Her gün aynı ev , aynı oda ve aynı masa. Ve üstündeki mumun başında da saatlerce oturup yakmaya çalışan Duru. 18 yıldır süren bu isteksiz macera. Fakat 18 yılda bir saniye bile vazgeçmemişti ama şu an tahammül sınırlarının sonundaydı. Bugün kaçıncı denemesi olduğu hakkında en ufak bir fikri yoktu ve şimdi tekrar her zaman olduğu gibi deneyecekti hep olduğu gibi olmaması dileğiyle Sakin ol , derin nefes al ve son olarak odaklan. Elini mumun üzerine getirdi ve 'ascende superious' dedi umutsuz ses tonuyla. Gözleri kapalıydı ama açmak da istemiyordu tekrar olmadığını görmek istemiyordu. Gözlerini yavaşça açtığında bütün bedeninde bir şey hissetti ama bunun büyüyle bir alakası yoktu. Mum yine yanmamıştı ve yanacağa hiç benzemiyordu. Hissettiği şey nefret ve kindi. Meclise, 'o' kıza , kendisini bu eve kıstıran büyüye...
Yıllardır duymadığı bir ses işitmişti. Bu kapı ziliydi ama Duru'nun ne insanlarla uğraşacak zamanı ne de gücü vardı.Unutulmaması gereken bir gerçek vardı Duru ölene kadar burdaydı .Kapı ısrarla çalmaya devam ediyordu.Kapıyı açtığında karşısına taş çatlasın 5 yaşında bir çocuk vardı. Sarı saçları , simsiyah gözleriyle Duru'ya bakıyordu. Adeta bir filmden kopmuş gibiydi. Bu yaşta bir çocuk için fazla karanlık bir renktir siyah. Fazla ciddi, fazla içe kapanık. Ayrıca gözleri o kadar boştu ki. Bu gözler boş bakıyordu ama tek bir şeye odaklanmışlardı. Duru'nun deniz mavisi gözlerine..
-Duru sen misin?
Duru ismini duyunca şaşırmıştı. Burada kimse adını bilmezdi ve bu eve geldiğinden beri kimseyle iletişime geçmemişti.
- Evet benim ama sen kimsin ?
Bu o çocuk değilde sanki kafasında başka biri varmış gibiydi. Belki de etki altındaydı.
-Ben meclisten bir mesaj getirdim. Meclis başkanı size güçlerinizi geri vereceğini söyledi ama bir şartı varmış.
Duru'nun şaşkınlığı gittikçe artıyordu. Karşısında ki çocuğun hareketlerine bakılırsa bunun bir şaka olmadığı belliydi. Meclis yıllar sonra kendisiyle iletişime geçmişti. Hemde güçlerini geri vereceğini söyleyerek.
Duru, yıllar önce Meclis'e hiçbir şekilde yardımı olmayacağıyla ilgili bir yemin etse de konu güçleriydi , eskisi gibi olabilirdi ve bunu çok istiyordu.-Demek bana güçlerimi geri verecekler. Şartları ne ?
-Var olan en güçlü cadı avcısını yakalamak.
Duru'nun şaşkınlığı katlandıkça katlanıyordu. Yıllar önce böyle bi girişimde bulunduğu için şu an bu haldeydi ve Meclis tekrar yapmasını istiyordu. Bu işte bir gariplik var diye geçirdi içinden.
-Şartlarını kabul ediyorum. Nasıl başlayacağım?
-Meclis başkanı kabul edeceğini tahmin etmişti. En kısa sürede Meclis'te ol.
Dedi, madalyonu verdi ve gitti.
Kapının önünde dikilmenin bir faydası olmadığını idrak edince hemen harekete geçti. Meclis'e girmek için ihtiyacı olan tek şey madalyondu. İnsanların içinden olabildiğince hızlı yürüyordu ve yürümeyi sevdiği söylenemezdi.Uzun yıllar boyunca evden dışarı bir adım bile atamamıştı. Şimdi ise Goardion Sokaklarında yürüyordu. 18 yılın ardından sonra sokaktaydı bu Duru için inanılmaz bir şeydi. Hızlı hızlı yürüyor, aynı zamanda bulunduğu durumun tadını çıkarmaya çalışıyordu. Rüzgarın sarı saçlarının arasında esip kendisini üşütme hissini yaşatmasına izin verdi.Yaklaşık 3 saattir durmaksızın yürüyordu ve hala görmüş olması gereken heykeli bulamamıştı. Bir araba olsaydı ya da meclis büyü gücünü en azından birazını verseydi, birini etki altına alıp daha kolay gidebilirdi. Duru buraları en son gördüğünden bu yana çok değişmişti yüksek binalar farklı anıtlar... Meclise gitmesi için gerekli olan heykeli bulmaktan vazgeçtiği sırada gördü heykeli. Heykel insan şeklindeydi bir eli belinde diğer eli ise ileriye uzanmıştı, saçları sarı ve uzundu aynı zamanda bir hayli yüksek bir heykeldi. Duru heykelin yanında kendini çok küçük hissetti. Meclis gibi dikkat çeken bir heykeldi.İşte Duru o elin gösterdiği yöne doğru dümdüz hiç sapmadan ilerlemesi lazımdı. Heykelin büyüleyici etkisinden çıktığı zaman yola koyuldu. Daha önünde çok yol vardı ve şimdiden yorulmuştu.Gideceği düz yol bitince karşısına bir şelale çıktı. Heykelle karşılaştırınca daha az dikkat çeken bir şelaleydi. Şelalenin arkasındaki mağaraya benzer yere geçmesi gerekiyordu. Madalyonu dış cepten çıkarıp ceketin iç fermuarlı cebine koydu. Ona zarar gelmemesi gerekiyordu. Meclise girmek için tek şansı madalyondu.
Meclis görevlileri, Duru'nun oraya geldiğini köprücük kemiğinin altındaki çipten görmüşlerdir. Küçük çip bir tür gps gibiydi tek farkı ses de duyulabiliyordu. Duru'nun takip edilmesi içindi. 18 yıl önce Duru'yu eve hapsettikleri zaman takmışlardı. Evden çıkamayacağı halde böyle bir şey yapmaları Duru'dan ne kadar korktuklarının adeta kanıtıydı.
Derin bir nefes alarak suya daldı. Her soğuk su damlası tenine küçük iğneler batırılmış hissi veriyordu. Duru bundan şikayetçi değili aksine bir şeyler hissetmeyi özlemişti. Şelalenin arkasına geçtiğini anlayınca sudan çıktı. Etrafta insan olmadığı için kendini şanslı sayabilirdi. En azından şimdilik. Burası turistik bir yer insanlar girip çıkıyorlar ama madalyon olmadan ilerleyemezler.
Etrafına bakınmaya başladı. Sonuçta yıllar olmuştu buraya gelmeyeli. Duvarlar o kadar yüksekti ki yukarı baktıkça başınızı döndürüyordu. Duvarların üstünde de insanların hâlâ çözemediği yazılar vardı. Yazılar bazı yerlerde büyük bazı yerlerde ise görünmeyecek kadar küçüktü ve yazıların parlıyor olması burayı diğer mekanlardan ayırırıyordu fakat ne kadar parlak olursa olsun içeri girdiğiniz andan itibaren içinizde kötü hisler oluşur ve bir an önce kendinizi dışarı atmak istersiniz. Duvarların arkasındaki meclis ise tam tersi bir şekilde insanı büyüler, asla içinden çıkmak istemezsiniz.
İçerdeki kasvetli havayı umursamayarak ilerlemeye başladı. Kimsenin olmadığından emin olduktan sonra mağaranın tam ortasına geldi ve şelale solunda olacak şekilde dümdüz ilerledi. Aradığı taşı bulmak için elini duvarda gezdirdi sonunda aradığı taşı bulduğunda bi hayli zaman geçmişti. Meclise giden kapının açılması için duvardaki bu taş ile cebindeki madalyonun yer değişmesi gerekiyordu. Bunu normal bir insanın yapması imkansızdı ve Damla'nında şuan farklı bir özelliği yoktu. Sol eliyle taşı kavradı ve sağ eliyle madalyonu çıkardı. Bu yer değiştirme olayı normalde büyü ile yapılıyor. Saniyelik bir olay bu. Madalyon cadılar için kutsal olan pentakl işaretini taşıyordu. Uçları daireye değen ama daireden çıkmayan beş köşeli yıldız çemberin gücüyle birlikte beş elementi bir arada oluşunu simgeler. Sol eliyle taşı iyice kavradıktan sonra sağ elini mümkün olduğunca yaklaştırdı, Sol elindeki taşı duvardan çektiğinde sağ elindeki madalyonu da taş çıktıktan sonraki oluşan boşluğa taktı. Her şey çok hızlı gerçekleşmişti.
Duru bu olayın da üstesinden geldiğini düşünerek kapının açılmasını bekledi. Fakat o sırada bir sarsıntı hissetti. Sonra taşların arasından çıkan toz bulutunun içinde kalmıştı. Duru daha ne olduğunu anlamadan ayağında bir sızı hissetti. Ayağına taş düşmüştü. Sorunun ne olduğunu anlamak için duvara baktığında madalyonun tam oturmadığını gördü. Sarsıntı gittikçe artarken elini madalyonu yerine oturtmak için uzattı. Tam o sırada büyük bir taş eline düşmüştü. Sarsıntının da etkisiyle dengesini sağlayamayıp yere düştü. Toz bulutu da artıyordu ve nefes alması zorlaşıyordu. Ayağa kalkmayı deneyeceği zaman tavandan üstüne taşlar dökülmeye başlamıştı, giriş çoktan kapanmıştı. Üstündeki ağır taş yüzünden ayağa da kalkamıyordu. Burada ölümün onu almasını bekleyecekti. Güçlerini alacak olmanın hayaliyle yanıp tutuşurken şimdi bu halde olması kaderin bi oyunu olsa gerek. Her yer kararmadan önce Duru'nun aklında tek bir şey vardı. İntikam
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Orion Kardeşliği (Düzenleniyor)
FantasyŞu an bulunduğumuz konuma ölüm sessizliği hakimdi. Ne ben, ne Damla ikimizde konuşmuyorduk. Tuğla üstüne tuğla konuyormuş gibi gittikçe yükselen duvar hissedilir bir biçimdeydi artık. Ona yardımcı olmak için el uzattığımda sanki elim oradaki görünme...