Güneş ışıkları pencereye vuruyordu acele etmesi gerekiyordu çünkü saat 8.00'deki resim galerisinde resmi sergilenecekti. Galeriden içeri adım attığında boya kokusunun her yeri tutsak ettiğini fark etti. Tablolar bir hayli hoş gözüküyordu hele kendi resmi bir başka güzel gelmişti fakat insanlar onun resmine değil de bir başka resme odaklanmış gözüküyorlardı. Gerçekten de bu resmi merak etmişti ,insanları ite kaka en öne geçmeyi başardı ancak bir haylide şaşırdı . İnsanların başına üşüştüğü resim bu olamazdı, kırmızı bir top sadece küçücük bir top. Bu kadar emek boşunamıydı . Küçücük bir top onun resmini geçmişti ha bunu gururuna yediremedi ve bağırmaya başladı
Gerçekten bu resmi beyendinizmi ?
Bu sefer ilgi odağı kendisi olmuştu.Bu durum onu bir hayli sevindirmişti insanların bu kadın da kim böyle ne yapmaya çalışıyor gibi olan bakışları komik gelmişti ona fakat insanlar tekrar resmi incelemeye devam ettiler. Ne yaparsanız yapın diye geçirdi içinden ve hızlı adımlarla resminin olduğu tarafa gitti , resmini geri almak istediğini söyledi ve aldı da .Öyle bir nefretle yüklüydiki içindeki o kazanma hırsı açıkça belli oluyordu . Eve gitmeden önce bir kafeye uğradı. düşünmeye ihtiyacı vardı yaşamını, yaptıklarını gerçekten artık ben kimim diyesi geliyordu içinden ben kimim
... ...
Kahvesini ağı ağır yudumlamaya başladı. Kafasındaki sorular bir türlü yakasını bırakmıyordu, yapışmışlardı adeta peki bunlara bir çözüm bulabiliyor muydu , elbette ki hayır. Peki bu böyle devam edecek miydi, çözümsüz sorular ne zaman çözüm bulacaktı gerçek sevgiyi, dostluğu ne zaman yakalayacaktı. Sonra bir şey geldi aklına içindeki nefret evet içindeki nefret dostlukları yok etmişti. Artık paylaşacak bir şeyi kalmamıştı sevgi yoktu, mutluluk yoktu. Ondan bir polyana olması beklenilmezdi elbet ama mutlu olmayı da öğrenmesi gerekirdi, küçüklüğünden beri arkadaşlarını hep kıskanırdı onların başarılarını evet kendisi de başarılıydı ama kıskanıyordu işte . Önemli olan arkadaşlığı kaçırmıştı ellerinden, kum taneleri gibi birer birer döküldüler. Şimdiyse yapayalnızdı hiçbir dostu yoktu başkalarının mutluluklarından mutlu olmayı bilenler kazanmıştı.
... ...
Ayağa kalktı kahvesinin parasını ödedikten sonra yürüdü etrafındaki insanları görmüyordu sonra durdu kendine söz verdi '' GÖRÜCEĞİM '' . Adımlarını yavaşlatarak yürümeye başladı. İnsanlara baktı, çocuklara ne kadar da mutluydular öyle küçücük bir sakız bile onları mutlu ederdi. Sonra şöyle düşündü ''Büyüdükçe mutluluklar azalır mı ? '' . İnsanda bitiyor her şey nasıl düşünürsen öyle olur , karamsar oluşan karamsarlık peşini bırakmaz kötü bir olayda bile gülmeyi bileceksin, en büyük gücün mutluluğun olsun bu tebessümün insanları hayrete düşürsün.
düşüncelerinden sıyrıldı , yürümeye devam etti. Daha çok insan , daha farklı insanlar görmek istiyordu. Mutsuz olsunlar mutlu olsunlar farketmez . Sadece değişik yaşam tarzları görmek kendi yaşam tarzını düzeltmesini sağlıyordu. Bir yerlerde öğle yemeği yedi sonra eve gitti. Üzerindekileri yatağa fırlattı rahat bir şeyler giydi. Resmini inceledi ve yanlışını anladı. Resmini başarma hırsıyla çizmiş nefretle boyamıştı. İnsanların neden o resme o denli içten baktıklarını anlamıştı. O küçücük kırmızı top belki küçük bir çocuğun isteyip de ulaşamadığı bir toptu, orda ki insanlar sadece resmi yorumluyorlardı.
Boş bir tablo aldı ve çizmeye başladı sevgiyi çizdi paylaşmayı, mutluluğu, özgürlüğü, kardeşliği çizdi, sadece çizdi. Gülümsemesiyle resmi boyadı , anlam yükledi resme bir sürü anlam... Hayatta güçlüklerle nasıl başa çıkılacağını anlattı resimde , gülen sarışın bir çocuk çizdi elinde de şekeriyle ...
Akşam olmuştu bile , yemeğini yedi ve elinde tablosuyla dışarı çıktı. Hava soğuktu, rüzgar ağaçlarla adeta dans ediyordu yapraklarda bu dansa eşlik ediyordu. Gökyüzüne baktı ne kadar da çok yıldız var. Hepsi bizim iyi bakın onlara , mutlulukla bakın diye geçirdi içinden ve rüzgar durdu artık mutlu olmayı biliyordu. O kırmızı topa teşekkür etti içinden ve galerinin sahibini aradı 10 dakikaya kapanacağını söylüyordu serginin . Bir taksi çağırdı tek amacı mutluluğu yakalamaktı