0.5

12.6K 213 41
                                    

Gözlerimi araladığımda boynuma giren sızıyla kaşlarımı çattım. Salonda uyuyakalmıştım. Çevremdekileri -yere düşmüş birkaç kurabiyeyi, yarısı bitmiş şarap şişesini, tirbüşonu ve taşları etrafa saçılmış tombala oyununu- yavaşça süzerken bakışlarım yukarı kaydı. Karşılaşmayı beklediğim görüntü tekli koltukta elinde bir kupa kahve ile oturan, gözleri kızarmış ve dalgın dalgın yere bakınan bir Rai Loreen elbette değildi. "Günaydın," diye mırıldandı. "Sanırım burada olmamalıydım."
Kaşlarım anlam veremezcesine bir kez daha çatılırken yerimde doğruldum. "Neden?" diye sordum saf saf.
Sanki konuşmaya hazırlanmak istiyormuş gibi derin bir nefes aldı. "Dün tam olarak ne oldu?" Bakışları bir kez daha mavi gözlerime odaklandığında boğazıma oturan yumruya engel olamadım. Unutmuş muydu? Bu klişenin gerçekleştiğine inanamıyordum. Pekala, ne diyecektim? Eğer hatırlamıyorduysa bana anlattığı ve yaşattığı özel şeyleri söylemezsem bir şey kaybetmezdim sanırım. Koltuğun üzerindeki kırmızı lekeyi ise çoktan şarap lekesi diye düşünmüş olmalıydı. Muhtemelen ben de hiç yaşanmamış gibi yapacaktım ve unutacaktım. Ne beklediysem? Onunla bir şeyler yaşamak ve beni hayatına bir çalışandan fazla dahil etmesi imkansızdan başka bir şey olamazdı.
"İçkiliydiniz," diye zorla konuştum resmiyetime tekrar bürünerek. "Evime geldiniz, kötüydünüz ve sizi ağırladım," bakışlarımı kaçırdım.
"Başına bela olmuş gibi görünüyorum," dedi etrafın dağınıklığına göz gezdirirken. "Kalksam iyi olacak."
"Sorun yok," derken hışımla ona döndüm; gitmesini istemiyordum ama bu çok yersiz olurdu, "kahvaltı edebiliriz."
Hafifçe gülümsedi ve çantasını omzuna astı. Ayaklanmadan önce bana döndü. "Yeterince rahatsızlık vermiş olmalıyım. Şirkette görüşmek üzere, Bayan Campson."

Harika, boktan noel gecesi her şeyi mahvetmişti. Belki de ben de lanetliydim! O kadar şanssızdım ki lanetli olduğuma şaşırmazdım bile. Aramızdaki hatrı sayılır samimiyetin de kıçını tekmelemiştim işte. Hoş, şu malum sayfa düzenlenip e-postalanmaya hazırdı ama bir şekilde aramızdaki şeye kendimi kaptırmıştım. Aptal kadının tekiydim!

Bayan Loreen daireden ayrıldığında önümde sersem sersem bana gülümseyen kurabiyeleri öfkeyle kemirmeye başladım. Dergi basımına üç gün kalmıştı ve burada düşüncelerimle boğuşacağıma şu testleri hazırlamaya başlasam daha iyi edecektim. Bu yüzden yerde duran diz üstü bilgisayarımı kucağıma çektim ve karnımım guruldamasını önemsemeden işe koyulmaya başladım. Hala gözüne girmek için geç değildi. En azından şu derlemeyi erken bitirmiş olurdum ve belki yazımı okuyup geri bildirim yapardı.

Keşfetmek için Kendinizi Test Edin!

Klavye tuşlarına basmaya başladım. Yaklaşık bir saat içinde kişinin iç dünyasını keşfetmesini sağlayacak onar sorudan oluşan birkaç psikolojik test hazırladım. Böyle bir köşe daha önce dergi içeriği olmamıştı ve ilgi çekeceğine emindim. Kim anket doldurmayı ya da test yapmayı sevmezdi ki?
Referans aldığım kaynakçaları ekledikten sonra belgeyi kaydettim ve e-posta adresime giriş yaptım. Yeni bir e-posta oluşturup dosyayı ataçlayarak şirketin resmi e-posta adresini girdim. Bir süre sayfaya bakındım. Evet, emindim. Gönder butonuna tıkladım ve bilgisayarın kapağını kapatıp yere geri bıraktım. Başarmıştım. Elimden gelenin en iyisini yaptığıma emindim. Kendimi avuta avuta mutfağa girdim ve mideme daha fazla işkence çektirmeye son vererek buzdolabından çıkardığım Peynirli Macaroni'yi mikro dalgaya atıp ısıtmaya başladım. Sabah sabah makarna yemek pek sağlıklı değildi ama buzdolabımdaki yiyeceğe benzeyen tek şey bundan ibaretti.

🐱🐱🐱

Bu şey hiç de beklediğim gibi gitmiyordu.

Tam dört gündür Bayan Loreen'den e-posta bekliyordum ve aldığım tek şey bilgisayarımın şarjının bittiğini gösteren bildirimden ötesi olmuyordu. Günler her zamanki sıkıcı monotonluğuyla ilerlerken değişen tek şey hava şartları olmalıydı; dışarı çıkar çıkmaz burnum buz tutacak gibi donuyordu ve kendimi penguenlerle yaşayan bir eskimo gibi hissediyordum. Doğrusu, üzerime giydiğim dört kat mont ile onlardan farklı görünmüyordum zaten.

💋The Mama's ⚢Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin