Sabah erkenden temiz hava almak için çıktığım sitemizin sahiplendiğim ağaçları arasında ne kadar sabahın köründe kalkmak cazip gelmese de bir yürüyüşe çıkmıştım.Tabiki de bu eylemde tek değildim.Sevgili arkadaşlarım erkenden uyanmayı sevmediğimi ve uyumayı herşeyden çok sevdiğimi bildikleri halde beni buna nerdeyse zorlamışlardı.Neyse ki temiz hava almak iyi gelmişti ve Sabah huysuzluğum bunun sayesinde hafiflemişti.Melis aramızdaki en hiperaktif kızdı.Arada bir sinirlenip bağırıp çağırması ve olumsuz olması dışında hiperaktif olanımız o olmalıydı.Gamze ise biraz daha farklıydı.Onu memnun etmek daha kolaydı.En azından Melis ve benim aksime o daha olumlu ve neşeli bir kızdı.Ama bir o kadar da utangaç,çabuk alınan biriydi.Onunla tanışıp arkadaş olmamın nedeni buydu.Herkes onunla dalga geçerdi.O hep ağlardı.Birinin dış görünüşü ile dalga geçilmesi beni kontrolünü kayıp etmiş birine dönüştürüyordu.Kim olursa olsun birini böyle bi durumda üzgün görmek beni de üzerdi.Onu bir kaç kere korumuştum.Ve sonra çok iyi anlaşmıştık.Tanışıp da onunla iyi anlaşamamak çok zordu.Çünkü gerçekten çok tatlı bir kızdı.Melis ise açık sözlüydü.Kendini kolayca ifade edebilirdi.Bazı durumlarda o da çok çabuk korkup çekinebiliyordu.Ama ikiside sahip olduğum şeyler arasında en güzel arkadaşlıkları bana yaşatmışlardı."Bakın ne güzel oldu böyle güzel bir havada yürüyüş yapmak." Melis'in sesiyle uykulu halimden tamamen kurtulmuştum. "Evet iyi geldi bana da temiz hava." Gamze de Melis'e hak verdikten sonra ikiside umutlu gözlerle bana bakmaya başladı.Daha çok onların bakışına katlanmamak için benimde onlara hak vermem gerekiyordu."Evet her ne kadar güzelim uykumdan vazgeçirilmiş olsamda temiz hava ve şu mükemmel ağaçların görüntüsü bana da çok iyi geldi." İkisi de mutlu olduklarını gülümsemeleri ile belli ettiklerinde dayanamayıp buz kalıbımı kırdıktan sonra bende heyecanlı ve mutlu gözükmeye çalışarak onlara sarıldım. "Sizi çok seviyorum."
~
"Ben geldiiim." çığlık atarcasına annemin duyduğunu anladığım zamana kadar bağırdım.Su her zamanki gibi koltuğuna oturmuş sesimden iğrenirmişcesine yüzünü buruşturduktan sonra kafasını gün boyunca kaldırmadığı telefonu geri çevirdi.Bende onu telefonuyla başbaşa bırakıp dünyalar güzeli annem Zeynep Demir'in omzuna küçük bir öpücük kondurup kahvaltı hazırlamasına yardım ettim.Bana nerden geldiğimi sorarcasına meraklı bakışlar atınca açıklamaya başladım. "Sabah erkenden kızlarla site içerisinde yürüyüş yapmaya çıktık sana haber vericektim ama uykuluydum ve seni de uyandırmak istemedim sanırım." Sabah erken uyanmamın da etkisiyle kendimi bu yaz sıcağından kurtarmak istercesine soğuk suyla hayal ettiğim duşa attım.Tek istediğim serinlemek ve sıcaktan kurtulmaktı.Donduğumu anlamamın onuncu dakikasıyla çıkmam bir oldu.Basit bir "Hande Tarzı" yaratıp anneme dışarı çıkacağımı belirten bir mesaj attıktan sonra Su'ya da benimle ne kadar ilgilenmese de çıktığımı söyledim.Aslında daha çok bağırdım.Su ile aramızda çok yaş farkı yoktu sadece ondan üç yaş büyüktüm.Çoğu zaman iyi anlaşamasak da yine de birbirimizle iletişimimiz iyiydi.
~
Melis nerde buluşacağımızı kısa bir mesajla belirttikten sonra sitenin önünde Gamze ile güvenliğin çağırdığı taksiyi beklemeye başladık."Siteye gelen yeni çocukla tanıştın mı?" Şaşırmış bir ifadeyle cevap verdim."Hayır,o kadar da umrumda değil açıkçası." yanıldığımı belirten bir bakış atıp devam etti. "Çıldırmış falan olmalısın eğer görseydin böyle demezdin." onunla daha fazla laf yarışına girmek istemedim.En sonunda da taksiye binip Melis ile buluşacağımız kafeye doğru gittik.Yol boyunca ikimizde konuşmamıştık çünkü ikimizde başka birinin yanında özellikle de bir taksicinin yanında konuşmayı sevmezdik.Kafeye vardığımızda taksicinin parasını ödeyip taksiden indik.İkimizde 15 dakikalık tıp oyunundan kurtulduğumuzu belirtmek istercesine büyük bir oh çektik.Kafeden içeri girer girmez Melis ve Can bize aşk dolu güler yüzleriyle yerlerini belli ettiler.Yanlarına gidip boş sandalyelere oturduk.Melis farklı yerler bulup keşif etmeye bayılırdı.İsminin Milano olduğunu öğrendiğim güzel dizayn edilmiş kafede garson olduğunu anladığım zayıf çocuk yanımıza yaklaştı ve siparişlerimizi aldı.Bu saatlerde çok ağır şeyler yememeye dikkat ediyordum ve daha hafif bir şeyler yiyip akşam yemeğinde doymayı tercih ediyordum.Bu yüzden sadece ton balıklı salata siparişi vermiştim.Gamze aç kaldığımı iddia eden bakışlarla benim için üzülüyordu.Daha fazla dayanamadan konuşmaya başladı. "Bence kendine haksızlık ediyorsun zayıf ve fiziği düzgün bir kızsın.Kendini salatayla cezalandırmamalısın.Kendini cezalandıracak biri varsa o da ben olmalıyım.Ama yemeyi seviyorum.Bilirsin.." gülüp önündeki makarnayı yemeye devam etti.Yemeklerimiz bitmiş kahvelerimizi sohbet ederek içiyorduk.Okulların yeni kapanmasına rağmen okul hakkında konuşuyorduk.Yazları lisenin şenlikleri oluyordu.Konserler,eğlenceler çeşitli oyunlar...Melis oturduğu yerde kıpırdayarak konuşmaya başladı."Siteye yeni gelen çocukla tanıştım.Pek sevdiğimi söyleyemem.Değişik,içine kapanık bir tip.Biraz uyuz.Ben sevmedim." dudaklarını iğrendiğini belli eder gibi büzdü."Yakışıklı olabilir ama içine kapanık kişiler benim de tipim değil." Gamze de kıkırdayarak Melis'e katıldı."Bu konu konuşulması gereksiz bir konu.Eve gitmeyi konuşmak daha iyi bir konu." gülerek onlara katılmadığımı açıkça belli etmiştim.Ve daha fazla kafe de durmayıp eve gitmeyi tercih etmiştik.
~
Eve vardığımda annem eve çoktan gelmişti.Su ve annemi süslü bir şekilde gördüğümde gülmeden edemedim. "Hadi hazırlan annem bizi yemeğe çıkarıyor." her ne kadar buna şaşırsamda giyinip onlara yetişmek için hızla merdivenleri ikişer ikişer atlayarak arabaya doğru koştum.Koşarken birinin üstüne atlayıp,çarpmam ve yanaklarımın utançtan ateş küpüne döndüğünü anlamam bir oldu. "Gözlerin falan körde değneğin mi yok?" utançtan kızaran yanaklarım yerini sinire bıraktı.Gözlerimi açtığımda gördüğüm şey kaslı kollardı.Onları da sinirle ittirdim.Kafamı kaldırıp konuşmaya çalıştım."Y-yanlışlıkla oldu acelem vardı,dikkat edemedim ne bağırıyorsun!" bu siteye yeni gelen çocuk olmalıydı çünkü bizimkilerden biri olsa tanırdım."Çarpan sensin bir de ne bağırıyorsun diyosun.Sinirliyim zaten çekil önümden!" kolumu sert bir şekilde tutup ittirdiğinde canım oldukça yanmıştı."Yabani!Canımı acıttın!" arkasından ne kadar beni umursamasa da bağırmaya başladım.Sinirle arabaya doğru ilerledim."Bişey mi oldu bebeğim?" annemin sesiyle sinirim biraz daha yatışmıştı."Koşarken yabaninin birine çarptım sonra da biraz tartıştık." annem bir taraftan arabayı kullanırken devam etti. "Kimmiş bu yabani?" ne kadar bu konuyu konuşmak istemesem de cevap verdim. "Yeni taşınmış siteye.Neyse bu konuyu kapatalım iş nasıl geçti?Bugün erken geldin eve."
~
Eve varır varmaz odama çıktım.Yorulmuştum sabah da erken kalkmıştım zaten.Buna rağmen kitap okumayı tercih ettim.Birden bire telefonumun mesaj sesiyle irkildim.Kilidi açıp mesaja baktım.Melis atmıştı.Melis:Bize bekliyorum.Gamze de burda.
Hande:Tamam geliyorum.
Çantama pijamalarımı koyup Melislerin evine doğru yürümeye başladım.Yürürken karşıma yeni gelen çocuk çıkmıştı.Bu sıcakta kapşonlu giyip bisiklet ile dışarı çıkıyordu.Daha fazla sinirim bozulmasın diye hızlı adımlarla Melislerin kapısına varıp zile bastım.Gamze kapıyı açınca hemen içeri girdim.Gamze neye uğradığını anlamayan gözlerini üstümden çekip kapıyı kapattı ve yanımıza geldi.Onlardan bişey saklayamıyordum hemen olan ne varsa anlatmaya başladım.Sonuçta 4 yılımız beraber geçmişti.Ne olup bitiyorsa o konu hakkında konuşurduk."Kafeden geldikten sonra yemeğe çıkacaktık annem ve Su ile.Hazırlandım ve onlara yetişmek için acele ettim.O sırada şu yeni gelen uyuzun kollarına düştüm.Daha doğrusu çarptım.Sonra yabani yabani bağırdı.Kör falan dedi.Bende az değilim ya,ikimizde oturduk çocuklar gibi kavgaya tutuştuk." kaşlarımı kaldırıp küçük bir çocuk edasıyla Melis'e ve Gamze'ye söz hakkı tanıdım."Ay dedim ben size uyuz bu çocuk diye.Bizim yan evde oturuyormuş.Bende kafeden sonra gördüm.Pas vermeden eve girdi." Melis konuştuktan sonra Gamze sinirli sinirli konuya girdi."Aman o ne öyle bir kıza böyle mi davranılır.Efe'den duyduğuma göre burayı yazlık olarak satın almışlar.Ailesi oldukça zenginmiş.Babasının tekstil üzerine bir holdingi varmış İstanbul'da.Annesi çalışmıyormuş.Bizim uyuzun adı Barış.Babası Alper Uçar,annesi de Sibel Uçar." Gamze adeta Vikipedi gibi bize yabaninin bütün hayatını anlatınca bizde ağzımız açık onu dinledik.