Birinci Bölüm - "Kan Damlayan Gözler"

32 4 10
                                    

SATILMIŞ RUH - Birinci Bölüm "Kan Damlayan Gözler"


"Ben hayallerimi gerçekleştiremeden ölüyorum, ama sen her daim koş hayallerinin peşinden. Kimsenin engel olmasına izin verme, sakın. Benim umutlarımı yok ettikleri gibi seninkileri de yok etmesinler. Umutlarının, hayallerinin peşinden koş güzel kızım, koş ki onları gerçekleştirebilesin. Çünkü yaşam, sadece umut etmekle olmuyor, durma ve kurtar kendini bataklıktan. Özgürsün güzel kızım, özgürsün. Sen özgür olup uçabil diye adını Anka koydum. Sen Anka'sın, durdurulamazsın. Durma, Anka. Gücünün yettiği yere kadar koş." Annesinin bıraktığı son mektupta, son izde, sadece hayallerinin peşinden koşmasını belirtilmişti. Annesi akciğer kanseriyle savaşıp hayata tutunmaya çalışırken altı yıl önce ölen babasının düşmanları, annesinin tüm umutlarını söndürmüştü o akşam.

Ah, diyordu içinden. Keşke o gün, biraz daha erken gitseydim eve. Erken gitse de bir şey değiştirmeyecekti gerçi, çünkü Anka'ya bile acımazdı o adamlar. Tek kurşunla hem annesini hem de kendisini vururlardı. Hoş, öyle de olmuştu ya. Ama Anka değil, annesi olmuştu vurulan.

13 yaşında yetim, 19 yaşındaysa öksüz kalmıştı, Anka. Babası bir cezaevinde şişlenip ölmüştü, annesi ise babasını şişleyen adamın intikamı yüzünden öldürülmüştü. Ama Anka'nın bilmediği bir şey vardı, adamların Anka'nın varlığından haberleri yoktu.

Babası ve annesi, tek kızları Anka'yı gözlerinden bile sakınırken Anka etrafı yerle bir etmişti. Ergenlik dönemini zor atlatan Anka, o günleri özlüyordu. Eskisi gibi olmam belki, diyordu ama olacak ile öleceğe çare yoktu.

Anka, tam altı kere intihara kalkışmıştı. Her türlü yöntemi denemişti, gerek ilaçla, gerek uçurumla. Ama eski apartman komşuları ona hep engel olmuştu. Evde bileklerini kesmeye yeltenirken içeri kapıcıları Elif girmişti ve onu zar zor durdurmuştu. "Lütfen artık engel olmayın bana," demişti Anka, "... onları özledim, görmek istiyorum. Ölü olsam dahi görmek istiyorum. Engellemeyin beni."

O gece kapıcıları Elif, uykusunda ölmüştü. Elif, apartmanın tek kapıcısıydı. Hoş çok büyük bir apartman da sayılmazdı ya, mütevazi küçük bir apartmandı sadece. En alt ve bodrum katı sayarsak toplam beş katlıydı, Anka en son katta oturuyordu. Elif'in ölümünün ecel olduğunu düşünmüştü herkes. Ama hiç kimsenin o adamlar olduğundan haberi yoktu.

Anka annesinin öldüğü günden bir ay sonra farklı bir şehre, farklı bir eve taşınmıştı. Bu seferki evi, apartman değildi. Zindan gibi bir evde iki yıldır yaşıyordu, bu iki yılda tamı tamına yirmi iki kilo vermişti. Ergenliğinde fazla olmasa da kilolu sayılırdı. On beş yaşında altmış bir kilo iyi değildi. Annesi onu çoğu zaman bir diyetisyene götürmeye çalışıp, hep olumsuz cevaplarla karşılaşmıştı. Obezite hastalığı yoktu, ama günden güne daha çok kilo alıyordu. On dokuz yaşına kadar kilo alması hiç durmadı. Annesi öldüğünde yetmiş altı kiloydu, uzun boylu olduğu için sadece basen ve göbeği varmış gibi görünüyordu. Şimdi yıllardır annesinin istediği kilodaydı, elli dört.

Bir de Karan vardı. Karan, kumar sorunu olan anne ve babasını, yine kumar yüzünden kaybederken sadece on yedi yaşındaydı ve ailesiz yaşamaya altı yılda alışmıştı. Tam beş yıldır okula gitmiyor, dışarı çıkarsa da sadece yetimhanelere uğruyordu. Yetimhanelere gidiyordu, çünkü onlarda kendini buluyordu. Çoğu zaman içine kapanık, bir köşeye sinenleri izlerdi. Fakat yetimhanede sadece onlar yoktu, sahip oldukları tüm neşeyle oyununu oynayanlar da vardı.

Sadece beş dakika daha baktı karşısındaki yetimhaneye, birazdan yine sadece koltuk, yatak ve yiyecek barındıran evine gidip yine boş boş karşısındaki duvara bakacaktı. Belki camın kenarında bir örtü serer ve tavana yansıyan gölgeleri çeşitli figürlere benzetirdi. Belki de gözlerini kapatıp hayal kurmaya çalışırdı. Çünkü hayal kurmayı unutmuştu, tıpkı yaşamayı unuttuğu gibi.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Nov 24, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

SATILMIŞ RUHHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin