi gelmişti... "Biz Kerim'le sevgiliyiz ama biz bile bu kadar uzun sarılmadık" Evet niye uzun sarıldığımızı bende bilmiyorum ikimizde ayrılmamıştık."Berencim canımcım abartma istersen" deyip susturdum.Ediz'le karşı karşıya oturmuştuk.
Kahvaltımıza başladık ve yeni evden bahsediyorduk ben kahvaltımın yanında kahve görmeyince garsonu çağırdım. Garson gelince her zaman geldiğimiz yer olduğu için "Ay Eslem ya kusura bakma aşkım getiriyorum kahveni nasıl istersin canım"Bu garson sinirimi bozmaya başladı aşkım deyip duruyo ya. Tam şekerli olsun diycekken "Yavşaklık yapmanın bi alemi yok kardeşim şekerli getir" Ne!Ne dedi o!Şekerli içtiğimi nerden biliyo!Ohaa! "E-ediz şekerli içtiğimi nerden biliyosun?" Ya of kahretsin yine kekeledim. "Sadece tahmin" Vay be adamın tahmin yeteneğine bak.O arada kahvem geldi ve kahvaltı tabağıma döndüm.
Beren'le Kerim muhabbet ederken Ediz'e "Kaç yaşındasın"diye sordum Allah'ım heycandan ölücem sanırım. "20 sen?" Ayy aynı yaştaymışız "Bende 20" Kahvaltımı yaptıktan sonra canım sıkıldı ve biraz hava almaya çıktım kafenin bahçesine. Tam dalmış gitmişken Ediz'in buraya doğru geldiğini gördüm.Gelirken biri Ediz'in üstüne kahve dökmüştü anamm yandı çocuk ayol! Hemen koşarak yanına gittim yandığı belliydi kahveyi döken kıza küfür ediyordu.
Evett bölüm sonuu :) Heycanlı yerlerde bitirmeyi severim :D