KORUYUCU MELEK

4 0 0
                                    


Koruyucu melek
Bir akşamüstü şehrin kapısında iki melek karşılaştı ve birbirlerini selamlayıp konuşmaya koyuldular.

Birisi dedi: 'Bu günlerde ne yapıyorsun? Sana ne görev verildi?'

Diğeri cevapladı: 'Vadide yaşayan bayağı bir adamı koruma görevi verildi bana. Büyük bir günahkar. Son derece aşağılık. Seni temin etmem için bana izin ver ki bu gerçekten zorlu bir görev. Tehlikeli. Bundan dolayı çok sıkıntı çekiyorum.'

Birinci melek dedi: 'Bu kolay bir görev. Ben pek çok günahkar tanıdım ve bir çok kez onların koruyuculuğunu yaptım. Oysa en son olarak bana temiz kalpli kutlu bir kişinin koruyuculuğu görevi verildi. Ağaç dallarından bir çadırda yaşıyan, insanlardan uzakta, münzevi. Ve ben de seni temin ederim ki bu son derece zor ve hassas bir görev.'

ikinci melek dedi: 'Bu bir iddiadan başka bir şey değil. Kutlu bir kişiyi korumak günahkar birini korumaktan nasıl daha zor olabilir?'

İnci
Bir istiridye komşu istiridyeye dedi: 'İçimde cidden büyük bir sancı var. Ağır ve yuvarlak. Ondan dolayı eza ve cefa içindeyim.

Diğer istiridye böbürlenmeyle karışık bir hoşnutlukla cevap verdi: 'Göklere ve denizlere hamd olsun ki içimde bir sancı hissetmiyorum. İçerde de dışarda da sıhhat ve afiyetteyim.'

O sırada bir yengeç oradan geçiyordu. Her iki istiridyeyi de konuşurlarken duymuştu. İçeride ve dışarıda sıhhat ve afiyette olan istiridyeye dedi: 'Tamam! Sen sıhhat ve afiyettesin. Ancak komşunun, içinde hissettiği sancı, gerçekte sınırsız bir güzelliği sahip bir inci. '

Avare
    Onunla kavşakta karşılaştım. Mahrum bir adamdı: Hiç bir şeyi yoktu esvabından ve asasından gayrı. Çehresini derin bir elem havası bürümüştü. Birbirimizi selamladık. Ve ona dedim: 'Gel evime ve misafirim ol.

Ve daveti kabul etti.

Çocuklarımla karım bizi eşikte karşıladı. Onlara gülümsedi ve onlar da gelişine sevinmişlerdi.

Sonra hep birlikte sofraya oturduk. Ve bizler, gizemin sarmalayıp kuşattığı, kendi bağrında sessizliğin koruduğu bu adamla karşılaşmaktan dolayı müthiş mutluyduk.

Akşam yemeğinden sonra ateşin etrafında toplandık. Ve ben seyahatlerini sormaya koyuldum.

Ve o gece ve onu takip eden gece bize bir çok hikâye anlattı. Ancak şu var ki şimdi anlatacaklarım yaşadığı günlerde katlandığı acının sadece köpüğüdür. Her ne kadar kendisi bunları anlatırken cana yakın ve sevecen olsa da... Bu hikâyeler, yolunun tozunun emaresi ve tahammül ettiği meşakkatin semeresidirler.

Ve üç gün sonra bizi terk ettiğinde bir misafirin bizden ayrılıp yola koyulduğu gibi bir hisse kapılmadık. Sadece içimizden biri hala evin dışında, bahçede durmaktaydı; henüz içeri girmemişti 04.07.2015


Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 26, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

KISA HİKAYELERİMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin