2. Kaçak Prenses

80 6 1
                                    

Multimedia Saraylar

Aradan 8 yıl geçmişti. Prensesimiz ve Prensimiz büyümüştü.
Pira çok şeytani bir prenses olmuştu. Onun aksine Gilgan çok iyi bir prens olmuştu.
Şimdi bakalım onlar ne yapıyorlar.

Pira 20

Gözlerim tavana tekrar açıldı. Oda sıcaktı ve nemliydi. Yılların hatıraları ile doluydu.
Kafamı sağa çevirince siyah panterim Black karşıma çıktı.
"Uyan black ! Bugün o gün ! 20 yaşına basıyorum." Dedim ve hızla yataktan kalktım. Üzerime siyah tshirtümü ve kot pantolonumu geçirdim ve ayakkabılarımı giyindim. Balkonumun kapalı kapılarını o aydınlık yere bakmak için açarken yakında oranın evim olacağını hatırlayıp mutlu oldum. Ancak kendi çapımda değişiklikler vardı planımda.
İlk öncelikle karşıdaki parlamanın artık bir ülke olduğuna emindim. Ve ülkenin bir erkek çocuğuna sahip olduğuna. Yapacağım ilk iş prensi tavlamak olacak. Ardından kraliçeyi öldürecektim ve kraliçe olup hayatımı orada sürdürecektim. Prensinde sonra işine bakardım.
Ve işte bir kaç kuş gelip balkonuma konmuştu bile. "Bugün hepimiz kurtuluyoruz."dedim ve panterimi bir ıslıkla yanıma çağırdım.
Aşağı inmeden önce akşam saat 7.30 için eşyalarımı topladım. Tam o saate çıkacaktım. Tek sorun ise nasıl görünmeden çıkacağımdı. Yıllardır çıkmıyordum dışarı. Eminim babam beni fark ederdi ve tek harakette küle çevirirdi kızım demeden.
Belki Black a binip biraz hızlı olabilirdim. Yada atım olan Geceyede binebilirdim. Ama  blacki kesinlikle geride bırakamazdım.
Bunları düşünürken bir andan sa 8 yıl önce ölen Lina nın kolyesini takıyordum. Kolye balkondan gelen  güneş ışığıyla parlarken ışığa bakakalmıştım. Yıllar sonra odama ilk defa ışık giriyordu.
Bu bir işaretti...

"Black. Hadi..." dedim ve beraber odamdan çıktık. Taht odasında tahtıma oturunca  tüm hizmetçiler yanıma gelip eğildiler. "Doğum gününüz kutlu olsun Prensesimiz !" Dediler. Cevap vermedim. Çünkü gözüm Hizmetçilerin oluşturduğu paralel sıranın tam ortasından bana ilerleyen babama takılmıştı. "Benim prensesim. Sonunda 20 yaşındasın! Artık tacını giyme vakti ! Taç giyme töreni için diper krallıktan kralları ve kraçileri hatta prens ve prensesleri çağırdım !! Her şey hazır ! Şimdi şu paçavralardan kurtul ! Ve elbiseni giy !" Dedi. Elbise ? Babam bana elbise mi hediye ediyordu ?!
"E-elbise ?" Dedim anlamayarak.
"Evet simsiyah bir elbise ! Odanda ! Şuan yatağın üzerinde !" Dedi. "Hadi git ve giyin biz sarayın bahçesindeyiz."dedi ve tüm hizmetliler ile çıktı. Blackla şaşkınlıkla birbirimize bakarken babamın bana elbise aldığını aklım almıyordu.
"T-tamam.Black gel." Dedim ve  odama geri çıktık. Orada beni acayip bir şey bekliyordu
Süper bir elbise. Şu ana kadar gördüğüm tek ihtişamlı  siyah elbise. Siyah küpeler. Ve Black için bir tasma. İlk öncelikle blackin tasmasını taktım. Ardından elbisemi giyindim. Kolyemi ve küpelerimi taktım.Ayakkabı olarak da siyah babetlerimi giyindim. Derken odaya hazırlık ekibim girdi. Saçlarıma maşa yaptılar.Ve siyah güllerle süslediler. Ardından makyajımı yaptılar. Siyah far pudra eyeliner ve kıpkırmızı parlak bir ruj. Hazırlık ekibim çıkarken bu ayakkabışarla nasıl kaçacağımı düşündüm. Bunun üzerine planı hafiften değiştirdim.
Saat 8 de partiden sıvışacaktım. Ve çantamdaki kıyafetlerimi giyecektim.
Bunun üzerine çantama yedek kıyafetler attım.
Derken kapının çalmasıyla çantamı yatağımın altına fırlattım. Kapıdaki kişi Cian dı. "Prenses hazırsanız gidelim..."dedi ve odaya girdi. Cian yıllar içinde yaşlanmıştı. Saçkarı hafif gri olnuş ve yüzü de kırışıklarla dolmuştu.
Kafamı 'Evet' anlamında sallayıp koluna girdim.
Uzun bir süre merdivenlerden in çık yaptıktan sonra sonunda bahçemize ulaştık. Bahçe çiçeklerle süslenmişti. Şaşırmayın hepsi siyah yada mor.
Ardından  yemek servis eden maslar. Birinde kostatin bile vardı...
Ve oturma yerleri. Ve mihrap. Mihrapta bir adam ve babam...
Yavaş adımlarla oraya ilerlerken planımın işe yaraması için umud ediyordum. Eğer işe yaramazsa şafakta kendimi bir kalasın altında asılmayı beklerken bulurum.
Ve sonunda babamın yanına ulaşmıştık. Cian beni bıraktı ve oturma yerlerinden birine geçti. O kaaar fazla kişi vardı ki sahne korkum devreye girer diye korktum ama hiç bir şey olmadı. Diğer adam "İlk öncelikle geldiğiniz için size teşekkür ediyor ve sizi selamlıyorum ! Bugün prensesimiz Pira yı tam bir prenses yapmak için toplandık. Geleneklerimize göre taç kral yani Prenses Piranın babası tarafından takılacak. Bundan itibaren prenses de ülke ekonomisi ve ülkenin yönetiminde söz hakkına sahio olacak ! Şimdi ! Taç lütfen..." dedi ve  arkasından çıkan minderli adamdan minderi aldı ve babama verdi. Babam bana "Ne çabuk büyüdün !" Dedi ve güldü. Öylemi ? Bana bir ömür gibi gelmiştide...
Hafiften ağildim ve babamın tacı kafama koymasına izin verdim.
"Şimdi herkes karanlıkların  ülkesinin prensesi önünde eğilsin !" Dedi ve önümde eğildi. Herkes yerlerinden kalkıp eğildi.
Babam bile hafiften eğilmişti önümde.
Herkes alkışlamaya başlamıştı. Ama kimse prensesin aynı gün kaybolacağını bilmiyordu...

Gilgan 21

Karanlık yerden gelen seslere kulak kesilmiştim. Babam oraya giden çılgın gezginlen olduğunu söyledi. Ama ben inanmadım. Tacımı giyeli bir yıl olmuştu ve artık bir şeylerin farkındaydım.
Onlardan biri ise orada keainlikle birilerinin olmasıydı.
Babam  oraya gitmemin yasak olduğunu söyledi. Keşife çıkarsam asla sınırdan çıkmamalıymışım. Derken arkamdan gelen ses ile irkildim. Annem "Taatlıım ! Halk danışma zamanı !"dedi ve yanıma geldi. "Ah yine mi orayı izliyorsun." Dedi. "Anne oranın boş bir arazi olmadığı çok açık ! Beni kandıramazsınız ! Ben aptal değilim !" Dedim ve gözlerimi devirdim. Annem bana baktı ve "Belkide bunu sana söylememeliyim ama evet. Orası sıradan bir yer değil. Ama ne olduğunu bende bilmiyorum." Dedi. Ona baktım . Oldukça ciddi gibiydi...
"Amann neyse . Seni aşağıda bekliyorumm."dedi ve odamdan çıktı. "Bu arada..." dedi ve kapımı araladı yeniden "Evet ?" "Prenses Olinia gelecek. Hazırlan."dedi ve bu kez gerçekten çıktı.
Prenses Olinia da kimdi ?!

Pira
"Adım Olinia !" dedim karşımda duran görevliye.
Plan tamamen işe yaramıştı. Herşey kusursuz gitmişti şimdi ise sıra prense ulaşmaktı. "Oh evet ! Kraliçe sizi bekliyordu !"dedi ve kabindeki dümeye bastı. Kocaman sarı kalkan açıldı ve içeri girmeme izin verdi...

Tabelada Aydınlıklar Ülkesi Yazıyordu

İşte başlıyoruz...

Aydınlığın Oğlu ve Karanlığın KızıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin