Tuğçe'den
"İnat etme artık Tuğçe bu senin için en iyisi."
"Hayır anne bu senin ve senin gururun için en iyisi .Sen hiç beni düşünmedin zaten. Hep sen o sosyetik arkadaşlarından geri kalma diye senin isteklerinle yaşadım.Sırf sen benim yüzümden utanma diye sekizinci sınıf mezuniyetimde bile o iğrenç elbiseyi giydim.Spor ayakkabimi giymek istesem de on santimlik topuklularla dolaştım da topuklarım şişti ve üç gün yürüyemedim ama artık senin için değil de kendim için yaşamak istiyorum," dedikten sonra koşarak odama çıktım.Kapıyı sertçe kapatıp arkadan kilitledim.Yatağıma uzanıp düşünmeye başladım;
On yedi yıllık hayatımda ne okula giderken, ne dışarı çıktığımda, ne nikah törenlerine gittiğimde, ne tatile çıktığım da kendim olamadım . Her zaman annemin fikirleri doğrultusunda yaşadım , hep onun nazik kızı oldum.Mesela patatesi hiç bir zaman çatalla yemek istemedim ya da her zaman elbise giymek istemedim.İstediğimce küfür edebilmek , evde eşofman ile dolaşmak iterdim ama annem bunlara hiç bi zaman izin vermedi.Simdi yaptırmak istediği ise beni zengin arkadaşlarının tiki çocuklarıyla aynı okula göndermek ama ben yanlarında salaklaşabileceğim ,deli gibi eğlenebileceğim gerçek arkadaşlar istiyorum ; yanlarında rol yapacağım arkadaşlar değil.Birden kapının çalındığını fark ettim .Kim bilir ne kadardır kapı calıyordu."Konuşmak istemiyorum,"
diye bağırdım."Kızım kapıyı açar mısın ben geldim." Koşarak kapının kilidini açtım . "Gel baba gel ,sen miydin?"
"Gel konuşalım biraz seninle"
"Hiç bana annemi savunma baba! Kararım kesin."
"Bak kızım bu zamana kadar bütün fikirlerine saygı duydum . Annene karşı seni savundum ama annen bu sefer haklı .Senin bu liseye gitmen ve iyi bir eğitim alman şart."
"Ama baba!"
" Bak Tuğçe bu konu tartışmaya açık değil! Bu benim senden istediğim ilk ve son şey."
" Tamam baba bu senin için yapacağım ilk ve son şey. Peki hangi okula gidiceğim?" Babamın yüzüne sinsi bir gülümseme oluştu.
"İzmir Koleji."
Alaz'dan
Yine sıkıcı bir okul günü daha.Listeye yine birini eklemişler Tuğçe Ersöz acaba kim bu sanssiz kiz? Duman sınıfta inek gibi çalışırken Buğra salağı ortalıkta görünmüyordu.Dolunay ile Hira yine tartışırken Uzay ise yeni çıkmaya başladığı kız arkadaşıyla takılıyordu.
Yine okul aynı sıkıcılığı ile devam ediyordu.Okulun tek sevdiğim bölümü olan kantine doğru ilerlerken ensemde bir acı hissettim."Şlaaaappppp"
"Ulan şerefsiz !Ne yapiyon lan! "
Ensesine tutarak önüme çektiğim çocuğun Buğra olduğunu görünce icimden sağlam bir küfür ettim.
"Bugün cuma enseni kapa kanka," dedikten sonra elimden kurtulmak istedi ama bırakmadım.Sonra sinirle "Ulan ben şimdi sana yapacağimi bilirdim ama dua et yorgunum. Yürü git kardeşim şurdan ."
"Koşarak gitsem olmaz mı? Ha ha ha !" dedikten sonra elimden kaçtı ama fazla uzaklaşamadan cama çarptı.Gülerek yoluma devam ettim.
Kantine doğru ilerlerken Uzay'ı biriyle tartışırken gördüm.
"Salak mısın kızım sen! Önüne baksana !Üzerime kahve döktüm."
"Şeyy ben-"
"Sus sus bücür! Daha fazla konuşma bi daha görmeyim seni!"
"Özür dilerim."
Uzay'ın yanına doğru gittim.
" Napıyon oğlum sen! Ben sana senden küçüklerle uğraşma demedim mi! "
"Yaa bırak ya yüz verme şunlara.Tepemize çıktılar senin yüzünden."
"Yürü kantine sen kahve al ben de yemek yiyeyim," dememle...
Uzay'ın bir ķızla daha çarpışması bir oldu.Bir dakka bir dakka bu kız yeni gelen kız değil miydi yaa?Tuğçe...
Arkadaşlar biz oyuncuları vermedik ama eger siz isterseniz kim olduklarını verebiliriz..
Fikirlerinizi yorumlarda belirtirseniz seviniriz....
sizi çok seven SSD ailesi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gökkuşağı
Teen FictionGökkuşağı, içinden bazı renklerini kaybederse , daha ne kadar gökkuşağı olmaya devam edebilir ki? Peki bu renklerin birbirlerini bulma hikeyelerini okumak ister misiniz? "İnsanlar bazen kazanır , bazen kaybederler.Kaybetmeye alışmış biri eğe...