Minho, içini şişiren can sıkıntısı ile oturduğu sandalyeyi ileri geri oynatıyordu. Kalp rahatsızlığı birdenbire boy gösterdiğinden beri bomboş hissediyordu. Küçüklüğünden beri bildiği tek şey futbol iken, yapabildiği tek şey futbol iken kendini birdenbire bomboş bir çukurda bulmuştu.
Onu çukurdan çıkması için itekleyen kimse yoktu.
"Tak tak." Jinwoo, ay ışığını aratmayan gülümsemesi ile şakacı bir tonda kendisini karşıladığında, onu yıllardır yaptığı gibi kendinden uzaklaştırmayacak kadar yorgundu.
Jinwoo da onun yorgunluğunu fırsat bilerek, yanı başında kaldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Feelings [Minwoo]
Short StoryMasum bir lise aşkı olmalıydı onlarınki. Ama beklenmedik derecede ileri gitti. @Vipgdrn