Medya: Kai neden bu kadar güzel gülüyor? *-*
Suho kendisini odasına kilitleyerek sorunlardan kaçmayı çabalıyordu. Hala kaybını kabullenemez iken bunu yapanın Jongin olmasının hayal kırıklığını atamıyordu.
Yeterince ağlamamıştı, gözleri kızarıp kurusa bile bunu yeterli bulmuyordu. Daha fazlasını yapmazsa delireceğinden emindi.
Senelerce uzak durmaya çalıştığı adama gidip hesap soracaktı. Bu silah ve adamla olmalıydı ama Suho bunları aklına bile getirmedi, çatışma için hazırlık yapsaydı Jongin'i göremeden geri püskürtülür ve bir süre sonra öldürülürdü.
Üzerinden cenaze kıyafetlerini çıkarıp daha normal bir şey giydi, koyu yeşil sırt çantasına silahını, telefonunu ve siyah bir kapşonlu hırka koydu.
"Suho? Nereye?" babasıyla Jongin'e saldırı planları yapan Sehun endişeyle kuzeninin yanına geldi.
"Biraz dolaşacağım."
"Seninle geleceğim."
"Hayır, bekle! İstemiyorum."
"Neden? Ben de gelmek istiyorum. Hemen gideriz, hazırım zaten."
"Sehun..." bunalmıştı.
"Ne? Beraber çıkalım dolaşalım biraz?"
"Bana çocuk muamelesi yapma! Kendim gideceğim."
"Suho, bu zamanda yalnız dolaşman..."
"Merak etme amca, Jongin çatıdan atlayıp beni vurmayacak."
"Neler söylüyorsun? Onu kast etmemiştim, biz birliğiz ve acın paylaştıkça azalacak."
"Ben... sanırım konuşmasam iyi olacak. Biraz kendi halime kalmam en iyisi. Sizi kırmak istemiyorum." cevap beklemeden uzaklaştı.
Arabasını alıp Jongin'in en sık bulunduğu pavyona kısa mesafe kala durup indi, çantadan hırkasını çıkarıp giydikten sonra dışarı çıktı. Böyle daha sıradan birisi gibi görünecekti.
Birkaç sokak ötedeki pavyona ulaştığında kapılı kapılar buldu. Öğle vaktini biraz geçiyordu ve doğal olarak kapalı olacaktı. Güvenlik kamerasına bakıp eliyle açmaları için işaret etti.
"Ne istiyorsun?" çatık kaşlı bir koruma kapıyı aralayıp Suho'ya sesini yükseltti.
"Senden daha fazla yetki sahibi olan biriyle görüşmek istiyorum"
"Önce bana kim olduğunu söyle sonra birini mi görürsün, şuracıkta vurulur musun ben karar veririm."
"Ben..." kim olduğunu söylese bile yaşama ihtimali belirsizdi. "Uyuştu satıcısı olmak istiyorum!" aklına gelen en inandırıcı yalan bu olmuştu.
"Her önüne gelen uyuşturucu satmak istiyor." göz devirdi "Burada bekle." içeri girdi, biraz sonra kapıyı açıp Suho'yu aldı.
"Günde onlarcası geliyor." içeride bulunanlardan biri sigarasını içerken yorumladı.
"Üzerini arayacağım, silahın varsa hemen bana ver."
Suho fazla düşünmemeye gayret ederek sırt çantasını adama verdi "Üzerimde başka tehlikeli hiç bir şey yok." adamlar onun sözüne inanmayıp üzerini emin olmak için aradılar.
"Adını ve yaşadığın yeri söyle."
"Neden?"
"Yanlış yaptığında seni nerede arayacağımızı bilmeliyiz, değil mi?" cebinden birkaç gram uyuşturucu çıkardı. "İstediğin her yerde satabilirsin."
![](https://img.wattpad.com/cover/77450116-288-k638728.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk parçaları
ActionAşk parçalanmaz ama parçalar. Aksiyon yüklü bir fik |Tüm hakları saklıdır|