Prolog

31 5 5
                                    

Metroda her zamanki gibi uyukluyordum.

"Yine mi uyukluyorsun sen ya?"

Bana mı dendi o? Kim dedi?

Etrafıma baktım. Karşımdaki kız telefona gömülmüş bir durumdaydı. Onun seslenmiş olacağına ihtimal veremiyordum. Yan taraftaki kadın da bebeğiyle ilgileniyordu. O da olmazdı. Ee kim seslendi bana?

"Burdayım"

Sesin geldiği yöne baktığımda Kardelen'i gördüm.

Ben size topluluk içindeyken karşıma çıkmayın demedim mi? Deli zannediyorlar beni sonra kendi kendime konuştuğumu sandıkları için..

"Ne yapıyorsun kız sen burada? Niye metroda karşıma çıkıyorsun? Yine deli damgası yiyeceğim ya"

"Seninle konuşmaya geldim"

"Gel gel de neden ben metrodayken? Hayır telefonla konuşuyormuş gibi yapsam o da olmaz. Metroda telefon çekmediğini herkes biliyor çünkü"

"Sorun yok yazarcım ya. Nerede göreceksin bir daha bu insanları? Boşver"

"Millet sana değil bana bakıyor Kardelen. Ha şuradaki teyze 'Kız sıyırmış galiba' diyor yanındakine. İner inmez tımarhaneyi arayacaklar bak."

"Tamam şimdilik kayboluyorum. Ama sen çıkar çıkmaz yanına geleceğim. Önemli bir konu hakkında konuşmamız lazım.'

" Konuşuruz yeter ki kaybol şimdi"

***

Eve geldiğimde kapıyı açar açmaz karşımda belirivermişti Kardelen...

"İçimdeki dünya çok mu sıkıcı? Niye zırt pırt benim dünyama geliyorsunuz?"

"Üstüne bastın bekçi hanım. İçindeki dünya çok sıkıcı"

"Dil pabuç kadar. Ne konuşacaksın benimle Kardelen'cim?"

"Geçen Rana gelmiş yanına Ali ile beraber?"

"Evet sen metroda karşıma çıkıyorsun, bana deli damgası yedirtiyorsun. Rana ve Ali gece uykumdan uyandırıyor. Hepiniz birbirinizden delisiniz."

Yazarın karakterlerine sitemi

" Yazarımız anormal olunca karakterler de deli oluyor ne yaparsın?"

Yiğit Çetiner! Hoş geldin. Geç kaldın ya! Hayır senin yönetmen gereken bir şirketin, uğraşman gereken bir nişanlın yok mu? Çocukluk aşkın bana yeteri kadar kafayı yedirttiriyor zaten.

"Anormal benim, deli sizsiniz. Buyurun ne istiyorsunuz?"

"Senin yaptığın haksızlığa itiraz etmeye geldik biz"

"Ne haksızlığıymış o?"

"Sen önce bzim hikayemize başladın biliyorsun değil mi?"

"Evet. Önce Çocukluğumdun Sen'i kurgulamaya başladım."

"Peki neden ilk Unutulmuş Nota'yı yayımladın? Rana'nın havasından geçilmiyor içindeki dünyanda.."

"Siz ne ara aranızda rekabete girdiniz ya? Birbirinizi niye kıskanıyorsunuz? İkiniz de ana karaktersiniz hikayelerinizde"

"Ama sen Rana'nın hikayesini önce yayımladın. "

"Kardelencim canım karakterim gel beni daha fazla delirtme. Ben de sizin hikayenin ilk bölümünü yarın yayımlarım."

"Sonunda" diyerek rahat bir nefes verdi. Deminden beri köşede sakin sakin bizim atışmamızı dinleyen Yiğit.
Ona döndüm.

"Yiğit, gel yol yakınken vazgeç. Nişanlın Ceren iyi bir kız. Boş yere ayırmayım sizi. Kardelen'e de çatlak bir eş bulurum."

"Hayır. Ben Kardelen'e aşığım. Hikayeyi mutlu sonla bitirmezsen içindeki dünyadan çıkar alnından vururum seni ve Kardelen'e bulacağın o şerefsiz herifi"

Neden benim karakterlerim benden de anormal? İnsan insanı tehdit eder mi? Yiğit sen çok kibar biriydin. Ne içirdiler sana? Niye bu güzelim zeki yazarını öldürmekle tehdit ediyorsun?

"Ne haliniz varsa görün be! Karışmıyorum size olağan kurgusunda ilerlesin hikaye. Geri dönün artık 'İçimdeki Dünya'ya...

Onlar gitmeye hazırlanırken seslendim.

" Çetin ile Feyza'yı da uyarın. Bari onlar gelmesin. Onların hikayelerinin kurgusu hazır olsa da isim bulamadım henüz"

"Tamam söyleriz de dinler mi orası ayrı konu. Feyza'nın ele avuca sığmaz bir karakteri var çünkü"

"Sizinki çok ele avuca sığıyor. Çok konuşmadan gidin hadi. Yiyeceksiniz terliği şimdi"

***

Çatlak yazarın çatlak karakterleri... 👾

Yarın yani 5 Eylül'de Çocukluğumdun Sen'in ilk bölümünde görüşürüz. Bye ben kaçar..🙋

Çocukluğumdun Sen (Askıda)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin