-9-

44 4 1
                                    

Multimedya:Ediz'in kardeşi Belinay


Gözlerimi açtığımda hava hala karanlıktı. Saate baktığımda 05:46 olduğunu gördüm.Normalde bu saatte hayatta kalkmazdım ama nedense içimde kötü bi his vardı.Etraf karanlık olduğu için telefonumdaki feneri açıp etrafa bakınmaya başladım.

İlk katda kimseyi görememiştim.Acaba Ediz nerde uyuyodu?Korkmuştum ve şuan onun yanında bile uyuyabilirdim.Tamam işime gelirdi ama gidip Ediz'e korktum dersem dalga geçiceğine emindim.

Merdivenlerden çıkmaya başladığımda odalara teker teker bakıyodum.Ama manzara hep aynıydı.Boş,boş ve boş. Evdeki heryere baktığıma göre Ediz evde yoktu. Ah hayır.Korkup tiz bi çığlık attım.Evin heryerinde gezinirken Ediz diye bağırıyordum.

Ben böyle evde korkmuş bi biçimde Ediz'i ararken neredeyse kafayı yiycek dereceye gelmiştim.Hiç bilmediğim bi dağ evinde tek başımaydım!

Her ne kadar kendimi korkutmamaya çalışsamda olmuyordu.Sabahın ilk ışıkları gözümü kamaştırdı.Demekki Ediz'i ararken baya vakit geçmişti.

Kapıdan tıkırtılar geldiğinde koşarak gittim.Açıp açmamakta kararsız kaldım ama açtım.

Nee!! Ediz kanlar içerisinde yerde baygın bi şekilde yatıyodu.Hemen yanına çöküp ''Ediz noldu iyimisin'' dediğimde sadece bakmakla yetinmişti.Konuşmaya hali yoktu.

Hemen içeri doğru taşımaya çalıştım.Mubarek vücudu baya ağır olduğundan belimi falan kırıcam zannettim.Elini omzuma attırıp taşımaya çalışmıştım ama daha kanepeye oturtamadan yere düştüm.Daha fazla gücüm kalmamıştı gerçekten ama Ediz'i koltuğa taşımassam yaralarını geçiremezdim.

Kalan son gücümle Ediz'i koltuğa otutturdum ve yaralarına bakmaya başladım.Tişörtünün ortası yırtılmış kanlar akıyodu.Sanırım bıçak izi vardı.Ama derin olduğunu zannetmiyorum çünkü sadece kanayıp geçmiş gibi duruyodu.Kaşı ve dudağı patlamıştı ve hala kanlar akıyodu.Ah Ediz ne işlere bulaştın.

Ben farketmiyodum ama gözlerimden yaşlar çoktan akmaya başlamıştı bile.Eğer Ediz'e bişey olursa yapamazdım.Tanışalı az bi zaman olsa bile yapamazdım.Evin içinde pansuman malzemeleri ararken artık hıçkıra hıçkıra ağlamaya başlamıştım.Bi türlü şu malzemeleri bulamıyodum kahretsin!

Tam ümidi kesmişken gözüme çarpan ilkyardım dolabına koşturup pansuman malzemeleri aldım ve salona gittim.

Geldiğimde Ediz gözlerini kapamıştı. İçimi öyle bi korku kapladıki ölüyorum zannettim. Hemen güçsüz çıkan sesimle yanına gidip ''Ediz hayır bu durumlarda uyumamalısın aç gözünü bak pansuman yapıcam sonra kendine gelirsin hadi yalvarırım aç'' dediğimde gözleri biraz aralanmıştı.


Nolduğunu sormayı çok istiyodum ama zaten konuşcak gücü yoktu bide ben yoramazdım.Hemen yaralarına tendürdiyot sürüp sargı beziyle sardım.Kaşına ve dudağınada aynı şekilde tendürdiyot sürüp yara bandı yapıştırdım.

Ediz sanki biraz daha kendine gelmiş gibiydi. Ambulans çağırcaktım ama adresi bilmiyodum.Hmede Ediz'e sorduğumda olmaz demişti.


''Biraz daha iyi misin?Çok korktum öyle görünce.'' İnşallah konuşabilcek gücü vardır çünkü bi kaç saattir ne olduğu hakkında düşünüyodum ağlayarak.Kafayı yeme derecesine gelmiştim.


''Evet teşekkür ederim eski sağlığımdayım şuan.Yakışıklı Ediz geri döndü.Ah ama ben herzaman yakışıklıyımdır.Pardon''dedi ve sırıttı. Oha yani ben onun için kendimi perişan ediyim bu burda egosundan taviz vermesin.Gıcıklığı üstündeydi.

Baş BelasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin