Azrail

50 2 0
                                    

  ''Adam gecenin karanlığında emin adımlarla ilerlerken; kurban, geleceğinden habersiz yoluna gidiyordu. Bir ses duyduğunu sandı önce, kafasını çevirdiğinde yerden kaybolan bir gölge gördü. Köpektir diye düşündü. Paranoyak olmuştu son zamanlarda. Yapmaması gereken bir işe bulaşmış, başına almaması gereken bir  bela almıştı. Hiç bir zaman konuşmadığı kötü adamlarla konuşmuş hatta onlarla iş yapmıştı. Ama sonu istediği gibi bitmemişti. Borcunu ödeyememiş bir de üstüne yalan söylediği ortaya çıkmıştı. Bütün işi eline yüzüne bulaştırmıştı.

  Duyduğu sesle irkildi bu sefer. Köpek değildi bu. Bir insanın ayak sesiydi ve onu takip ettiğini düşünmesini sağlıyordu. Kurban durduğunda, Azrail de durdu. Kurban yürüdüğünde Azrail de yürüdü. Adamın kalp atışları hızlanmış terlemeye başlamıştı. Gözü korkudan kararmaya başlarken yanlış sokağa girdiğini farketti. Buraya hiç girmemeliydi. Çıkmaz sokaktaydı şimdi.

  Gözleri neredeyse tamamen kararmadan önce Azrail'in nefesini ensesinde hissetti. Bayılmadan önce hatırladığı son şey ise gecenin sessizliğinde yankılanan bir gülme sesi oldu.

  Yaklaşık 10 dakika bekledikten sonra Azrail adamı daha sert tokatlamaya başlamıştı ama bi türlü uyanmıyordu. Yavaşça gözlerini aralamaya başladığında uyandığına pişmandı.

-Neden öldürmedin beni? diyebildi giderek hızlanan nefeslerinin arasından. Azrail yine gülmekle yetindi. Adamın bakışları merakla doluydu, öldürmeden önce merakını gidermek istedi.

-Uyanmanı bekledim, dedi ve ekledi. Uyan istedim ki canının yanmasını hisset, uyan diye bekledim ki cezanı hakkınla öde. Bekledim çünkü ruhun bedeninden ayrılırken, gözlerinin renk değiştirmesini izlemek istedim, bu cevaplar yeterlidir umarım ?

-Manyaksın sen, psikopatsın. Ben..ben sadece borcumu ödeyemedim. Ağzımı hep kapalı tuttum, kimseye bir şey söylemedim. Niye canımı alıyorsun ki? Başındaki adamlar istedi diye mi? Dön de kendine bak dostum, oyuncaktan başka bir şey değilsin sen!

-İşte böyle devam et, siz karşılık vermeyince hiç bir eğlencesi kalmıyordu bu işin. Oyuncaklardan bahsetmişken, işte bunlar da benim oyuncaklarım, umarım eğlenirsin.

Azrail deri çantasını araladı ve içinden en sevdiği bıçağını çıkarttı. Kenarlarında minik kahverengi işlemeleri olan bu bıçakla sayamayacağı kadar beden kesmişti. Belki de ilk defa bu kadar mutluydu bir canı almaktan. Kendi canını almayı becerememişti evet, ama bu karşısında korkudan bacakları titreyen ve bir yandan da yarım yamalak bildiği Hristiyan duasını söylemeye çalışan adamın canını alacaktı.

Adam duasının son kelimesini tamamlayamadan vücudunda çok keskin bi acı hissetti.

-Duana her nereye gidiyorsan orda devam edersin ufaklık, daha sırada bekleyen çok kurban var.

Adam boğuluyor gibiydi ama boğulmadığını o da biliyordu.Çünkü boğazını sıkan kimse yoktu. Azrail'i karşısında elinde bıçağını tutmuş bekliyorken gördü. Adamın ruhunun çıkmasını, boğazından akan kanın bitmesini bekliyordu.Cesedi de toplayıp gidecekti daha sonra. Adam kalan son gücüyle boğazını tutmak istedi. Dokunduğunda büyük bir kesik hissetti. Şimdi elleri de kanlıydı. Ağlamak istedi ama ağlayamadı. Gözleri çoktan kapanmış, ruhu çoktan bu kanlı ve çaresiz bedeni terk etmişti.

Son bir kez güldü Azrail ve dönüp geceye baktı.Kimin kazandığını anlatmak ister gibiydi.Bu sefer gece sustu, gece öldü, gece kaybetti.''

Eve geldiğimde Dave koltukta sızmıştı.Bira şişelerini minik salonun çeşitli yerlerine bırakmış, bi tanesine basıp düşmeme sebep olmuştu.Az önce birinin canını alan ben,minik salonumda bi bira şişesine basıp düşmüştüm.Sese dikkat verip vermemek arasında kalan Dave kafasını kaldırıp baktı ve beni görünce tekrar geri yattı.

-Hey,kaldır götünü.Buranın hali ne böyle?

-Sus Jeff sus.Kafamın içinde şu an neler olduğunu anlatamam bile.Çok içmişim dostum,bu sefer cidden çok içmişim.

Cümlesini tamamlarken bi yandan da kalkmaya çalışıyordu.Benim ona gidip yardım etmemi bekledi ama 3 saniyeden fazla sürmedi.Yardım etmeyeceğimi biliyordu çünkü.

-Ben banyoya gidiyorum Dave,sen buraları toplarsın sonra da ne halt yediğin umrumda değil.

-Hey bir saniye.Saat 04.30.Sen gecenin daha doğrusu sabahın bu saatinde nereden geliyorsun?

-Annemle yaşadığımı unutmuştum,çok özür dilerim efendim.Saçma sapan konuşma Dave.Neredeysem neredeydim.Sen burnunu benim işlerimden uzak tut.Bir ev bulana kadar burada kalabilirsin evet ama bu işlerime burnunu sokabileceğin anlamına gelmiyor.

-Sakin ol.Sadace bir soru sordu--

-Sorma!Bana bişey sorma.Karıma kızıma ne olduğunu sorup durma,nerede olduğumu sorma.Hatta eve bıçaklanmış bir şekilde gelsem bile neden olduğunu sorma.Kalıcak bir ev bul ve siktir ol git.

Dave'i arkamda kafa karışıklığı ve uyku sersemliği ile bırakıp odama ilerledim.Onu çok özlemiştim,kardeşimi en yakın arkadaşımı çok özlemiştim.Ama şu an ne ona ayıracak zamanım ne de onu bu işlerin içine sokma gibi bi derdim vardı.Odamın kapısını kapatıp kimsenin gelmediğinden emin olduğumda telefondan patronu aradım.Telefon ikinci çalışından sonra açıldı.

-Adamı hallettim.Bundan sonra borcunu ödememiş korkak ufaklıklar için beni değil ayakçı köpeklerini yollarsın.İnan bana yapacak çok daha önemli işlerim var.Bana uygun bir işin olduğunda ararsın ''Patron''.

Sonda yaptığım Patron kelimesine olan baskıyı anlamış olacak ki,bozulduğunu anlatmak için boğazını temizler gibi bir ses çıkarttıktan sonra daha fazla aşağılanmadan telefonu kapattı.Telefonu aylardır bir kere bile toplu görmediğim yatağın üstüne fırlattıktan sonra elimdeki çantayı dolabın arka tarafına sakladım.

Çünkü Dave'i bu güne kadar birazcık bile tanımışsam,bu işin peşini bırakmayacağını ve beni daha iyi bir hale getirmeden bu evden gitmeyeceğini çok iyi biliyordum.Uzun zaman sonra birilerinin yanımda olması biraz iyi hissettirmişti ama bu yanlızlığa o kadar  çok alışmıştım ki kimseyle paylaşmak istediğim düşünmüyordum.

Odama doğru gelen gölgeyi görünce düşüncelerim bölünmüştü.Dave konuşmak istiyordu bense birilerinin daha canını almak,daha sonra sıcak bir duşa girmek ve dolapta dünden kalan tavuğu yemek istiyordum.Görünen o ki herkes her istediğini alamıyordu ve ben yine Dave'le yüzleşmek zorunda kalıyordum.İçimden küfürler savururken istemeyerek odanın kapısını açtım ve ''Benden ne istiyorsun?'' bakışımı yüzüme yerleştirerek beklemeye başladım.

-Çok uzun tutmayacağım Jeff merak etme .Sadece bilmeni istediğim bir şey var.Ne yaptığını,ne olduğunu ve nasıl pislik bir işin içinde olduğunu çok iyi biliyorum.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Nov 13, 2021 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Kanlı İntikamHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin