2. Bölüm

7.2K 555 1.5K
                                    

İç çektim ve elimdeki bozuk parayı her üç günde bir bozulan kahve makinasına atıp çok şekerli sıcak bir çikolata almaya karar verdim. Bu arada, makinenin tekrar bozulmasına son bir gün kalmıştı. Makine kahveyi hazırlarken tuhaf sesler çıkarıyordu ve bu sesler beni rahatsız etmiyor değildi.

“Bu sesler seni de rahatsız etmiyor mu?” diye sordu Bay Tomlinson. Hafifçe sıçradım ve gülmesine yol açtım. Ne zamandır yanımda dikiliyordu. “Merak etme Harold, ısırmam.” Hafifçe tekrar güldü. ‘Isırmam’ tabii, beni kesinlikle ısırmasını istemezdim, kesinlikle hayır.

“Harry,” diye düzelttim hala kahve makinasına bakarken.

“Özür dilerim, Harry, benim hatam.” Dedi Bay Tomlinson. Ona döndüm, gülümsüyordu.

Artık benim de herkesin hayatında en az bir kere sahip olduğu gibi bir platoniğim vardı. Yani demek istediğim öğretmenimden bahsediyorduk, hadi ama.

 “Bu arada güzel bir konuşmaydı, sınıfta yaptığını diyorum.” Sırtıma iki kere eliyle vurdu, takdir eder gibi.

Gözlüklerimi düzelttim. “Ee… teşekkür ederim.”

‘Bip’ sesi duyulduğunda kahvemi elime aldım, ve almamla fazla sıcak olduğu için neredeyse yere düşürecektim.

“Belki de iki bardak kullanmalısın,” dedi Bay Tomlinson bana kağıt bir bardak uzatarak.

Bardağı aldım ve diğer bardağımın üzerine yerleştirdim. “Imm… evet, teşekkür ederim.” Omzumdaki çantamı, yine omzumu kullanarak düzelttim ve daha birkaç adım atmadan Bay Tomlinson arkamdan “ Bir dahaki ders görüşürüz, Harry.” Diye seslenip el sallıyordu. Arkamı döndüm ve ben de ona el sallayıp yüzüme sahte bir gülümseme yerleştirdim. Tahmin edeceğiniz gibi, şu dünyadaki en sosyal insanlardan biri değildim, daha fazla ne yapılır bilmiyordum.

*

Sadece kötüleşmişti. Platonikliğimden bahsediyorum. Bay Tomlinson her gülümsediğinde kendimi tuhaf hissediyordum, iyi anlamda bir tuhaf, yani sanırım.

“Harry?”

Kafamı kollarımın üzerinden kaldırıp salladım.

“N-..Ne?”

“İyi misin? Revire gitmek ister misin?”

Kızardığımı hissettim. Beni onu izlerken yakalamıştı. Sınıftan gülüşler yükseliyordu.

“Imm… Hayır, te-teşekkürler.”

Gülümseyip kafasını salladı ve -gülümserken gözlerinin yanında oluşan kırışıklıklar… Tanrım…- tahtaya geri döndü. Daha da kızardığımı hissettim, çünkü gözlerimi poposundan alamıyordum. Kendime gelmeliydim.

Harry Styles kimseden hoşlanmaz. Kimse de Harry Styles’tan hoşlanmaz. Döngü bu.

Undercover ( Larry Stylinson )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin