"Kovuldun."
Kulağa o kadar iğrenç bir cümle gibi gelse de beni hayallerime ulaştıran sözcük tam da buydu. Anlamsız duruyor, değil mi? Elbette öyleydi ama önce açıklamama izin verin! Bu cümlenin sahibi yetişkin dergisi The Mama's'ın sahibi, otuz yaşında olmasına rağmen yüzü bebek kadar pürüssüz olan, -beni her zaman korkutan- keskin yeşil gözleriyle istediği mesajı kolayca veren, kumral saçları daima kuaförden çıkmış gibi duran, kırmızı rengine tutkun ve en az etrafımdaki herkes kadar topuklu ayakkabıya düşkün Rai Loreen tarafından dergi editörü Olga Dess için kurulduğunda avantaj bana kalıyordu! Hala mı anlamadınız yoksa? Şey, ben dergi editörünün yardımcısı olan ve şirkette pek de kimse tarafından tanınmayan Kitty Campson oluyordum. Editör yardımcılığı kulağa çok pohpohlanası bir ünvan gibi geliyorsa düzeltmek istiyorum! Yaptığınız şeyler editöre hizmet etmek ve dergiyi -öylesine- okumaktan öteye gitmiyor. "Dergi satışı grafiğine bakarken migrenim başladı!" diye çemkirdi Bayan Loreen, "bu tablonun değerleri yükselmediği sürece nefes dahi alamazsınız!" Elindeki belgeleri kenara itti ve derginin son sayısını eline aldı. İçini açıp yapraklarını karıştırdı, "sayfanın yeni sorumlusu sensin, Kitty," dedi mavi gözlerime kısa bir bakış atarak, "ve eğer başarısız olursan masanı toplayıp yeni iş ilanları için arama yapmaya başlayabilirsin."
Eh, pek de beklediğim muameleyi görüyor sayılmazdım -en azından şaşırtıcı bir şekilde ismimi biliyordu- ama görüyorsunuz ya, bir anda terfi edilmiştim! Yüzüme hafif bir gülümseme ekledim ve Bayan Loreen'e döndüm. "Endişeniz olmasın, Bayan Loreen. Dergi eski saygınlığını geri kazanacak," diyerek emin olmasını sağladım -ya da denedim- her ne kadar bunun için neye güvendiğimi dahi bilmememe rağmen. Doğruyu söylemek gerekirse bahsi geçen sayfa boyumu aşacak bir içeriğe sahipti. Bunun başında ise büyük harflerle cinsel ilişkinin imzası geliyordu. Sayfa çiftlerin cinsel ilişkide uyumu için verilen tavsiyelerden, saçma bilgilerden ve küçük testlerden oluşuyordu! Yetişkin dergisi derken ne demek istediğimi anladınız, değil mi? Yirmi dört senelik yaşantım boyunca insanlarla yakın ilişki kurmak konusunda oldukça berbat biri olmuşken erotizmin bana ne kadar uzakta olduğunu tahmin etmelisiniz. İlk öpücüğümü dahi eşcinsel bir erkek arkadaşımdan almıştım ve bu hiç hoş değildi! Aklıma gelen estetikli köfte dudaklarını gözümün önünden uzaklaştırmak istercesine başımı hızla iki yana salladığımda Bayan Loreen'nin beklenti dolu bakışlarına yakalanıverdim. "Bu sözü tutsan iyi edersin," dedi sakin bir sesle, "aksi halde kapı orada," dedikten hemen sonra -az önce Olga'nın üzüntüyle ayrıldığı- toplantı odasının büyük kapısını işaret etti. Ne yapacağımı bilmiyordum ama bu işi başarılı sonlandırmak için her yolu denemem gerekecek gibi görünüyordu. Bayan Loreen ceketini eline aldığı gibi ayağa kalktı ve sekreteri Ruby de onu ardından takip etti. "Gözüm üzerinde olacak," bana son defa baktı ve birkaç saniye içinde toplantı salonunu terk etmeden önce zavallı Ruby'e döndü. "Gidip kahvemi getir." O ayrıldıktan sonra salonda kalan tek iz yoğun çilek kokulu parfümünden başka hiçbir şeydi. Bayan Loreen'i -dergide çalıştığım dolu dolu dört senenin ardından- yeteri kadar tanıyordum. Hayatında önem verdiği tek şey işiydi ve Ruby'nin söz ettiğine göre öyle taş kalpliydi ki ailesiyle bile görüşmüyordu. Bu sebeple, istediğim bilgiye sahip olacak tek kişinin Ruby olduğunu biliyordum ve soluğu hemen onun odasında almıştım. "Ne oldu, Kitty?" diye yanıtladı beni görür görmez. Ruby -yıllardır Bayan Loreen'nin sağ kolu olmasının yanı sıra- dergide sohbetimin geçtiği sayılı insanlardandı. Yani bilirsiniz, en azından her sabah ve akşam selamlaşır ve bazen birkaç saniye süren muhabbete tutulurdum. Çok iç açıcı sayılmazdı çünkü o genelde bunu herkesle yapardı ama balığı Pirk öldüğü zaman onun yanında en çok ben olmuştum! "Bayan Loreen'i duydun, bana büyük bir sorumluluk yükledi ve altından kalkmam için senden ufak bir iyilik isteyeceğim," deyip tatlı tatlı gülümsedim ve karşısına oturdum. Şüpheli bakışlarını yüzüme odaklayıp tek kaşını havaya kaldırdı. "Bak, erotizm denen zımbırtıdan hiç anlamıyorum ama bu işi doğru düzgün halletmem gerekiyor," diye devam ettim ciddileşerek, "bu yüzden Bayan Loreen hakkında bir şeyler öğrenmeliyim."
Güldü. "Vikipedi icat edildi, git ve ismini google'la," deyip bilgisayardaki işine geri döndü.
Göz devirdim. "Hayır, onun öz geçmişiyle ilgilenmiyorum," diyerek hafifçe öne yaklaştım, "onu gerçekten etkileyecek bir sayfa yazmam gerekiyor," dudağımı ısırdım, "bana özel hayatı gerekiyor."
Ruby kaşlarını çattı. "Tatlım, bunu bana asla anlatmaz. O gördüğüm en gizemli kadın," dedi ve umutsuzca gülümsedi.
"Önemli değil," diye fısıldadım sanki çok gizli bir sır istermiş gibi, "bana telefon numarasını versen yeterli."🐱🐱🐱
Ne zamandır bilmiyorum ama küçük ve sarı post-it notuna bakınırken yerimde hafifçe kıpırdanarak yorgunca esnedim. Ruby ona çok beğendiği Gucci marka -ki kesinlikle işe yakışır olmak ve Bayan Loreen'nin gözüne girmek için aldığım- topuklu ayakkabılarımı hediye edeceğimi söylediğimde yelkenlerini suya indirmiş ve beni ikiletmeden masadaki not kağıdına numarayı karalayıvermişti, ardından ise kağıt parçasını hemen elimin üzerine yapıştırıp gülümsemişti. "Bu hafta içinde onları masama getirmezsen dergiye istifa dilekçeni senin adına ben yazarım, şekerim."
Ayakkabılar -çoğu kadının aksine- değer verdiğim son şeydi ve bu benim için oldukça başarılı bir pazarlık olmuştu ancak sorun şuydu ki numarayla ne halt edeceğimi henüz doğru düzgün planlamamıştım. Ne diyecektim ki? Gidip utanmazca 'hey, ben derginde çalışıyorum ve seni en çok ne tahrik eder?' diye soramazdım sonuçta! Tam o anda aklıma bir fikir geldi ve gözlerim irileşti. Aslında bunu yapabilirdim! Fakat kimliğimi korumazsam işimden de olabilirdim. Bu sebeple buzdolabımın üzerindeki yapılacaklar listesine -acilen market alışverişi yapmazsam hazır yemek sayesinde obez olacağımı hatırlatan küçük yazının altına- bir madde daha karaladım.
▪Yarın sabah bloke edilmiş bir hat satın al.
Manyak kızın tekiydim, değil mi? Ama bu dahiyaneydi, kabul edin!Yerimde hafifçe esnedim ve televizyonda Martha Stewart'ın hazırladığı çikolatalı kurabiyeler gözüme çarpınca tatlı krizimin tuttuğunu fark ederek ayaklandım. Mutfağa girip buzdolabını açtığım gibi içinden abur cubur kategorisine giren her şeyi -çikolata barları, yarısı yenmiş bir dilim kek ve annemin getirdiği küçük elmalı turtalar- aldım ve salona geri döndüm. Tüm bunlar bana hem cesaret hem de mutluluk verecekti ki böylece sorumluluğunu aldığım işin üstesinden gelmeyi başaracaktım. Sehpada duran The Mama's'ın son sayısını kucağıma koydum ve bir yandan çikolatamdan ısırık alırken sayfalarını karıştırmaya başladım. Bu işe nasıl girmiştim? Sayfalar buram buram yetişkin içeriği kokuyordu ve dediğim gibi yirmi dört yaşında biri olarak henüz cinsel ilişkiye adım bile atmamıştım. Aseksüel olma ihtimalim var mıydı acaba? Sıkıntıyla iç çekerek çiftlere fantezi tavsiyeleri veren ve bir sonraki sayıda derlemem istendiği koca sayfada duraksadım.
♡ Koku önemlidir!
Küçük başlığın altında çiftleri birbirine bağlayan unsurlardan birinin koku olduğu ve bunun nasıl avantaj olarak kullanılabileceği yazıyordu. Diğer başlıklara göz attım. Işık, müzik, ses ve benzeri şeylerden bahsediyordu. Tanrı aşkına, bu çok sıkıcıydı! Derginin satış düşüşü yaşadığına şaşmamak gerekiyordu çünkü sayfalarda ilgi çekici görsel bile yoktu. Daha eşsiz bir şeyler bulmalıydım ve bunun için de Bayan Loreen'nin gözüne girmem gerekiyordu. Küçük turtadan bir ısırık aldım ve yerimde hafifçe kıpırdandım. Derginin yeni sayısının basımına tam bir hafta vardı ve bekleyecek vaktim yoktu. Bu yüzden diz üstü bilgisayarımı önüme çektim ve internete girdim. Arama çubuğuna yazmadan önce derin bir nefes aldım. Yetişkin dergisi için çalışmaya karar verdiğimde ne düşünüyordum bilmiyordum. Doğruyu söylemek gerekirse yazdığım birkaç deneme ve yaptığım yüksek lisans bu işi almamda tek etkili olan şeydi. Sanırım bu sebeple de editörün yardımcısı olabilmiştim.
Cinsel ilişki tavsiyeleri
Giriş tuşuna tıklar tıklamaz karşıma bir sürü link gelmişti. Herhangi birini açtım ve uzun metni incelemeye başladım. Fazla kurcalayıp kendimi bir porno sitesinde bulmak istemiyordum bu nedenle çok araştırmayacaktım. Metin bir cinsel uzman doktoruna aitti ve işe yarar diyerek okumaya başlamıştım. Cinsel sorunlardan bahseden yazı fetiş ve garip fantezilere kadar uzanıyordu. Okumaya devam ederken istemsizce kızarmıştım. Fazla açık sözlü bir doktordu ancak bana güzel bir fikir vermişti. Sayfaya çiftlerin kendi fetiş ya da fantezilerini keşfetmelerini sağlayacak birkaç test koyabilirdim. Eh, tabii ondan önce bu konu ile ilgili metin okumaya devam etmem gerekiyordu. Aman tanrım! Bu konuyu daha da ilgi çekici hale getirip Bayan Loreen'nin cinsel hayatını öğrenebilirdim. Sanırım bir de telefon sapıklığı üzerine çalışmalıydım. Bilgisayarı yere bıraktım ve yastığı başımın altına çekip gözlerimi kapattım. Görünmez yüklerim omuzlarımı ağrıtmaya başlamıştı çoktan.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
💋The Mama's ⚢
Short Story"Bak, erotizm denen zımbırtıdan hiç anlamıyorum ama bu işi doğru düzgün halletmem gerekiyor," diye devam ettim ciddileşerek, "bu yüzden Bayan Loreen hakkında bir şeyler öğrenmeliyim." Güldü. "Vikipedi icat edildi, git ve ismini google'la," deyip bi...