noel | drarry | 1

317 15 2
                                    

Harry Potter, savaşı atlattıktan sonra her istediğini alabilecek durumda olan bakanlıkta bulunan bir işi kolaylıkla elde etmiş, başarılı, bekar bir adamdı. Aslında eskiden planında Ginny'yle evlenmek vardı çünkü Ginny savaşta kendisine çok destek çıkmıştı ve o sıralar sevgilisi de oydu. Ama Ginny'yle nişanlandığı zaman Ginny'yle sevgili olarak pek anlaşamadığını fark etti. Arkadaş olarak iyiydiler fakat sevgili olarak... en berbat çift onlar seçilebilirdi bile. Harry, eskiden Ginny'ye olan aşkını "ergenlikten kaynaklanan tuhaf bir şey" olarak adlandırıyordu. Kısaca Ginny'yle nişanı atmış, Ron'dan ve Ginny'den nezaketen özür dilemiş, hayatına tekrardan yalnız birisi olarak devam etmeye başlamıştı.

Yine yalnız olduğu günlerden birinde, dışarıda kendisi için bir kaç çerez ve içecek alıyordu. Noel arifesi olduğu için açık olan pek dükkan yoktu ve açık olanlardan sadece birisini bulmak için karlı havada 1 saatini heba etmek durumunda kalmıştı ama buna değmişti çünkü o sevdiği çerezden de bulmuştu-ayrıca o kadar da kötü değildi, hadi ama, karlı havadan söz ediyoruz-. Kendini mutlu etme yöntemi buydu işte, olmadık zamanlarda sevdiği şeylerden alıp kendisini şımartıyordu. Bazen yakın arkadaşları Ron ve Hermione de evini ziyarete geliyorlardı ama adı üstünde, bazen. Evli oldukları için bu gayet makul bir şeydi. Zaten bir çocukları da olmuştu, ondan sonra Harry'yle görüşmeleri epey zor bir hale gelmişti ama görüştükleri zaman da gayet iyi zaman geçiriyorlardı. Hogwarts'tan tanıdığı diğer arkadaşları da arada sırada ziyarete geliyordu ama Harry'yi çok da sıkmak istemiyorlardı, sonuçta onun da yalnız olmasına rağmen kendi hayatı vardı, sürekli onun yanında olmak pek hoş bir şey olmazdı.

Açıkçası Harry de bu durumundan hoşnuttu, yalnız olmak kafa dinlemek demekti. Savaştan sonra kafa dinlemek herkesten çok onun hakkıydı, çünkü savaşta ölenlerden sonra en çok zarar gören, hırpalanan oydu. Voldemort'u alt etmek kesinlikle kolay bir şey değildi.

Çerezlerini ve içeceklerini aldıktan sonra girdiği pek de küçük olmayan marketten çıkıp evinin bulunduğu sokağa doğru adımlamaya başladı, bulunduğu sokakta kimse yoktu, yani cisimlense bir sıkıntı çıkmazdı fakat cisimlenmek istemiyordu, aksine karlı havada yürüyüp kardan dolayı tertemiz bir hale gelen havayı ciğerlerinin derinliklerine kadar doldurmak istiyordu. Attığı her adımda yerde oluşmuş bölgeye göre kalın-ince olan kar birikintisinin açılmasına, asfaltın görünmesine neden oluyordu. Gözlüğünün de ıslanmaya başladığını hissedince hafiften bir nefes verip evine bir an önce varmak için adımlarını biraz daha hızlandırdı ve bu soğuk havada eldivenli olsa bile ellerinin üşüdüğünü hissederek elindeki poşetleri bileklerine doğru takıp aşağı doğru kaymalarına izin verdi ve Molly'den hediye ve özel yapım olan eldivenli ellerini koyu renkli paltosunun ceplerine sokup omuzlarını birbirine yakınlaştırarak yürümeye devam etti, biraz tuhaf görünse de ısınma konusunda kesinlikle işe yarıyordu.

Yürüdükçe yol uzuyor gibi görünüyordu, bu kadar yolu yürüyebilir mi emin değildi. Cisimlenme fikri kendisine gittikçe mantıklı gelmeye başlamışken sokağın kendisine uzak olsa da bomboş olduğu için görünen başlangıcında aynı kendisi gibi üşüdüğü belli olan birisinin elleri ceplerinde bir şekilde doğru geldiğini gördü. Şaşırmıştı, kendisinden başka nasıl bir kafadan üşütmüş dışarı çıkabilirdi ki? O kişiye doğru bakarken hızlı olan yürüyüşünü kaybedip yavaşladığının, hatta durduğunun farkına bile varmamıştı. Sadece bakıyordu.

Bir süre daha baktıktan sonra o kişi kendisine yaklaştığı için tam olarak ne yaptığını çözmüştü. Malum kişi, kendisine bakmadan, gözlerini yola dikmiş hızlı hızlı yürüyordu. Birisinden bir şey kaçırıyor gibi bir hali vardı. Harry bunun üzerine omuz silkti ve hafifçe silkelendiğinde durduğunun farkına vardı ama bunu yapana kadar o kişi yanına kadar bile gelmişti. Onun için de bomboş bir sokakta, kaldırımın ortasında öylece duran birisi çok tuhaf olduğu için kafasını hafifçe kaldırıp Harry'ye baktı. Harry'den uzundu fakat kafasını resmen yere yapıştırır gibi eğdiği için kaldırması gerekmişti. O Harry'ye bakarken, Harry de ona öylece bakıyordu.

all the shipsWhere stories live. Discover now