Giriş

141 14 102
                                    

Bir gün önce


Kız, güçlü kollar tarafından sıkıştırılıp sırtına kaslı bir beden yaslandığında çırpınmayı bırakmadı. "Bırak."

Adamın dudaklarını saçları arasından hissetti ve nabzı kulaklarında uğuldarken, adamın fısıltısını duydu. "Sakin duracaksın ve canını yakmak zorunda kalmayacağım. Nasıl fikir Lexis?"

Kız, bu iğrenç adamın, adını böyle kısaltmasından nefret ediyordu.

Ona söylemişti, onunla olmak istemiyordu ama adam bir çeşit psikopat falan olmalıydı ki dinlemiyordu. Kendisinde de ne bulduğunu anlamıyordu.

Tok topuk sesleri eşliğinde "Bir problem mi var?" diyen bir ses duyduğunda, Alexis anında başını kaldırdı. Bu adam ona Tanrı'nın bir lütfu olmalıydı.

"Hayır, hiçbir problem yok." dedi arkasındaki adam ve tek elini çekmeden diğer elini çözdü. Diğer eli de ne kadar acımasız olabileceğini gösterir biçimde belini sıkıyor, git gide daha çok acıtıyordu.

Alexis, kesinlikle adamın yanlarından ayrılmasını istemiyordu. Neredeyse, lütfen gitme, diyebilecek kıvama gelmişti. Hatta bunu dillendirmek için 32 tane inciyi gizleyen dolgun dudaklarını araladığında, adam etini daha çok sıkmıştı.

Kel ve hiçbir zaman sevmediği adam arkasını dönüp giderken içinden seslendi. Lütfen beni kurtar.

Ama hiçbir faydası yoktu.

Şimdiki zaman

Koş. Koşabildiğin kadar hızlı koş.

Gece saat kaçtı? Üç? Dört? Bilmiyordu. Ama onu kaçıran sapığından kaçmak için çok karanlık bir saat seçmişti. Belki mantıklıydı, karanlık onu içine kabul ederdi. Kahverengi saçları ve siyah kıyafetleriyle karanlık onu içine kabul edebilirdi ve o adamdan kurtulurdu. Fakat, sonra ne olacağını hiç düşünmemişti.

Jackson, onu takip eden biriydi. Ve bunu bırakmamıştı. Nereye gitse gidiyor ve onu izliyordu. Gülüşünü, yüzünü, saçlarını... Her şeyini.

Ve bunu yaparken görülmekten zerre korkmuyordu.

Bu yüzden Alexis polisi aramıştı. Ama o, polislerden de kurtulmuş ve peşine bu sefer daha kötü düşmüştü. Geceleri rahatsız ediyor, hatta bazen kapısına dayanıyor, okulunda dibinden ayrılmıyordu. Sonuncusunda ise, kendini bir anda orman içinde bir evde bulmuştu.

Ailesi o kadar endişe etmiş olmalıydılar ki.

Bu yüzden, daha ilk gün, bir kaçış planı yapmış ve uygulamaya koymuştu Alexis. Ve başarılı olmasına çok az kalmıştı.

Bir anda sırtındaki ağırlıkla beraber yere yapıştığında boğazından tiz, yüksek bir çığlık çıktı. "Bırak beni!"

"Şş," dedi Jackson ellerini elleri arasına hapsedip onu sakinleştirmeye çalışarak. "Sakin ol Sevgilim."

Kız, canı pahasına ona tekme savururken, pek sakinleşecek gibi durmuyordu.

Yaklaşık iki dakika önce, olay yerinden elli metre uzakta.

Yıldızlar hayata gözlerini kapatmış, ay kabuğuna çekilmişti.

Ve, onun vakti gelmişti.

Tek dizi üzerinde, etraftaki tozları havalandırarak yere iniş yaptığında, başını kaldırdı ve kanatlarını biraz hareket ettirerek onlara kan akışı sağladı.

Kanatları, onun her şeyiydi. Gururu, onuru, gücünün simgesi, mertebesi, yakışıklılığı, zenginliği.

Ve alacakaranlık. Alacakaranlık ise belki de kanatlarından daha çok sevdiği tek şey olabilirdi

Beklenilen kuzgun karası yerine normalde saçları gibi açık kahve olan kanatları, alacakaranlıkta, dünyayla buluşmanın coşkusuyla gökyüzü kadar siyah olmuştu.

Başını kaldırdı ve yüzüne düşen birkaç tutam saçını umursamadan derin bir nefes çekti dünya havasından. Bu onun zamanıydı. En fazla 25 dakika sürse de, melek psikolojisine iyi geliyordu.

Ayağa kalktı ve başını düzelterek karşıya baktı. Tam zıplayarak uçmaya başlayacakken duyduğu tiz çığlık ardından belli belirsiz nefes nefese söylenen kelimeler ile, bu fikrinden vaz geçti. Bir insan buradaydı. Fazlasıyla yakınındaydı ve ona kötü bir şey olmuş olabilirdi. Eğer öyleyse ona yardım etmediği için kanatları koparılıp sürgün bile edilebilirdi.

Yavaşça sesin kaynağına ilerledi, önündeki çalıyı eliyle çektiğinde, bir adam ve bir kız gördü. Kız, çırpınıyor, küfürler ederken adama tekmeler savuruyordu. Adam ise onu durdurmaya çalışıyordu.

Kız tam çığlık atmak için başını geriye attığında, Aftiel'i gördü. Alacakaranlık meleğini. Ve, dudaklarından kelimeler, gecenin sessizliğine döküldü.

"Yardım et."

Ay çok heyecanlıyım! Oldu mu nasıl oldu iyi mi kötü mü ayyyy.

Benim, Gizem. Yani Neonlightsianlouisss. Ve, ortak hesabımızda sizlerleyim ehehehehe

Umarım anlatabilmişimdir umarım beğenmişsinizdir. İyi ve huzurlu günler.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Sep 04, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Aftiel × Chris EvansHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin