Hatırlıyor musun ilk gidişini? Sahtelerden bahsetmiyorum, gerçekten gittiğin günü. Mevsimlerden sonbahardı. Dökülen ağaç yaprakları gibi süzülüyordu yalanların dudaklarından. Ve ben sağırmışcasına, sana inanıyordum. Sanki sağır olmuşum herkese, bir tek sana duyuyordum. Yalanlarına ve yaşanmışlıklarına inanıyordum...
''Sende bir gün herkes gibi geleceksin ve ben o günden sonra sana geri dönmeyeceğim.'' demiştin.
Ve ben döndüm... Sonbahar kendini kışa bırakırken, kış kendini yaza bırakırken döndüm sana. O kavurucu sıcakta, sana sarılmak istedim gecenin 11'inde.
Ben konuştum, sen anlamadın. Ben bağırdım, sen duymadın. Ben sustum, sen sağır oldun...
Ve ben sana geldim sevgilim. 'Herkes gibi' düşünmeye başladım. Sonra senin için sıradanlaştığımı anladım. Senin için, 'herkes' değilde, 'herkes gibi' biri olduğumu, olacağımı anladım...
Her şeyimi kaybettim düşüncesiyle, senin her gidişinde gururumla senin aranda kaldım. Sana attığım her adımda, gururumdan kilometrelerce uzak kalmaya başladım. Vazgeçtim, herkesten vazgeçtiğim gibi, senden de vazgeçtim...
Ve ben tekrar sana geldim, sevgilim... Çığlıklarımı duymayacağını bile bile, sana geldim. Saçlarımı okşadın. Yalan olduğunu bilmiyor muydum? Ama senin ellerinin sıcaklığında kavruldum, yalanlarınla beraber savruldum hep...
Kabul edemedim gidişlerini, o sözlerini...
Ama bu gece,
Senden gidiyorum, sevgilim...
Bu gece, son kez bağırdım. Duyman ve kalman umuduyla, son kez çığlıklarımı duyurmaya çalıştım sana. Duy istedim, son kez. Beni ve acılarımı gör istedim...
Ve ben yazın bu sıcağında, senin ellerin yüzünden kavrulmaktansa, kalbimin hasretiyle kavrulmayı seçtim sevgilim...
Ruhum, bedenim, ellerim ve kalbim senin olsun sevgilim...
Söylemeyi unuttuğum tek bir şey kaldı sana,
''Bir gün sende herkes gibi düşüneceksin.''
Ve sende benim için 'herkesleşeceksin'...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yalnız
Poetry'' Yıkık ailenin, kırık kızı '' 'ndan birkaç kesit paylaşacağım burada. Vazgeçtiklerimiz yaraladı belkide bizi. Yada; sadece, vazgeçmeye çalıştıklarımız. En büyük kayıplarımızı kalplerimiz fısıldadı kulaklarımıza. Belki de o yüzden hep, yanlış terc...