1-Sizin isimleri de biliyorum.

893 30 29
                                    


Yüzümde ufak bir kaşıntı kendini belli ederken, üşengeçliğime bir kez daha altın madalya vererek uyumaya devam ettim.

Kaşıntı yerini gıdıklamaya çevirince elimle bir kez dokundum. Anında yüzümde ıslaklık hissederken gözlerimi hızla açtım.

"Cereeeeeğn!?"

Odayı büyük çaplı bir kahkaha sesi kaplarken, elimi hızla Ceren'in suratına geçirdim. Anın şokuyla yüzündeki kremayı yaladı. İkimiz de kahkalar atarken, aklıma gelen düşünceyle gülümsemem kesildi.

"Seren nerede?"

Ceren gözlerini devirerek ofladı.

"Tuvalette, instagramdan gelen yorumları okuyup adres istiyordur."

Gözlerimi devirerek gülümsedim, bu kız akıllanmayacaktı. Ne zaman bize iltifat etseler, adreslerini isteyip bazılarını dövüyordu.

Alnıma inen, beklenmedik bir terlikle olmayan nöronlarım son dualarını ettiler.

Birkaç saniye gözlerimi kapatarak ölü taklidi yaptığımda, terliklerin sultanı annemin zeka fışkıran sözleri duyuldu.

"Ölü taklidi bile yapamıyorsun. Ah, anlamıyorum ki benim gibi güzel, zeki, asil bir kadından senin gibi varotiği nasıl çıktı?"

Annemin her sabah olduğu gibi iğneleyici sözlerini de geride bıraktığımıza göre, mutlu bir güne merhaba!

"Hadi gelin kahvaltı hazır. O Seren'e de söyleyin çıksın artık."

Saçlarını savura savura, adeta bir manken edasıyla odamı terk eden annemle cırlamam bir oldu.

"Sereeeeğğn! Çık kız tuvaletten. Çişim geldiii!"

Kedi miyavlamasını andıran cilveli sesime daha fazla dayanamayan Ceren, bana acınası bir bakış atıp odayı terk etti.

"Bana bağırmaa!"

diyerek bağıran ironilerin kraliçesi Seren'i içimden tebrik edip boşalan tuvalete, depar atarak koştum.

İşlerimi halledip, prenses edasıyla tuvaleti terk ettiğimde karşımda gördüğüm çirkinlik karşısında yüzümü buruşturdum.

"Seren napıyorsun lan? Boğulacaksın."

beni dinlemeden ağzına sığmayan börekleri parmağıyla iten Seren'e ters bir bakış atarak kırmızılaşan Ceren'e döndüm.

"Sana ne oldu kız?"

rengi gitgide mora dönüşen Ceren beni korkutmaya başlamıştı. Neyse ki önüne koyduğu acı biber kasesiyle ondan da bakışlarımı çektim.

Muhteşem arkadaşlarım(!) beni umursamadan yemeklerine devam ettiklerinde ben de sofraya oturdum.

On dakika sonunda, Ceren'in masayı yeme girişiminin ardından nihayet sofradan kalkabilmiştik.

"Kızlar, bugün çok üşengecim. Masayı siz toplayın."

ufak ricamın ardından ikisi de gözlerini pörtleterek bana baktı.

"Kızım sen ne zaman topladın ki?"

Birkaç saniye beyin fırtınasının ardından kızların haklı olduğunu bildiğim halde çaktırmadım.

"Konumuz bu mu Seren?"

Seren omuz silkerek masadakileri topladığında odama çıktım.

Bugün Cumartesiydi.

Sevgili Günlük...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin